Girişimlerin DNA’sında global ölçekte iş yapmak var fakat bu konuda Amerika, Kuzey ve Batı Avrupa’nın oldukça gerisindeyiz. İlk günden itibaren global olmak için adımlar atmak konusunda çekiniyoruz, korkuyoruz. Özellikle de ülkemizde çok büyük yatırım turları olmamasının ana sebebi olarak hep global düşünen girişimler olmamasını gösteririm. Yani birçok girişimcimiz “Türkiye pazarı zaten çok büyük, burada pazar lideri olmak, tüm dünyada kullanılan bir ürünüm olmasından daha değerli” diye düşünüyor. Bu konuda maalesef çok rol modelimiz de yok.
Rol model olmanın önemi ile ilgili sizlere 1867 - 1936 yılları arasında yaşamış Fransız bilim adamı, doktor ve kaşif Jean-Baptiste Charcot’tan bahsetmek istiyorum. Tahta yelkenlilerle başlayıp sonra demirle devam eden kaşif, bilim uğruna ve yeni yerler keşfedip insanlığı bir adım daha ileri götürmek adına Güney Kutbunun daha önce hiç gidilmemiş noktalarına kadar gitmiş ve birçok keşifte bulunmuştur. Güney kutbunun haritasının yeniden şekillenmesini sağlayan kaşifin gemisinin adı ise Fransızca “Pourquoi-Pas”, yani “Neden Olmasın?“. Aslında tıp eğitimi alan birinin daha sonra Fransa’nın en büyük kaşif ve bilim adamlarından biri olmasının altında yatan belki de en motive edici cümle bu olabilir, “Neden Olmasın?”. Türkiye’deki girişimcilerin de belki bu tip bir cümle ile yola çıkması gerekiyor. Ülkemizde lokal pazarda başarılı olan örnekler bir elin parmaklarını geçti (GittiGidiyor, Mackolik, Markafoni, Sahibinden, Trendyol, Yemeksepeti…). Amerika’ya yerleşip oradan başarılı olan örnekler de bir elin parmaklarını geçti (Maana, Mubi, Striim, Swirl Networks, Udemy…). Fakat Türkiye’den globalleşen firma yok denecek kadar az, rol modelimiz de henüz yok.
Son bir yıldır, yazının başında bahsettiğim çekimserliği, ürkekliği atmaya çalışan, en azından deneyen girişimler çoğalmaya başladı. En doğru modeli hangisi uygulayacak, kimler başarısız olacak, kimler başarılı olacak zaman gösterecek fakat en azından denedikleri için hepsini tek tek tebrik etmek gerekiyor. En azından bir tanesi çok başarılı bir model olsa ve diğerlerine rol model olsa, o bile ülkemizdeki girişimcilik ekosistemine öncülük edecektir. Peki kimler “Neden Türkiye’den de global girişimler çıkmasın ?” diyerek yola çıktı derseniz aşağıdakiler benim hatırladığım bazı girişimler :
Armut
Türkiye’de belli bir ivme yakaladıktan sonra HomeRun markasıyla Amerika pazarına açıldı.
Çiçeksepeti
LolaFlora ismiyle İspanya, İngiltere, Amerika, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt’e açıldı.
Enuygun
Wingie markasıyla yurt dışına açıldı.
Evtiko
Sina Afra’nın kurucu ortağı olduğu girişim Türkiye’de iş modelini ispatladıktan hemen sonra İspanya ve İtalya pazarlarına girdi. (İspanya’daki markası tiko.es)
Gaaraj
Kanada pazarına girdi.
Gram Games
Zaten Türkiye’den tüm dünyaya oyun satıyordu, şimdi İngiltere ofisini açarak daha da büyümek için kolları sıvadı.
Influanza
Almanya pazarına girdi.
Insider
Belki de en çok ülkede kullanılan ilk Türk girişimi. En son aldığı yatırımla Singapur üzerinden daha da globalleşecek.
Kolektif House
WeWork ile rekabet etmek için Los Angeles’da ofis bakıyorlar. Belki bir 5 yıl içinde birçok ülkede ortak çalışma alanları açabilirler.
mutlubiev
Italya pazarına girdiler.
Segmentify
Almanya ve Dubai pazarlarına girdiler.
Seyisco
Avusturya’da hızlandırma programına kabul edildiler, Avrupa’da büyümeye çalışacaklar.
Sinemia
Sinema dünyasının kalbi Los Angeles’a gittiler ve orada ciddi bir büyüme yakaladılar.
Stajım.net
Fransa’da Station F hızlandırma programına kabul edildiler, Youthall markası ile Avrupa’da büyümeye çalışacaklar.
Yuvako
Amerika, Portekiz ve İsrail pazarlarına girdiler.
Bu girişimler dışında örnekler çoğaltılabilir, üniversitelerin ve özel kuruluşların yurt dışında hızlandırma programları (Growth Circuit, Innogate, Starcamp, 3S Landing Pad…) kurması sayesinde önümüzdeki dönem daha çok “Jean-Baptiste Charcot” görmek dileğiyle…