İstanbul’da yaklaşık 70 bin Afrikalı yaşıyor. Afrikalı deyip toptancı bir yaklaşıma bürünmek ne derece doğru emin değilim sonuçta Afrika dediğimiz 54 ülkeden oluşan koskoca bir kıta. Bu ülkelerin hemen hepsinin farklı kültürü var. Bu 70 bin kişi daha iyi bir yaşam için geldiği İstanbul’da önceden daha çok Tarlabaşı’nda yaşıyor olsa da şimdilerde Esenler, Esenyurt, Avcılar gibi merkeze daha uzak yerleri tercih ediyor.
İstanbul’da bir yandan görünmez sayılsalar da bir yandan sağladıkları işgücüyle önemli bir boşluğu doldurup ayakta kalıyorlar. Türkiye, Osmanlı’yı da sayarsak, birçok Avrupa ülkesi gibi sömürgecilik geçmişi olmadığı için Afrikalılara önyargının nisbeten az olduğu bir yer. Daha iyi bir hayat için Türkiye’ye gelenlerin bir sonraki durakları Avrupa olsa da burada kalanlar hallerinden oldukça memnun görünüyorlar. Öyle ki sadece İstanbul’da tüm oyuncuları Afrikalılardan oluşan amatör liglerde mücadele eden 10’dan fazla futbol takımı mevcut.
Bütün bunları niçin anlatıyorum? Türkiye’nin önde gelen ve başarılı genç galerilerinden The Pill’de Deniz Pasha’nın “Kan Hafızası (Blood Memory)” başlıklı sergisi tam da bu konuya eğiliyor. Eş zamanlı olarak Brüksel merkezli Ballon Rouge’da da açılan sergide sanatçının 2019-2021 yılları arasında ürettiği eserler yer alıyor.
Baba tarafından Afrikalı
Peki Deniz Pasha kimdir? Sudanlı bir babanın çocuğu olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nde 1985 yılında dünyaya geliyor. Chelsea College of Arts and Design’da eğitim alıyor. Şimdilerde İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Deniz Pasha günümüz Türkiyesi’nde yaşayan Afrikalı göçmenlere odaklanıyor. Bu yaparken de bu görünmez sınıfın işgücünün ve yaşamlarını başarılı bir şekilde resimlerine aktarıyor.
Sanatçı küçük boyutlu portreleriyle her gün karşılaştığımız Afrikalılara görünürlük kazandırarak söz konusu kimliğin altını çiziyor. Bunu yaparken bir yandan da kendisinin de baba tarafından Afrikalı olmasından ötürü yaşadığı sıkıntıları gözler önüne koyuyor. Ve bu yaklaşmıyla Türk sanatında kendinde özel, müstesna bir yer açmayı başarıyor.
Lokalden evrensele
Sergide beni en fazla etkileyen eser ise “Birlik Apartmanı” oldu. Vurguladığı demir parmaklıklar ve rutubet nedeniyle ortaya çıkan akrep sadece Afrikalılarla alakalı değil aynı zamanda toplumun belirli bir kesiminin yaşadığı sıkıntıları, toplumsal sınıf farklılıklarının yol açtığı sorunu gözler önüne seriyor.
Ortaya koyduğu eserlerin çıkış noktası Türkiye’ye özgü görünse de, dikkatli gözler ve zihinler Afrikalıların dünyanın hemen her yerinde benzer problemlerle karşılaştığı için evrensellik de barındırıyor. Bu sebepten lokalden hareketle evrensel bir anlatı oluşturan Deniz Pasha’nın eserleriyle ilk kez karşılaşmış olsam da ilerleyen dönemlerde takip edeceğim sanatçılardan olacak.