Sanatçı Gökçe Erhan’ın Trabzon Sürmene’de ikâmet ettiği ev, henüz bilinmeyen bir nedenle, yandı. Gökçe Erhan, Çamburnu sahiline yapılması planlanan kültür balıkçılığı tesislerine karşı bir mücadele yürütüyordu. Yapacağı açıklamaya saatler kala evinin yanması, ki evde çocukluğundan beri yaptığı çizimler ve diğer sanatsal çalışmaları yer alıyordu, onu planladığı basın açıklamasını yapmaktan alıkoymadı. Sosyal medyada ya da haberlerde Gökçe Erhan’ın yaptığı açıklamaya mutlaka denk gelmişsinizdir. Erhan’ın açıklama yaparkenki durumu sanatçının, sadece ürettiği/üreteceği sanat eserleriyle değil eylem ve davranışlarıyla da var olduğunu göstermesi bakımından son derece çarpıcı, sarsıcı bir örnekti. En çaresiz hissedilen bir anda bile inanmışlığın insana nasıl bir kuvvet verdiğini gösteriyordu. Empati duygusuna sahip hiç kimsenin bu görüntülere kayıtsız kalmayacağını düşünüyorum. Sanatçıya bir kez de buradan geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Beyoğlu yeniden
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali yoğun ilgi görüyor. AKM’de düzenlenen konserlere yer bulmak çok zor. Biletler tükenmiş. Yeni AKM’nin daha şimdiden popüler hale gelen bir kedisi bile var.
Sadece provalarda değil konserlerde de kendisini gösteren bir kedi. Festival kapsamında düzenlenen söyleşilere, konserlere, sergilere bu kadar yoğun bir ilgi olacağını açıkçası tahmin edememiştim. Hiç şüphesiz bunda uygulanan doğru iletişim stratejisinin ve halkla ilişkiler modelinin büyük faydası var. Yaptığınız, ortaya koyduğunuz bir eseri, bir etkinliği ilgilisine duyuramadığınızda maalesef ortaya konulan emekler zayi oluyor. Türk sanat hayatında bunun birçok örneğini gördük/görüyoruz. Özellikle devlet tarafından yapılan etkinliklerde bunu daha sık görümek mümkün ama bu sefer durum çok daha farklı.
Büyük “Buluşma”
Yıllar önce ilki düzenlenen ve devam edip etmeyeceğini bilemediğimiz Yeditepe Bienali’nde karikatürist olarak tanıdığım, bildiğim Dağıstan Çetinkaya’nın eserleriyle karşılaştığımda büyük bir şaşkınlık yaşamıştım. Yeditepe Bienali’nin benim için en şaşırtıcı kısımlarından biriydi. Geçtiğimiz günlerde Art Ruberu’da yer alan “Buluşma” sergisinde sanatçının eserlerini tekrar görünce benzer duygular hissettim. Dağıstan Çetinkaya hem karikatürleriyle hem de heykelleriyle sanat tarihimizde müstesna bir yere sahip. Maalesef hâlâ sanatçının gereken ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Bu isme aşina olanlar onu daha çok illüstratör olarak bilip sanatçı kimliğini tanımıyorlar. “Buluşma” sergisinde dikkatimi çeken bir diğer isim ise Hüseyin Ünlü. Genç ve son derece yetenekli bir ressam Ünlü. Kendine has bir üslup oluşturmayı başabilmiş, eserlerine kendini yansıtabilen başarılı bir sanatçı.
Yunus Emre Yılı etkinlikleri çerçevesinde Kahramanmaraş Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi’nde sevgili dostum İsmail Erdoğan küratörlüğündeki “Yunus’un Söylediği” başlıklı sergisi 1 Aralık’a kadar devam ediyor. Umarım bu sergiyi İstanbul’da görme imkânımız olur.