Batı cephesinde yeni bir şey... var!

18 Ekim 2019

Yukarıdaki başlık, ilk bakışta, yıllar önce sinema ekranlarına yansıyan “Batı Cephesinde Yeni Bir şey Yok” adlı ünlü filmi çağrıştırabilir. Ama bizim konumuz farklı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü harekâtla ilgili. Mehmetçik bu geniş cephenin doğusunda ilerleyişini sürdürürken, batı kesiminde beklenmedik yeni bir şey oldu; bölgedeki güç dengelerini ve siyasi gidişatı tamamen değiştirebilecek önemli bir şey...

***

“Batı cephesi”nin can damarı sayılan Menbiç kenti üç yıldan beri ABD’nin kontrolünde. Burası aynı zamanda terörist YPG güçlerinin de kümelendiği kilit bir yer.

Türkiye öteden beri ABD’nin Menbiç’ten YPG’yi çıkarmasını istiyordu. Bu konuda geçen bir anlaşmaya varılmış, Washington bu talebi yerine getirmeye söz vermişti. Ne var ki bu söz, bütün ısrarlara rağmen hayata geçirilmedi.

Türkiye’nin giriştiği “Barış Pınarı” harekâtının hedefleri arasında Menbiç de

Yazının Devamı

Harekâtın ilk siyasal yansımaları

15 Ekim 2019

Her şey baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’nin kuzeybatısındaki “Barış Pınarı” operasyonunun daha birinci haftasında hedef aldığı başlıca noktaları ele geçirerek ilerleyişiNİ sürdürüyor. Fazla bir direniş göstermeyen YPG geri çekilirken, kendisini himaye edecek bir güç arıyor ve bu kez destek için Esad rejimine bel bağlıyor. Bu arada çelişkili tweet’leriyle ün salan Başkan Donald Trump, Amerikan askerlerini Kuzey Suriye’den çekeceğini açıklıyor ve bu talimatı hızla hayata geçiriliyor.

Gerçi askeri cephede çatışmalar devam ediyor ve bunun daha ne kadar süreceği kestirilemiyor. Ama şu kısa süre içinde çatışmaların yol açtığı bazı siyasal gelişmeler gözlerin önüne yeni bir tablo seriyor.

ABD devre dışı

Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda giriştiği askeri operasyonun siyasal alandaki en önemli sonucu, kuşkusuz, Trump yönetiminin Amerikan askerlerini bu bölgeden çekme kararıdır.

Aslında Trump’ın öteden beri böyle

Yazının Devamı

Diplomatik cephede durum

11 Ekim 2019

Önceki gün başlayan “Barış Pınarı” harekâtı çerçevesinde, Mehmetçik Kuzey Suriye’de, Fırat’ın doğusunda ilerleyişini başarıyla sürdürüyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın kararıyla, Amerikan askerlerinin çekilmesi üzerine TSK tek başına YPG ile savaşıyor.

Askeri cephede, YPG’nin TSK’nın üstün gücü karşısında fazla dayanamayacağı, sonuçta bölgenin Türk kontrolüne geçeceği kuşkusuz.

Bunun bir de diplomatik cephesi var, Türkiye bu alanda da mücadele etmek durumunda. Ankara bu cephede de yoğun çaba içinde.

Türkiye’nin giriştiği bu askeri operasyona dış dünyadaki tepkilerinin çoğunlukla olumsuz olduğu bir gerçek. Bu durum Türk diplomasisini epey uğraştıracağa benziyor.

Çatlak sesler

Konuyla ilgili olarak duyulan çatlak seslerden biri de ABD’den geliyor. Trump’ın Türkiye’nin tezine anlayış göstermesine ve aldığı kararla TSK’nın müdahalesine yeşil ışık yakmış olmasına rağmen, son sarf ettiği “operasyonun kötü bir

Yazının Devamı

Yeşil ışık ve sonrası...

8 Ekim 2019

Ve nihayet Türkiye’nin istediği oluyor: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Suriye’de, Fırat’ın doğusunda bir güvenli bölgenin kurulmasına yönelik operasyonunun gerçekleşmesi artık kesinleşmiş durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın önceki gece yaptığı telefon görüşmesinin somut sonucu bu...

Görüşmeden sonra Beyaz Saray’dan yapılan açıklamanın en önemli yanı, Türkiye’ye günlerden beri beklenen sınır ötesi askeri operasyon için yeşil ışık yakmasıdır. TSK bu operasyonu tek başına gerçekleştirecek, söz konusu bölgedeki Amerikan askerleri geri çekilecektir.

Açıklamadaki ifadeye göre, ABD kuvvetleri bu operasyona katılmayacak ve destek vermeyecektir. Bunun anlamı şudur: Şimdiye kadar güvenli bölgeyle ilgili görüşmelerde hep iş birliğinden ve hareketten söz ediliyordu, oysa bu mümkün olmadı. Türkiye’nin kararlılığı karşısında, Trump Türkiye’nin tek başına hareket etmesine razı oldu. Hem de o bölgeden askerlerini çekerek

Yazının Devamı

Devleşen Çin

4 Ekim 2019

Geçen salı günü, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 70’inci yıl dönümü münasebetiyle başkent Beijing’de (eski adıyla Pekin’de) düzenlenen kutlama törenleri seyredilmeye değerdi.

Çin’in İngilizce yayın yapan küresel televizyon kanalı CGTN’den izlediğim bu törenlerin ilk bölümündeki resmigeçitte ilk kez sergilenen son model balistik füzeler, roketler, tankerler, uçaklar, helikopterler; saatlerce süren ikinci bölümde de ülkenin çeşitli yörelerinden gelen on binlerce gencin o devasa Tiananmen Meydanında düzenlediği danslar, oyunlar ve nihayet gece de gökleri aydınlatan geleneksel Çin havai fişek gösterileri gerçekten çok görkemli ve etkileyiciydi.

Bu tablo, Çin realitesinin son 70 yıl içinde hangi noktaya eriştiğini açıkça gözleri önüne seriyordu.

Nereden nereye...

TV’de bu törenleri izlerken, hafızam beni Çin Halk Cumhuriyeti’ne yaptığım ilk ve daha sonraki seyahatlerime götürdü.

Yıl 1971.

Yazının Devamı

Kritik hafta

1 Ekim 2019

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde bir güvenlik bölgesinin kurulmasına ilişkin verdiği müddet dolmak üzere olduğuna göre, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Fırat’ın doğusuna her an girebilir.

Yeter ki, son dakikada, ABD’den, başta mutabık kalındığı gibi, bu amaca yönelik operasyonun TSK ile birlikte yapılacağına dair bir haber gelmiş olsun.

Bu satırların yazıldığı ana kadar böyle bir haber gelmediğine göre, Türkiye’nin son günlerde defalarca beyan ettiği gibi, bu işi tek başına gerçekleştirmek için “ansızın” harekete geçmesi mümkün.

İş bu noktaya gelince, mesele Türkiye’nin kendi başına güvenli bölge projesini gerçekleştirmek üzere harekete geçmesi halinde; ABD’nin nasıl davranacağıdır.

Washington bunu engellemeye mi çalışacak? Sahada Amerikan askerleri TSK’nın karşısına mı çıkacak? Bu iki müttefik ülke arasında silahlı bir çatışmaya kadar gidebilir mi? Bu NATO açısından da çok vahim bir durum olmaz mı?

Tabii bunun aksi de düşünülebilir:

Yazının Devamı

Mülteci politikasında son gelişmeler

27 Eylül 2019

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması, Türkiye’nin Suriyeli mültecilerle ilgili politikasındaki bazı önemli gelişmelere ışık tutmuştur.

Bu gelişmelerin bir boyutu, Suriye’nin kuzeyinde kurulacak olan güvenli bölge, diğer bir boyutu da Ankara’nın “açık kapı” politikasıyla ilgili.

Suriye’de Fırat’ın doğusunda “barış koridoru” diye de adlandırılan güvenli bölgenin kurulması konusunda Türkiye’nin öteden beri gösterdiği kararlılığın başlıca nedeni olarak “güvenlik faktörü” gösterilmiştir. Amaç, burada bulunan ve PKK terör örgütünün uzantısı sayılan PYD/YPG unsurlarının temizlenmesi ve böylece Türkiye’nin güvenliği ve bekası için oluşan tehdidin ortadan kaldırılmasıdır.

Bu amaca yönelik çabalarını bir süreden beri ABD ile yürüten Ankara, şimdi bunun verdiği süre içinde gerçekleşmemesi (ay sonuna kadar) halinde tek başına harekete geçmeye kararlı.

Yazının Devamı

İklimi koruma seferberliği

24 Eylül 2019

Konu savaş ve barış gibi güncel meseleler kadar önemli, hatta onlardan daha “hayati”, çünkü söz konusu olan, üzerinde yaşadığımız yerkürenin ve dolayısıyla insanlığın geleceği.

Kısaca “iklim değişikliği” diye adlandırılan meseleden söz ediyoruz.

Konu şu sırada dünya gündeminin tepesinde.

BM Genel Kurul toplantıları için New York’ta bulunan dünya liderleri, mutat görüşmelerin dışında, bir İklim Zirvesi’nde bir araya geliyorlar. Amaç, ciddi küresel bir kriz yaratan iklim değişikliğini durdurmak için ne yapmak gerektiğini tartışmak ve 2015 yılında Paris’te imzalanan konuyla ilgili antlaşmanın nasıl hayata geçirilebileceğinin yollarını aramaktır.

Bu olağanüstü zirve bir yandan iklim değişikliğinin yarattığı bir dizi doğal afetin, diğer yandan uluslararası bir kampanyanın yol açtığı baskıların ışığında gerçekleşiyor.

Son zamanlarda dünyanın çeşitli yerlerinde görülen korkunç fırtınalar, seller, aşırı hava ısınması, kuraklık ve erozyona gibi çeşitli doğal afetler küresel çapta

Yazının Devamı