Doğalgaz ithal yetkisini elinde bulunduran Botaş, bu imtiyazı, yasal statüsü tartışmalı bir biçimde de olsa, Rus doğalgaz devi Gazexport ve Gama ortaklığının oluşturduğu Turusgaz şirketiyle paylaşmıştı. Turusgazdan alınan doğalgazın maliyetinin yüksek olması nedeniyle, yıllık 8 milyar metreküplük sözleşmeyi, 500 milyon metreküpe indiren Botaş, şubat sonunda açacağı ihalelere (3 Kasım 2004 ve 20 Ocak 2005 tarihlerindekiler ertelendi), yeni ithalatçı şirketlere yol verecek. Botaşın (Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ) doğalgaz kontrat devir ihalesinde geri sayım başladı, devler rakip "alanlarını" belirliyor. Botaş yönetiminden kontrat devirleriyle ilgili brifing alan 35 şirketten 18i, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) ihaleye girmek için dosya aldı. Botaşın yıllık 32 milyar metreküp doğalgaz kontratı bulunuyor. Bu yıl ithal edilen 23 milyar metreküp doğalgazın 16 milyar metreküpü, Rusyayla yapılan 3 ayrı hattan sağlanıyor. Bunlardan biri Mavi Akım, diğeri Batı, bir diğeri de Turusgaz koridoruydu.Diğer 3 kontrat ise; İran, Nijerya ve Cezayirden gelen doğalgaz sözleşmelerini oluşturuyor. Nijerya ile Cezayirden Marmara Ereğlisine gemilerle sıvılaştırılmış doğalgaz geliyor.
Ya daha öncesi?!Çok öncesi değil, 15 Aralıka gidelim..."Demir çelik sektörünün davetsiz misafiri: Evcil" başlıklı yazıma.İzmir, Yeni Foçada 1985 yılında Mehmet Yiğit ve Mustafa Ergül tarafından kurulan Ege Metal işletmesi, 2002 yılında Vakıfbank tarafından icradan satın alındı. Firmanın, Vakıfbanka faizi ile birlikte 90 milyon dolara varan kredi borcu vardı.Vakıfbank, mülkiyetindeki Ege Metalin işletmesini, eski sahibi Ergülün kurduğu Say Metale kiraladı. Say Metal zor günleri atlatamadı, silahlar konuştu. Devreye Erol Evcil adı girdi. Firmanın adı "Erege Metal Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş" olarak değişti. Şirketin logosuna da "Ege Metal" yazılırken başına, "ER" harfleri eklendi. Erol Evcil ve Alaattin Çakıcı ikilisinin Ege Metali ele geçirme operasyonları, emniyet kayıtlarına dayandırılarak son iki gündür gazetemizde yer alıyor. Kiracının kiracısı olur mu? Bu soruyu Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Durmaza yönelttim.Durmaz, "Beni bankanın tahsilatı ilgilendirir. Say Metal borcunu tıkır tıkır ödüyor, siz bağcıyı mı dövmek istiyorsunuz?" diye efelendi. Bu sözler de 19 Aralık günü bu sütunlarda çıktı.Aynı günkü yazımda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Kurul Üyesi
Sadıkoğlundan en son 16 Aralık günü Basradaki otelinden ayrıldığı bilgisini edinen yakınları, durumu önce Dışişlerine, sonra da basına duyurdu. Ayrıntılı bilgi vermekten kaçınan aile, "Haber bekliyoruz" demekle yetindi.Beklenilen haber gecikmedi, El Cezire TV ekibinin çekimi, Türkiyeye ulaştı. Bu çekimde Kahraman Sadıkoğlu, "Irak halkına yardımcı olduk, yanlış bir iş yapmadık" mesajını iletiyordu. Yanında da kaptanı Ahmet Yurttaş bulunuyordu. Ayrıca Iraklı şoförü ve rehberi de kayıptı, nedense onların görüntüleri çekimde yer almıyordu. Armatör Kahraman Sadıkoğlunun Irakta kaçırılmasının üzerinden 20 gün geçtikten sonra bile ortaya atılan senaryolar netlik kazanmamakla birlikte, taraflar "rakip şüphesi" üzerinde birleşiyorlar. Bu süre içinde hem aile, hem de ilgili taraflarla görüştüm, bunlar haber sayfalarımızda yer aldı. O günden bu yana ortaya çıkan çelişkilere dikkat çekmek istiyorum.Sadıkoğlunu Iraka götüren, Mardinli işadamı ve SHP Grup Başkanvekili Mehmet Güncegündü. Güncegün, Irakın devrik lideri Saddam zamanında Ulaştırma Bakanı ile ilişki kurmuş ve Basra Körfezinde 19 milyon dolarlık batık gemi çıkarma ihalesinin Sadıkoğluna verilmesini sağlamıştı.Sadıkoğlu ile Güncegünün
Orta Asyanın kültürel kimliğini anlamaya çalıştım. İşim kolaydı; Polat Bülbüloğlu, 16 yıldır Kültür Bakanı ve SSCBden ayrılan 15 Türk cumhuriyetinin kurduğu Türk Soyunun da Başkanı. Fazıl Sayın; Bachı, Beethovenı, Mozartı; Aşık Veyseli, Nâzım Hikmeti "romantik" yorumu ile harmanlayan konserinin ardından, hep birlikte çok özel hazırlanan akşam yemeğine geçtik. Hormonsuz domatesler, salatalıklar, yeşillikler; turşular, reçeller, zeytin - peynir çeşitleri; Basranın en kıymetli balıkları, Azeri kebapları ve iri Azeri gülleri ile donatılmış büyük bir masa.Bakan Bülbüloğlu, Bakû Konservatuarı Rektörü Ferhat Bedelbeyli, ATİB Başkanı ve Azerbaycanın en büyük üçüncü bankası Atabankın sahibi Ahmet Erentok, Bakûdeki en büyük özel hastanenin ortaklarından Melikşah Acuner ve Türk Büyükelçisi Turan Moralının yemek süresince yaptıkları konuşmalar birbirini izledi. Küçük votka kadehlerinin, yürek sözleriyle valsi de...Erentok anne tarafından "Tanzimat Dönemi" şairlerinden Abdülhakhamitin, baba tarafından da ömrü bu topraklarda geçen Şehbender İdris Çoranın torunu. Erentok yemeği, Arjantinli şair Lorge Luis Bergesin "Anlar" şiiri ile noktaladı: "Baş taşına" yazılacak güzel anlardan bir gecenin
Oysa ben ne yapıyorum? SDÇİye kaynak yaratan Say Metalin, Er Ege Demir olarak faaliyete devam ettiği ve buradan sağlanan kaynağın SDÇİye aktarıldığı iddiası üzerinde duruyorum.Say Demirin mazisini araştırıyorum. Say Metal, Vakıfbankın kredi borçlarından dolayı icraya çıkartıp alıcısı çıkmadığı için de kendisinin talip olduğu Ege Metalin işletmecisi. Banka, demir - çelik tesisini işletemeyeceğine karar vermiş ve mülkiyeti kendisine ait olan Ege Metali, eski sahiplerinin kurduğu Say Metal firmasına kiralamış. Eski sahipler Mustafa Ergün ve ortakları birbirine girmişler, ortaklık bitmiş. Tam da bu esnada Say Metalin tabelası ve kayıtlı belgeleri Er Ege Metal olarak değişmiş.Er Ege Metalin Erol Evcil ve arkadaşlarının olduğu demir - çelik camiasının paylaştığı bir bilgi. Emniyet birimlerinin SDÇİ ile Er Ege Metal arasındaki ilişkiyi soruşturduğu sırada, TMSF Yönetim Kurulu üyeliğinden Hasan İncekara istifa ediyor. Bu olayın Evcil soruşturmasıyla ilişkilendirilmesine İncekara itiraz ediyor, "Sağlık nedenlerimden dolayı ayrıldım" diyor.Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener ise İncekaranın "istifasını istediğini" ancak nedenin SDÇİ olmadığını söylüyor.Açıklamaları pazar
"Vakıfbank Yönetim Kurulundan 29 Ocak 2004 tarihinde, TMSF Fon Kurulu üyeliğine atanması nedeniyle istifa etmiştir.Fon Kurulu üyelerinin aynı zamanda başka görev yapamayacakları yönündeki yasa hükmü açıktır. Açık bir yasa hükmü ve bir üst göreve atanma, ülkeye bir üst görevde hizmet nedeniyle yapılanı istifanın gerekçesi saptırılarak, "kredi takibi söylentisi, Genel Kurul öncesinde istifalar bankacılıkta istifanın istenmesi şeklinde okunur" yönündeki yorumunuz art niyetli, karalama amacıyla saçma bir iddiadan ibarettir. Bugün köşemi, TMSFde Sivas Demir Çelikte Alaattin Çakıcı ile ilişkileri bilinen Erol Evcil izinin araştırıldığı bir dönemde, Kurul üyeliğinden "istifa ederek" DPTye atanan Hasan İncekaranın avukatı tarafından gönderilen açıklamasına ayırıyorum: Bu ülkeye hizmet için hayati risk de dahil birçok riski ve fedekarlığı göze alarak görev yapmaya çalışan insanları bu kadar ölçüsüzce karalarsanız, bir gün o makamlara uygun tecrübeli bankacıların mevcut görevlerinden istifa etmeyeceği ve görev kabul etmeyeceği gerçeği ile karşılaşırsınız. Nitekim müvekkilim, Hasan İncekara daha önceki TMSF tecrübesi nedeniyle tüm aile fertlerinin ısrarla karşı çıkmasına rağmen, ülkeye
AB zirvesinin en kritik anı; Erdoğanın, Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Bota "Thank you" demesinden sonra yaşananlar... İplerin koptuğu anda, Erdoğanın Veri Koordinatörü ve Danışmanı Cüneyt Zapsunun, Ankarada AB büyükelçiliklerine cep telefonundan "Bu iş bitti, dönüyoruz" mesajı çektiğini de öğreniyoruz. Türkiye Genç İşadamları Derneğinin (TÜGİAD) konuk konuşmacısı ve ABnin dilini çözen (!) Başbakan Tayyip Erdoğanın Dışişleri Danışmanı Egemen Bağış, zirvenin arka planını soranları, "Detaya girmek istemiyorum, bunlar devlet sırrı" diye yanıtlıyor. Bugüne kadar yazılanları ise, "Çeşitli versiyonlar" olarak tanımlıyor. Bağışa TÜGİADdaki sohbetimiz sırasında, "Annan, Brüksele niye geldi? zirvede Kıbrıs meselesinin çözümünün BMde oluşacağını bizden başka söyleyen oldu mu?" sorularını yönelttim.Bağış, Annanın Kıbrıs meselesi ile bağlantılı olarak Brükselde olmadığını belirtti. Çözüm adresi olarak BMyi dile getiren Türkiyeyi, İngiltere Başbakanı Blairin desteklediğini söyledi.Annanın AB Konseyindeki varlığı ile verdiği fotoğrafa bakmak gerekir. Amerikanın, Ortadoğuda yeni savaş planları yaparken, BMyi dışarıda tutan tavrına karşılık; AB, Annan ile birlikte!Bağış, konuşmasında KKTCye
26 Aralık günü yapılacak TİSK seçimlerinde, düne kadar Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, Çimento Müstahsilleri İşveren Sendikası Başkanı ve TİSK Genel Başkan Vekili Ahmet Eren, Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası (TTİS) Genel Başkanı Halit Narin veya Yardımcısı Sadık Oğuz ile kâğıt ve toprak sanayiinde yatırımları bulunan Işıklar Holdingin patronu Rıza Kutlu Işıkın adı geçiyordu.Dün TTİSnin bürosunda; Narin, Baydur ve Işık ortak bir karara vardı. Bugün yapılacak TİSK başkanlar toplantısında; Kutadgobilik ve Işık arasında bir seçim yapılacak; ya bir ya da iki adayla seçime gitme konusu görüşülecek.Yarışın Işık ve Kutadgobilik arasında geçeceği yönünde sinyaller veriliyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) pazar günü yapılacak 22. Genel Kurulunda; 41 yıllık sendika yöneticisi, 18 yıllık başkan yardımcısı, 15 yıllık genel başkanı ve 72 yaşındaki Refik Baydur, yeniden aday olmayacağını açıkladı; ancak yeni adaylar ve uzlaşma sıkıntısı sürüyor... Kutadgobilik, 2001 - TİSK Genel Kurulu seçimlerinde, Baydurdan yalnızca 8 oy az almıştı. Baydur, bu dönemde de başkanlığa "veda" etmesine karşılık, Kutadgobiliki "TÜSİADın adayı"