Orta Asyanın kültürel kimliğini anlamaya çalıştım. İşim kolaydı; Polat Bülbüloğlu, 16 yıldır Kültür Bakanı ve SSCBden ayrılan 15 Türk cumhuriyetinin kurduğu Türk Soyunun da Başkanı. Fazıl Sayın; Bachı, Beethovenı, Mozartı; Aşık Veyseli, Nâzım Hikmeti "romantik" yorumu ile harmanlayan konserinin ardından, hep birlikte çok özel hazırlanan akşam yemeğine geçtik. Hormonsuz domatesler, salatalıklar, yeşillikler; turşular, reçeller, zeytin - peynir çeşitleri; Basranın en kıymetli balıkları, Azeri kebapları ve iri Azeri gülleri ile donatılmış büyük bir masa.Bakan Bülbüloğlu, Bakû Konservatuarı Rektörü Ferhat Bedelbeyli, ATİB Başkanı ve Azerbaycanın en büyük üçüncü bankası Atabankın sahibi Ahmet Erentok, Bakûdeki en büyük özel hastanenin ortaklarından Melikşah Acuner ve Türk Büyükelçisi Turan Moralının yemek süresince yaptıkları konuşmalar birbirini izledi. Küçük votka kadehlerinin, yürek sözleriyle valsi de...Erentok anne tarafından "Tanzimat Dönemi" şairlerinden Abdülhakhamitin, baba tarafından da ömrü bu topraklarda geçen Şehbender İdris Çoranın torunu. Erentok yemeği, Arjantinli şair Lorge Luis Bergesin "Anlar" şiiri ile noktaladı: "Baş taşına" yazılacak güzel anlardan bir gecenin anısına...Son söz Fazıl Saya geldiğinde, "Artık müzik konuşsun" dedi ve Bakûnun ünlü caz sanatçılarını dinlemeye gittik. Cazın "derin sesine" ayarlanmış, saçlarına aklar düşmüş sanatçıların ışıklarıyla aydınlanan bir mekân. İçeride 30 - 40 kişiyiz; sahne ile burun buruna...Say piyanoya geçiyor. Hepimiz yeni karşılaştığı bu caz orkestrası ile sağladığı uyumdan mest olup ikinci parçayı istiyoruz. O ise "Ben arkadaşları dinlemek istiyorum" diyor. "2004ün en hoş akordunun yapıldığı" gecede, Bülbüloğlunu sahnede görüyoruz ansızın. Gürül gürül bir Azeri şarkısı. Bülbüloğlu hem iyi bir yorumcu, hem de bestekâr; "Bakanlığım tesadüf" diyor. Bize, Fahir Atakol ile Sertab Erener CDsinde, Bülbüloğlunun kendi bestesini seslendirdiği hatırlatılıyor.1978de Türkiyede Eurovision Şarkı Yarışması elemelerine katılan MAM Grubu gitaristlerinden olduğunu öğrendiğimiz Erentoktan da "Yesterday" şarkısını dinliyoruz. Gece çağlıyor; Say artık masası ile piyano arasında mekik dokuyor. Azeri piyanist ile birlikte 10 parmak çalıyorlar piyanoyu... Aşık Veyselden Uzun İnce Bir Yol ile bitiriyor Say konserini. Azerbaycan Kültür Bakanlığı ve Azerbaycan - Türkiye İşadamları Birliği (ATİB); Bakûde yeni inşa edilen Azerbaycan Devlet Filarmanoniyasında, (koltuklarının tanesi 1000 dolar) 27 Aralık gecesi, Fazıl Sayın "Yeni Yıl Solo Konseri" organizasyonunu gerçekleştirdi. Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu ile ATİB Başkanı Ahmet Erentokun davetlisi olarak Bakûde ağırlanan tek konuktum! Azerbaycan halkı, Ermenistanın işgal ettiği Karabağda canını, kanını bırakmış. Bülbüloğlunun babasının müzesi Bakûde, mezarı Karabağda; gidip göremiyor. Azerbaycanda Karabağdan göç etmek zorunda kalan 1 milyon Azeri yaşıyor. Göçmenlerinin geçimlerini Azerbaycan devleti karşılıyor. Bülbüloğlu, SSCB döneminin son Devlet Başkanı Gorbaçov ile 1990 yılında bir konferansta karşılaşıyor. Gorbaçov, "Komünist Ermenileri niye üzüyorsunuz" diye soruyor. Bülbüloğlu da yanıt olarak "Sizin elleriniz kanlı" diyor. Bu diyalog, Bülbüloğlunu ülkesinde "kahraman" yapıyor. Türkiye, Karabağ sorunu nedeniyle Ermenistan sınır kapısını kapalı tutuyor. Bülbüloğlu, Türkiyenin Ermenistan hava sahasını açtığını hatırlatarak, "Türkiyenin diplomatik ambargoyu kaldırmasını politikacı olarak anlayabilirim, ama halk asla anlamayacaktır" diyor.Azerbaycanda Ermeni sorunu, ülkenin birinci meselesi. Azeri tutumu, Ermenistan karşısındaki tavır alışa göre biçimleniyor. Öyle ki, İbrahim Tatlısesin Bakûdeki bir konser sırasında sesini beğenip Türkiyeye getirdiği Güner bile bugünlerde Azeriler tarafından protesto ediliyor. Tatlısesin müzik şirketinden ayrılıp ülkesine dönen Güner, 1991 bağımsızlık savaşında sırasında, Ermeni ve Rus askerlerinin kanlı eylemleri ile Azerbaycan tarihine, "Hocalı katliamı" olarak geçen günün yıldönümünde (26 Şubat), bir Türk televizyonunda eğlence programına katıldığı için ayıplanıyor. Çok kültürlülük barış istiyor, kan istemiyor. Bu dünyanın egemenlerinin gözünü ise ancak toprak doyurabiliyor! Karabağ yarası kanıyor Bülbüloğlu, Azeri hükümetlerinin en eski bakanı. Dağılan SSCB döneminden kalma... Masada Türkiye ile kültürel ilişkilerini soruyorum; "Yok" diyor ve ekliyor:"Türkiye gibi bir ülkede, kültürü turizm ile aynı bakanlığa bağlamak çok yanlış. 8.5 milyon nüfuslu Azerbaycanda, bakanlığıma bağlı çalışan sayısı 53 bin. 1.5 milyonluk Bakûde 15 tane tiyatro binası var. Bütçeden kültür ve sanata yüzde 2.2, eğitime yüzde 28 pay ayırıyoruz. 10 bin tane kütüphanemiz var, siz de 1000 tane devlet kütüphanesi bulunuyor. Turizm para kazanmak demektir, kültür ise topluma yatırım. İkisinin amaçları farklı. Son yıllarda Türkiye dünyadaki hiçbir kültür organizasyonunda yok. UNESCOda, ABde birçok toplantılar oluyor, katılmıyorsunuz. Kültürel birikim ihmal edildiği zaman, ortaya çıkan boşluğu sonradan doldurmak zor olur."Bülbüloğlunun babası, ülkenin en ünlü müzisyenlerinden Murtaza Bey, sesinden dolayı "bülbül" olarak anılıyor. Geçtiğimiz yıl kaybettikleri liderleri Haydar Aliyev, Bakûde babasının müzesini açmış, annesi Adile Hanıma emanet etmiş. Polat Bülbüloğlu, "73 yıl totaliter rejim; ne söyleseler de kültür ve medeniyete önem verdi. Demir kapı arkasında biz sanatçılar 75 ülkede olduk. Babam, Stalin döneminde İtalyada müzik eğitimi aldı. Kültürün yaşanması için para ayrılırdı. Pazar ekonomisi geldi, kuruluşlar bu görevi yerine getirmeye çalışıyor. Fazıl Say ABDye gidip konser veriyorsa, biz burada gurur duyuyoruz" diyor. Bülbüloğlunun ülkede bu kadar çok sevilmesinin ve uzun yıllar bakanlığını sürdürmesinin tek nedeni sanatçı kimliği mi? syilmaz@milliyet.com.tr Kültür alanında yoksunuz