Çanakkale geçilmez

19 Mart 2018

“Bir musibet bin nasihatten iyidir” diye boşuna söylememişler. Başakşehir, geçen hafta Alanya’da yediği ağır darbeden öyle bir ders almış ki, Beşiktaş karşısında müthiş bir başlangıç yaptı. Beşiktaş daha ilk dakikalarda “baskın” yemişe döndü. Sağını tuttu olmadı, solunu tuttu olmadı, göbeği sağlama almaya çalıştı, işe yaramadı.

Başakşehir geride kalan haftalardaki bir sağa, bir sola bıktırıcı paslar yerine, sağdan Visca, soldan Elia ile yaydan çıkan ok gibi öyle hızlı, öyle etkili ataklar geliştirdi ki, sağlamlığıyla tanıdığımız Beşiktaş savunması adeta şaşkına döndü. Başakşehir o kadar etkili oynuyordu ki, “Bu ateşe karın dayanmayacağı” belli olmuştu. Nitekim Başakşehir golü gecikmedi. Ama Başakşehir, rüzgârı arkasına almışken, bu kadar fazla pozisyon yaratmışken bunları hovardaca harcadı.

Beşiktaş başlangıç dakikalarında, rakibin yoğun baskısının da etkisiyle, bugüne kadar görmediğimiz ölçüde top kaybıyla oynadı. Yediği gol de zaten Tolgay’ın kaybettiği br toptan geldi.

İlk yarının unutulmaz iki pozisyonu vardı. 21. dakikada Lens tam 35 metre “tam gaz” top sürerken, 35 yaşındaki Adebayor o 35 metrede rakibini kovalayıp, Lens’in ayağından topu “terayağından kıl çeker” gibi çaldı.

Yazının Devamı

Kısmetini tepenler

18 Mart 2018

Galatasaray 2000’den bu yana kötü giden “yazgısını“ değiştirecek ve tarihe “dur“ diyecek pozisyonlar bulduğu bir maçı oynadı... Özellikle ikinci yarının başında galibiyet Galatasaray’a çok göz kırptı... Atamadılar, fırsatları kullanamadılar, hatta fırsatları teptiler...

Fenerbahçe bu tehlikeleri atlattıktan sonra ikinci yarının ikinci bölümünde, yani yetmişli dakikaların başında çok açık, atılması kaçırılmasından çok daha kolay iki çarpıcı pozisyonu golle sonuçlandıramadı...

Sonraki dakikalarda iki takım da açık pozisyonlar, gole çok yakın pozisyonlar yakaladılar... Bir Fenerbahçe - Galatasaray maçı için, özellikle bir derbi için son dönemlerde hiç rastlamadığımız kadar pozisyonu bol bir maç izledik... Son dakikalarda Maicon’un direkten dönen frikik atışı dahil...

Bu beraberlikte elbette iki kaleci Volkan ile Muslera’nın hakkını teslim etmeliyiz... İkisi de çok iyi oynadı... Ancak yıldız oyuncular, büyük futbolcular bu maçta özelliklerini, yeteneklerini, yaratıcılıklarını gösterebilseler, iki kaleci Volkan ve Muslera’ya rağmen bu maç golsüz bitmezdi... Ama yıldızlar “vasat“ı bile bulamayınca doğal olarak golü de bulamadılar...

Fenerbahçe zirve yarışına ortak olmak ve puan farkını

Yazının Devamı

Mucize gibi

11 Mart 2018

İlk yarı biterken Beşiktaş’ın yüzde 73-27‘lik topla oynama üstünlüğü, her 10 saniyede bir geliştirdiği yeni bir atak vardı... Böyle bir ilk yarının golsüz bitmesi mucize gibi... Bırakın mucizeyi kaleci Fabri, biri Sessegnon’un iki olağanüstü top çıkartmasa, Beşiktaş ilk yarıyı yenik bile kapatabilirdi...

Top bu kadar fazla ayağında kalırken, 10 saniyede bir hücum edecek kadar rakibini boğarken, nasıl oluyor da gol atamıyorsun? Aslında o pozisyonları buldu Beşiktaş... Ancak gol olabilecek her şutta, her pozisyonda Beşiktaşlı oyuncular “karanava“ atınca, bu müthiş baskıdan kaleci Hopf‘u yere yatıracak tek pozisyon bile çıkmadı...

İki Babel, bir Atiba, bir Lens, bir kafa şutunda da Negredo çoğu pozisyonda golle sonuçlanan vuruşlar yaparken, bu defa çerçeveyi bile bulamadılar...

Şunu da kabul etmeliyiz: Quaresma yoksa, Beşiktaş’ın hücum zenginliği ciddi anlamda darbe yiyor... Q7 skorer değil ama ele avuca sığmaz bir oyuncu... Ne yapacağı belli olmayan, akışkan oyunda durdurulamayan, sağ gösterirken, sol vuran, rakip savunmanın dengesini darmadağın eden bir isim...

Beşiktaş ilk yarıda hep kenar toplarından gol üretmeyi beklerken, ikinci yarının hemen başında ilk defa savunmanın arkasına

Yazının Devamı

Kalite ve ciddiyet

4 Mart 2018

Karabükspor’un “mahalle takımı” görüntüsü, Galatasaray’ın farklı ve çarpıcı galibiyetine gölge düşüremez. Hele iş disiplinine asla...

Galatasaray daha ilk çeyrekte üç farklı galibiyeti yakalamasına rağmen tek futbolcunun bile kişisel bir gösteriye girdiğini, bireyselliği seçtiğini, takım disiplininden uzaklaştığını görmedik. Farklı galibiyetten çok, daha önemli olan Galatasaray’ın sahada futbola, formasına ve mesleğine en ufak disiplinsizlik yapmadan, alın teri ve emeğini maçın her dakikasında ve son dakikasına kadar sürdürerek tamamlamasıydı.

Gomis elbette bu ciddiyetin, bu yeteneğin en büyük temsilcisi... Karabük maçıyla birlikte Galatasaray’ın bugüne kadar en fazla gol atan yabancı oyuncusu olan Jardel’i (22) de Karabük maçında attığı gollerle geride bıraktı. Gomis’in hızla tırmanan gol sayısı Galatasaray’ı şampiyon yapar mı bilemem ama, kendisini bu sezonun gol kralı yapacağı sanki kesin gibi...

Galatasaray’da son maçlarla birlikte “tadından yenmeyen” bir baklava oluştu. Geride ve ortada Belhanda, sağ kenarda Feghouli, sol kenarda Rodrigues ve ileride uçta Gomis... Öyle hücum organizasyonları geliştiriyorlar ki, baklava gibi tadından yenmiyor ve çoğu kez de golle sonuçlanıyor.

Yazının Devamı

Banko Beşiktaş

26 Şubat 2018

Beşiktaşlılar takımlarıyla iftihar edebilirler... Sahada müthiş bir Beşiktaş vardı... Özellikle öyle bir 70 dakika oynadılar ki, Fenerbahçe kendi yarı alanından bile çıkamadı... Fenerbahçe’nin arka arkaya üç pas yapmasına bile izin vermediler... Fenerbahçe‘ye gol şansı vermediler... Yedikleri gol de zaten ofsayt...

Ayrıca çok dramatik, çok travmatik Bayern Münih maçından sonra böyle ayağa kalkabilmek kolay iş değil... Beşiktaş bunu başardı... Topla oynama oranlarına baktım yüzde 63’e yüzde 37 Beşiktaş lehine... Ben bir derbi maçında bir takımın rakibini bu kadar ezdiğini, rakibine bu kadar ağır üstünlük sağladığını ilk defa görüyorum... Üstelik derbi alışkanlığına sahip ve kolay kolay kaybetmeyen Fenerbahçe önünde...

Fenerbahçeliler yenilgiye elbette üzülecekler ama “ahh- vahh“ etmelerine gerek yok... Berbat oynadılar, çaresiz kaldılar, maçı kaybettiler... Bu oyundan bırakın galibiyeti beraberlik bile çıkmazdı... Nitekim çıkmadı... Beşiktaş’ın yüksek topla buluşan oyuncuları, Fenerbahçe göbeğinden her topu aldılar... Her topa vurdular... Quaresma o muhteşem iki golü atmasa da sahanın yıldızıydı... Ele avuca sığmadı... Olağanüstü işler yaptı... İsla, Dirar, Şener gibi rakiplerine

Yazının Devamı

Şimdi siz para da ödemezsiniz!

23 Şubat 2018

Prof. Dr. Tarık Esen, Fenerbahçe’nin eski yöneticisi Emre Can ve ben birlikteydik... Beşiktaş’ın B.Münih ile eşleştiği kuranın birkaç gün sonrası... Tarık Hoca, “Beşiktaş’ın maçına gitmeliyiz” dedi... Sanmayın ki Tarık Hoca Beşiktaşlı... Kendisi Fenerbahçe Divan Kurulu üyesi... Ama gerçek anlamda bir futbolsever. “Hadi gidelim” dedik... Ama bilet dert... Almanlar Türkler’e bilet vermiyor. Beşiktaş Kulübü’nün alacağı bilet sayısı son derece sınırlı. Fikret Başkan’dan, yönetici Umut Güner’den rica ettik, sağolsunlar “hallederiz“ dediler. Ama bir gelişme oldu. İki sıkı ama çok sıkı Beşiktaşlı Prof. Dr. Orhan Bilge ile kardiyalog Dr. Mahmut Genco, “Siz gidiyorsunuz, biz kalıyoruz, olmaz öyle şey“ dediler. Sağolsun Umut Güner, iki bilet daha halledince biz otelimizi ayırtıp, uçak biletlerimizi aldık...

Civa gibi gençler
Maç günü 12.35 THY seferi için alanda buluştuk. Uçuş kartlarımızı aldık, bizi uçağa götürecek körüklü otobüse bindik. Üstünde Beşiktaş forması olan genç bir kardeşimiz “Şansal Abi, buyrun oturun“ diye ayağa kalkıp yerini bana vermek istedi. “Sağol kardeşim“ dedim, baktım “Medel’in ikiz kardeşi“ gibi... “Medel’e ne kadar benziyorsun“ deyince “Aşkolsun Abi“ dedi; “Ben

Yazının Devamı

Geçmiş olsun

19 Şubat 2018

Önce Gomis’e, sonra Galatasaray’a geçmiş olsun. Gomis başlangıçtaki kısa süreli baygınlığı ile yüreğimizi hoplattı. Sonraki dakikalarda oyunda kalması “Aslan yürekli” bir davranıştı. Ama hem sağlığı, hem takıma katkısı adına sahada kalması ne kadar doğruydu, o tartışılır. Hatta tartışılmaz, kalmamalıydı. Hem sağlığı, hem takıma katkısı adına oyunda kalmamalıydı.

Galatasaray’ın Kasımpaşa maçının “deplasman maçı” olarak yorumlanmasını asla kabul etmiyorum. Kasımpaşa dediğiniz yer Fatih Hoca’nın da maç öncesi söylediği gibi neredeyse Florya’ya komşu kapısı... Seyirci deseniz, Kasımpaşa taraftarından daha fazla... Bu maçın nesi deplasman? Ayrıca deplasman olsa ne olacak, deplasmanda adam mı yiyorlar?

Galatasaray adına işin kötü tarafı şu; sezon başında müthiş bir başlangıç yapan orta sahanın bu maçta tamamı yoktu. Ndiaye, Fernando ve bu maç için Belhanda... Ama özellikle ilk yarıda gördük ki, bu alanda Selçuk ve Donk özellikle ilk yarıda mükemmel oynadılar. Donk, kaptığı topla, önünü açışıyla, rakiplerinden sıyrılışıyla, Rodrigues’e mükemmel asistiyle takımını öne geçiren adamdı. Rodrigues de bu alınterinin hakkını verince, Donk-Rodrigues işbirliğinden oscarlık bir gol çıktı.

Ama

Yazının Devamı

Baskın basanındır

12 Şubat 2018

Fenerbahçe bu ligin en iyi futbol oynayan takımı değil... Hatta Fenerbahçe bu ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri de değil... Ama Fenerbahçe bu ligin en disiplinli oynayan takımlarından biri, hatta birincisi... Aykut Kocaman’ı kesseniz takım disiplininden taviz vermez... Aykut Hoca‘ya “korkak“ diyenler çok ama, geçen haftanın en iyisi Alper’i, hatta Valbuena’yı kesmek bırakın korkaklığı, “her babayiğidin“ harcı olamaz... Aykut Hoca, Başakşehir maçına böyle radikal ve cesur bir adımla başladı...

Gördük ki Aykut Hoca haklı çıktı... Maç başladı, Fenerbahçe, kaleci Volkan Babacan dahil sahada hangi Başakşehirli oyuncu varsa baskı yapmaya başladı... Öyle ki, gölgelerini bile kovaladı... Başakşehir bu baskı karşısında, tıpkı Konya maçında olduğu gibi ne yapacağını şaşırdı, eli - ayağı birbirine dolaştı, iki pası bile yapmayı başaramadı... Baktığınızda Başakşehir’in ilk yarının son dakikasında duran toptan Chedjou kafasıyla sadece tek pozisyon yaratabilirken, Fenerbahçe 5-6 golle bitebilecek, çok daha farklı bir galibiyeti kaçırdı... Fenerbahçe’nin oyun disiplinini anlatmak için sadece Fernandao‘ya bakmak bile yeter... Fernandao attığı iki golün dışında her Başakşehir atağında

Yazının Devamı