Hava yumuşadı, ama sorunlar duruyor

15 Kasım 2019

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmelerden somut bir sonuç çıktı mı, Türk tarafı istediklerini elde etti mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmelerden somut bir sonuç çıktı mı, Türk tarafı istediklerini elde etti mi?

Önce şu iki noktayı belirtmek gerek:

1) Bu görüşmenin gerçekleşmiş olması önemli. Bir ara fazlasıyla abartılan “mektup meselesi” nedeniyle “Erdoğan gitsin mi?” gitmesin mi tartışması yapıldı.

Yazının Devamı

Ne umuluyordu, ne oldu?

12 Kasım 2019

Aradan tam 30 yıl geçti. Farklı bir Avrupa, farklı bir dünya ortaya çıktı... Peki, esas arzulanan, umulan neydi, ne oldu?

9 Kasım 1989, yakın tarihte bir milat oluşturuyor. O gün Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla yeni bir dönem başlıyordu. Olay sadece yıllar boyunca adeta bir açık hava hapishanesinde yaşayan Doğu Berlin sakinlerinin çekiç ve baltalarla Utanç Duvarı’nı delerek kentin Batı kesimine geçmesinden ibaret değildi. Doğu’daki komünist rejimin ördüğü bu 115 kilometre uzunluğundaki duvar, Almanya’daki bölünmenin, Avrupa’daki bloklaşmanın ve dünyadaki Soğuk Savaş’ın bir nevi sembolü olmuştu. Dolayısıyla, Berlin Duvarı’nın ortadan kalkması, bölünmüş Berlin’in ve de Almanya’nın yeniden birleşmesinin, ayrıca özgürlük hareketinin adeta bir “domino etkisi” ile diğer Doğu Avrupa ülkelerine yayılmasına yol açıyordu... Aynı hareket çok geçmeden Sovyetler Birliği’nde de kendisini göstererek, orada da Mihail Gorbaçov’un liderliğindeki

Yazının Devamı

Alternatif tartışması

8 Kasım 2019

Son günlerde Türk dış politi- kasının temel konularından biri sıkça tartışılıyor: Ankara Batı ile bozulan ilişkilerine karşılık başka alternatiflere yönelmeli mi? Örneğin, NATO’dan çekilmek düşünülebilir mi? Rusya yeni seçeneklerin başında yer alabilir mi?

Bu tartışmalara yol açan sebepleri anlamak hiç de zor değil.

ABD ile müttefiklik ve “stratejik ortaklık” bağları son zamanlarda iyice sarsıldı. Bir süreden beri devam eden ve adeta kronikleşmiş olan FETÖ gibi sorunların üstüne, Trump yönetiminin YPG’ye desteği, ABD Temsilciler Meclisi’nin Türkiye’ye ambargo uygulama kararı gibi son olumsuzluklar Türk kamuoyunun ve Türk yetkililerin sabrını tüketti; sonuçta, dış politikada başka çıkış yolları ve yeni alternatifler arama noktasına getirdi.

Avrupa ile ilgili durum da bundan pek farklı değil. AB ile ilişkiler zaten uzunca bir süredir ölü noktada. Birçok Avrupa ülkesinin ve kurumunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de giriştiği son harekâta ve genelde Ankara’nın

Yazının Devamı

Neden karşı çıkıyorlar?

5 Kasım 2019

Geçen cuma günkü yazımda ABD Temsilciler Meclisi’nin, biri Ermeni soykırımı, diğeri de yaptırımlarla ilgili iki beklenmedik karar tasarısını onaylamasının, Washington’da hakim olan Türkiye karşıtı havanın bir göstergesi olduğunu belirtmiştim. Bu yazıda, bu noktaya neden ve nasıl gelindiğini kısaca anlatmaya çalışacağım.

Aslında ABD Temsilciler Meclisi’nin bu tür bir tavır göstermesi bir “ilk” değildir. Son yarım yüzyılda inişli çıkışlı bir seyir izleyen Türk-Amerikan ilişkilerinde zaman zaman benzer krizler yaşanmıştır. Benim 1975-76 yıllarında Washington’da yakından izlediğim ambargoyla ilgili olaylar hâlâ hafızamdadır.

Ancak bu kez fark, Türkiye karşıtlığının aldığı boyutlardadır. Temsilciler Meclisi bu çifte kararı şimdiye kadar görülmeyen bir çoğunlukla almış, hatta buna Kongre’deki Türk-Amerikan dostluk grubu da katılmıştır. Buna karşılık, yönetimden, medyadan bu tavra karşı bir ses çıkmamıştır.

Esas düşündürücü olan da ABD’de Türkiye aleyhtarlığının neden bu raddeye ulaştığıdır.

Yazının Devamı

Mesele sadece soykırım değil

1 Kasım 2019

Yıllar boyunca söylenebilecek ne varsa söylendi. Kâh dinlediler, kâh dinlemediler...

Ama davranışları hiç bu kadar sorumsuzca, hatta düşmanca olmadı...

ABD Temsilciler Meclisi’nin 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak tanımlayan ve Türkiye’yi suçlu sandalyesine oturtan bir karar tasarısını bu hafta ezici bir çoğunlukla onaylaması, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, çok ters ve kötü niyetli bir hareket olarak görünüyor.

Birincisi, zaman açısından: Ermeni soykırımıyla ilgili bu tür çıkışlar genelde 1915 olaylarının yıl dönümü olarak anılan 24 Nisan tarihine yakın günlerde yapılır. Oysa şimdi, bayram değil, seyran değil, konu birdenbire ABD Meclisi’ne taşındı. Üstelik bu karar tasarısı, bizim Cumhuriyet Bayramı’nda yani 29 Ekim’de görüşülerek kabul edildi. Üstelik bu çıkış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Kasım’da Başkan Trump ile görüşmek üzere Washington’a yapacağı resmi ziyarete günler kala yapıldı...

Yazının Devamı

Cumhuriyet’i kutlarken...

29 Ekim 2019

Soçi Mutabakatı uyarınca, YPG’nin Suriye’nin kuzeydoğu- sundaki belirli bölgeden çıkarılması için verilen 150 saatlik sürenin bitiminin 29 Ekim’e, yani Cumhuriyet Bayramı’nın kutlandığı güne denk gelmesi sadece bir rastlantı mı bilemiyoruz ama sonuç itibarıyla bu olayın bu tarihte gerçekleşmesi sembolik bir anlam taşıyor.

Bu akşama kadar sahada her şey iyi giderse, Barış Pınarı Harekâtı’nın amacına geniş ölçüde ulaşılmış olacak, güvenli bölgenin kurulmasının yolu açılacaktır. Bu arada, Suriye’deki 8 yıllık iç savaşın sona ermesi ve barışçı bir çözümün sağlanması için çalışmalara hız verilecek, yeni bir anayasa hazırlıkları için ilgili taraflar bu hafta Cenevre’de toplanacaktır...

Bunca ölümden, yıkımdan ve acıdan sonra, nihayet tünelin sonunda bir umut ışığı görülüyor. Artık hedef, Suriye’nin barışa kavuşması ve toparlan- masıdır...

***

Bugün Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanının 96. yıl dönümünde geriye bakıldığında, başkalarına

Yazının Devamı

İki mutabakatın jeopolitik yansımaları

25 Ekim 2019

Başta ABD ile Ankara’da varılan mutabakat...

Ardından, birkaç gün sonra, Soçi’de Rusya ile sağlanan mutabakat...Başta ABD ile Ankara’da varılan mutabakat... Ardından, birkaç gün sonra, Soçi’de Rusya ile sağlanan mutabakat...

Birbirini tamamlayan bu iki tarihi anlaşma, Türkiye’nin Kuzey Suriye’de giriştiği Barış Pınarı Harekâtı’na paralel olarak gerçekleştirdiği diplomatik hamlelerin somut sonucu.

Bu iki anlaşmanın, özellikle Türkiye için en önemli ortak özelliği, gerek ABD’nin, gerekse Rusya’nın, Ankara’nın öteden beri ısrarla istediği güvenli bölgenin oluşturulmasına ve bu bölgenin süratle YPG güçlerinin arındırılmasına aktif destek vermesidir.

Yazının Devamı

Sıra Rusya’da

22 Ekim 2019

Bugün Suriye meselesinde bir dönüm noktası oluşturacak iki önemli olay bekleniyor.

Bunlardan biri, geçen hafta Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakat uyarınca Barış Pınarı Harekâtı’na verilen 5 günlük sürenin sona ermesidir. Son dakikaya kadar bir aksilik çıkmazsa, YPG güçlerinin belirlenen bölgeyi bu gece tamamen terk etmiş olması gerekecek. Böylece, Türkiye’nin planladığı gibi TSK kontrolünde bir güvenli bölge kurulması yönünde önemli bir adım atılmış olacak.

Bugün beklenen ikinci belirleyici olay, Soçi’de gerçekleşecek olan Erdoğan-Putin görüşmesidir. Bunun Türk-Amerikan mutabakatının belirlediği 5 günlük sürenin sona erdiği güne rastlaması anlamlıdır. Soçi’de Türkiye ile Rusya arasında bir anlaşmaya varılırsa, bu Türk-Amerikan mutabakatının devamı ve tamamlayıcısı olacaktır.

Unutmamalı ki bu mutabakat öncesinde Amerikan askerlerinin çekildiği bölgelere hemen Rus askerleri ve Suriye rejim güçleri girmiş, Menbiç, Kobani, Kamışlı gibi

Yazının Devamı