Boya sanayimiz kesintisiz bir başarı öyküsüne yaslanmaz; iniş ve çıkışları keskindir.
Siyasi ya da ekonomik gerekçelerle sıkıntılar yaşayan bir dönemin ünlü boya sanayicilerinden Çavuşoğlu’nun ÇBS’sini hatırlayan kaç kişi kalmıştır?
DYO’nun sahibi Yaşar Grubu’nun ya da Polisan’ı üreten Bitlis Holding’in Özal ve Demirel arasında süren “merkez sağda liderlik yarışından” etkilenmediğini söylemek mümkün mü?
Marshall Boya ve Vernik Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer İsmet Uzunyol’a, boya sanayiinin petrole bağımlı olmasını da hatırlatarak, “Boya sanayicileri neden markalarını gelecek nesillere geçirmekte çok da başarılı olamadılar?” sorusunu yöneltiyorum.
Bu sorunun arka planında, 1954 yılında üç ortakla Türk şirketi olarak kurulan Marshall’ın, 1998 yılında Hollanda merkezli küresel boya devi Akzo Nobel’e satılması gerçeği yatıyordu.
88 yaşındaki Uzunyol, yılların deneyimiyle şu tespiti yapıyor: “İyi yönetilmediler!”
İsmet Bey’in oğlu ve Marshall’ın Türkiye, Ortadoğu ve Türki cumhuriyetlerden sorumlu Genel Müdürü Feridun Uzunyol ise “Tasarruf bilinci yok. İşadamları kazançlarını gayrimenkule yatırılıyor, oysa kriz zamanlarında nakit gerekli” diyor.
Akbank üst yönetimi, Sabancı Center’ın 33. katında hazırlanan bir öğlen yemeği için kadın ekonomi yazarlarını davet etmişti; gittik.
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) desteklediği Golabal Reporting Initiative (GRI) organizasyonunun raporlama tekniğiyle hazırlanan “Sürdürülebilirlik Raporu”nu; Kurumsal Yönetim ve Sosyal Sorumluluk Komitesi Başkanı ve Murahhas Üyesi Hayri Çulhacı ve Bireysel Bankacılık ve Kurumsal İletişim’den sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Binbaşgil ile birlikte açıklıyordu.
Akbank içini açtı
Türkiye’de ilk kez bir mevduat bankası, hesap verilebilirlik kriterlerini finansal göstergelerle sınırlamayacağını ilan ediyor.
İsteyen herkes Akbank’ın web sayfasına konan “Sürdürülebilirlik Raporu” nu tıklayarak, sayfa sayfa bankanın içinden tur atabilir!
Kullanılan su miktarından, doğalgaza; yaşa ortalamasından, sorunlu kredilere; sanatsal etkinliklerden, performans kriterlerine kadar bankayla ilgili birçok bilgi “tek bir rapora“ sığdırılıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Esnaf ve Sanatkârlar Değişim, Dönüşüm, Destek (3D) Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nı açıklamasından sonra, dün de makine sanayicileri düzenledikleri çalıştayda “strateji belgesi“ oluşturmaya çalıştı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı sanayi için de “strateji belgesi” hazırlıyor. Sonuçta ekonominin yol haritası ortaya çıkıyor.
Dün İstanbul’da düzenlenen “Türkiye Makine Sanayi Buluşması“ toplantısına katılan Nihat Ergün’e “Sanayide istihdam odaklı bir çalışma yapıyor musunuz?” sorusunu yöneltiyorum.
Ergün, “Türkiye’de istihdam, sanayiyle değil hizmet sektörüyle artıyor. Ancak hizmet sektörünün gelişmesi için de sanayi yatırımı gerekiyor“ diye söze başlıyor.
İşsizliğin artarak sürmesi, ekonominin de siyasetin de yumuşak karnı...
TOBB ile köprü bakanlar
1 milyon 300 bin TOBB üyesinin her birinin bir kişiyi işe almasını öneren Erdoğan’ın, “Bunu (istihdamı) TOBB olarak siz çözdünüz çözdünüz; çözemediğiniz takdirde bundan böyle dolaştığım illerde, arkadaşlarım olarak bakanlar dolaştığımız illerde, sanayi ve ticaret odalarıyla birebir görüşeceğiz. Çünkü bu, artık çözülmek durumundadır. Böyle ‘emeği sömürerek zengin oldum’ demek olmaz” sözlerini
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) ilk başkanı (2001-2007) Yusuf Günay, “kamu düzenini sağlayan yasalara ilişkin tüm teknik çalışmaları yürüten” Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü yapmış, deneyimli bir bürokrattı.
1990-1991 döneminde İngiltere Kraliyet Kamu Yönetimi Enstitüsü’nde Modern Kamu Yönetimi Teknikleri ve Avrupa Birliği Hukuku alanında eğitim de gören, Ankara Siyasal Bilgiler kökenli Günay, önümüzdeki 3 yılda enerji sektörüne 2 milyar euro’nun üzerinde yatırım yapacağını açıklayan Ağaoğlu Enerji’nin başında.
Gürcistan’a “Enerji Danışmanlığı” da yapan Günay, bu ülkedeki gözlemlerini anlatırken, hepimizin çok ilgisini çekecek bir sonuca işaret ediyor: Rüşveti ortadan kaldırdılar!
Saran’dan enerji açılımı
Günay, Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran’ın bu ay ikincisini düzenlediği “Akıllı Sohbetler” toplantısının konuk konuşmacısıydı.
Savunma sanayiinin yanı sıra, medya ve sağlık sektöründe yatırımları bulunan Saran, Bursa, Erzurum, Mersin ve Tunceli’de kurduğu 85 MW’lık hidroelektrik santrallarına yenilerine eklemeyi hedefliyor.
New York
Dün New York’tan ayrılırken, hayatıma yeni bir karar eklendi: Bundan böyle kozmetik sektöründe reklamcıların tüketiciye verdikleri sözleri ve ikram ettikleri olanakları ciddiye alacağım.
Çünkü kozmetik endüstrisi, tüketicinin ihtiyaçlarını belirliyor, çare geliştiriyor, talep yaratıyor ve güzelleştirmeyi vaat ediyor.
Bu piyasa refleksinin odak noktasına 20-30 yaş arasındaki kadınlar oturuyor.
“İş ve aşkta kazanmak için güzelleşmek” uğruna radikal kararlar almaktan kaçınmayan kadınlar!
Son iki yıldır küresel ekonomik krize rağmen, kişisel bakım ürünleri satışlarının yüzde 23’ler düzeyinde artmasında bu hırslarının da payı da var.
“Cildi kurutmayacağım”, “Kepeği yok edeceğim”, “Saçınıza hacim kazandıracağım”, “Ter kokusunu önleyeceğim”, “Saçınıza bukle yapacağım”, “Bilimi şişenin içine koyacağım” gibi yığınla mesaj yüklenen tüketicinin, kendisi için en uygun ürünü bulma çabasının, giderek daha sofistike seçimleri zorladığı da aşikâr.
Yine büyük sükse yaptı; patronlar kulübü TÜSİAD 6 yıldır kimsenin “Neden çıkmıyor?” diyerek arayıp sormadığı “Görüş” dergisini yeniden yayımlamaya karar verdi!
İş çevresi siyasetin merkezi Ankara’da işsizlik rakamlarına kilitlenirken; “İstanbul dukalığı” olarak da anılan TÜSİAD, siyasi liderler illüstrizasyonu kapağı ile gündeminin birinci sırasına “yeni Anayasa paketini” koyduğunu ilan etti.
TÜSİAD, uzun bir aradan sonra hazırladığı ilk sayıda 1997 yılından beri gündemde tuttuğu “liderler sultası” analizini, istatistik verileri ile güçlendiriyor; “daha fazla demokrasi” cephesine katılıyor.
2 Nisan’da kuruluşunun 39. yılını dolduran TÜSİAD’ı konuşmak üzere kurucu başkan Feyyaz Berker’i ziyaret ettim.
Berker hazırlıklı; masasının üzerinde “Görüş” ün 1 Şubat 1979 tarihli ilk sayısı en üstte olmak üzere aylık olarak arşivlediği TÜSİAD yayınları ve bu yayınların çıkmasına ilham veren Amerikalı 12 sanayicinin 1916 yılında kurduğu “The Conference Board” un Focus dergilerini, tek sayfalık bültenlerini yığmış...
12 Mart 1971 darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi arasındaki dönemde TÜSİAD’ın başkanlığını yapan Berker, artık bir çalışma ofisinden çok, “kütüphane” işlevi gören Tekfen’deki
Yeni anayasa değişiklik paketi Meclis Başkanı’na teslim edilmeden önceki akşam, TÜSİAD 6 yıl aradan sonra yayın hayatına dönen ve 2 ayda bir yayınlanacak kurumsal dergisi “Görüş”ün tanıtımını yapıyor; dergiyi kapatan TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı ve 2010-1011 döneminde başkanlık için adı geçen Ferit Şahenk davete katılmıyor; TÜSİAD’dan Ömer Sabancı’nın başkanlık döneminde istifa eden bankacı Burhan Karaçam izleyici locasındaki yerini alıyordu.
“Anayasa değişse de, siyaset değişmeyecek” başlığıyla çıkan dergi, Meclis sıralarında Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli’nin çoğaltılan görüntülerinden yapılan illüstrasyonu kapak yaparak, “liderler vesayeti”ni eleştiriyor.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in, tanıtım kokteylinde kullandığı “Liderler klanı ve politbürosu var” sözleri, merhum Sakıp Sabancı’nın önceki gün bu köşeden hatırlatılan “Padişah gibisiniz” serzenişinden sonra, patronlar dünyasından, “Partiler ve Seçim Yasası”na yönelik, bugüne kadar yapılan en sivri dilli eleştiri nitelemesini hak ediyor.
2011 seçiminden önce yapılacak yasal bir düzenlemeyle Meclis’te toplumsal katılımın daha sağlıklı hale gelmesini talep eden TÜSİAD, yeni anayasayı da bu sürece havale ediyor.
İş dünyasının dönem dönem “Anayasa”yı öncelikli olarak ele alması, önceki gün DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un altını çizdiği gibi “sürdürülebilir demokrasi” endişesiyle örtüşüyor.
1990’ların ikinci yarısında yüksek enflasyon, yolsuzluk ve hukuk erozyonuna tepki gösteren bir iş dünyası vardı.
1995 yılında TOBB’un, Prof. Dr. Doğu Ergil’e hazırlattığı “Kürt Raporu”, 1997 yılında TÜSİAD’ın merhum Prof. Dr. Bülent Tanör imzasıyla yayımladığı “Demokratik Perspektiflerin Geliştirilmesi” raporları, yüksek tansiyonlu tartışmalara yol açmıştı.
Türkiye’de söylenmemiş sözler söyleniyordu!..
Merhum Sakıp Sabancı aynı dönemde İstanbul Sanayi Odası’nda (İSO) düzenlenen bir toplantıda dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit’in yüzüne bakarak, “Siz bir milletin en dinamik kesimlerinin Meclis’e girmesi gerektiğini söylediniz, sağ olun, var olun. Ama yanlışı parlamentoda aramamak lazım. Bunu liderler isteyecek. Onlar ki padişah gibi, zatıâliniz dahil’’ diyordu.
Sivil mi, siyasi mi?