Genç sayılabilecek bir yaşta, 58 yaşında kaybettiğimiz çok yönlü sanatçı Şafak Tavkul’un hayatı ve sanatı anlatan “Çizebildiğim Kadar” başlıklı sergi AKM Galeri’de açıldı. Retrospektif yaklaşımıyla sanatçının hemen her döneminden eserlere yer veren serginin küratörlüğünü Erkan Doğanay üstleniyor. Yeni Sanat Vakfı tarafından düzenlenen sergi maalesef kısa süreliğine açık ve bugün, 5 Şubat, sergiyi ziyaret etmek için son gün.
Sanatçının eserlerine hiç aşina olmayanların bile büyük bir keyif ve beğeniyle karşılayacaklarını düşündüğüm sergide çok yönlü bir sanatçı olan Tavkul’un farklı üretimlerini görmek mümkün.
Şafak Tavkul, öncelikle bir ressamdır. Resimlerini zaman içerisinde geçirdiği değişim, dönüşüm gözler önüne seriliyor. İlk sergisini daha 15 yaşındayken açmış olan Tavkul’un bu ilk dönem eserlerinden örnekler, desenler sanatçının çıkış noktasını anlamak için son derece önemli.
Tavkul aynı zamanda bir besteci, bestelediği eserlerden örnekleri sergide dinlemek mümkün.
Tavkul aynı zamanda Türkiye’nin ilk uzun metraj animasyonu ekibinde de yer alıyor. Zaman içerisinde çizgi filmlere de katkıda bulunuyor.
Çocuklar için hikâye kitapları kaleme alıyor: “Küçük Ok” serisi.
Bense Şafak Tavkul’u ilk olarak bundan yıllar önce TRT’de yaptığı “Herkes Resim Yapabilir” programıyla tanımıştım. Program gerçekten de herkese, bu alanda eğitim almış olması şart değil, nasıl resim yapılabileceğini anlatması açısından ve resmin ulaşılmaz olmadığını gösterdiği için son derece önemliydi.
Daha sonraları Hasan Celal Güzel’in hazırladığı “Türkler Ansiklopedisi”nin hem danışma kurulunda yer aldığını hem de ansiklopedinin görsel yönetmenliğini yaptığını öğrenmek benim için şaşırtıcı olmamıştı.
Her sohbetimizde her konuşmamızda hem sanatla alakalı hem okçulukla alakalı hem de Türklerin yaşantısıyla alakalı gözümün önünde olan ama fark etmediğim şeyler öğreniyordum.
Örneğin sebze-meyve söz konusu olduğunda kullanılan ‘turfanda’ tabirinin eski Türklerden beri kullanıldığını, bunun kökenlerinin bugün Doğu Türkistan’da yer alan Turfan şehrinden geldiğini, Türklerin bu bölgede tarımla uğraştığını, sulama sistemleri olduğunu, buradan hareketle de Türklerin sanıldığı veya lanse edilmeye çalışıldığı gibi ‘göçebe’ bir toplum olmadığını anlatırdı.
Bir sanatsever olarak Şafak Tavkul’un Divan edebiyatımızda örneklerini gördüğümüz ebced hesabının sanatla buluşmasından hareketle yaptığı “Sırlı Resimleri”ni ve sekiz eserden oluşan “Estergon” (Ezstergom) serisini diğer yapıtlarından ayrı ve üstün tuttuğumu belirtmek isterim.
Ayrıca 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında daha o gece gördüklerini hemen resmetmeye başlaması Şafak Tavkul’un yaşadığı zamana şahitliğinin önemli bir göstergesi.
Son olarak Hac’a gittiği zaman, oradaki izlenimlerini aktarmasının kendinden sonraki Müslüman sanatçılar için örnek olabileceğini düşünüyorum.
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024