Samed Karagöz

Samed Karagöz

samedkaragoz@gmail.com

Tüm Yazıları

Geçen hafta bu köşede ülkemizdeki sanat anlayışındaki temel kırılmanın/farklılığın hayata bakıştan kaynaklı olduğunu yazmıştım. Yaklaşık 200 yıllık Batılılaşma maceramızda geleneksel-modern, yerli-Batılı gibi ikilemlerin olduğunu belirtip farklılığın nedeninin bu olduğunu dile getirmiştim.

Yerlilik ise apayrı bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bugün Anadolu olarak adlandırdığımız coğrafyada yüzlerce yıllık birikimin izleri mevcut. Bu izlerin temelinde ise farklı medeniyetlerin bu coğrafyada uzun süre hüküm sürmüş olması yatıyor. Var olan bu farklılıkları bir şekilde sanat eserlerine aktarabilmek bence son derece önemli. Bunun en bilindik örneği hem özel sektörün hem de devlet kurumlarının katkılarıyla ortaya çıkan Göbeklitepe. Göbeklitepe o kadar eşsiz bir konuma ulaştı ki, kendisinden önce yapıldığı tespit edilen ve yakın zaman önce keşfedilen, benzer yerlerin onun tahtını kolaylıkla sarsabileceğini düşünmüyorum.

Haberin Devamı

Keşfedilen bu arkeolojik alanlar diğer sanatlara da ilham oluyor. Buradan hareketle romanlar yazılıyor, diziler çekiliyor, şarkılar yazılıyor.
Arkeoloji ve sanatın bir araya geldiği yeni bir sergiden bahsetmek istiyorum. Orta Anadolu’nun en eski köyü olarak adlandırılan Aşıklı Höyük’te arkeolojik çalışmalar yaklaşık 25 yıldır devam ediyor. Kapadokya’nın Batı kesiminde yer alan bu yerleşim yerinde bulunan en eski izler MÖ 8500 yılına kadar gidiyor. Avcılık ve toplayıcılık geleneğine sahip toplumların ilk yerleşim yerlerinden biri söz konusu olan.

13 sanatçı katılıyor

İşte buradaki arkeolojik çalışmalar Fırat Arapoğlu ve Gary Sangster küratörlüğünde hazırlanan bir sergiyle sanat eserlerine dönüştü. "Kazı İzleri / Lines of Site" başlıklı sergide Türkiye, İngiltere, İspanya, ABD ve Kolombiya’dan 13 sanatçının farklı disiplinlerden eserleri yer alıyor. Özgül Arslan (Türkiye/İngiltere), Eva Bosch (Katalonya/İngiltere), Şahin Domin (Türkiye), Ahmet Rüstem Ekici (Türkiye), Leyla Emadi (Türkiye), Stephen Farthing (İngiltere/ABD), Murat Germen (Türkiye), Osman Nuri İyem (Türkiye), Blanca Moreno (Kolombiya), Dillwyn Smith (İngiltere), Hakan Sorar (Türkiye), Anita Taylor (İngiltere) ve Emre Zeytinoğlu (Türkiye) bulunuyor.

Haberin Devamı

25 Şubat 2022'ye kadar Ortaköy’de bulunan Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda ziyaretçilerini bekleyen sergi daha sonra, -şimdilik- İspanya’nın Barselona ve İskoçya’nın Dundee şehirlerine gidecek. Şimdilik diyorum çünkü T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği’nin mali desteği ile hayata geçirilen serginin diğer Avrupa şehirlerine gidip buralarda da ülkemizin geçmişini bugünüyle buluşturan güzel bir örneği olarak tanıtıma katkıda bulanacağını düşünüyorum.

Devlet Koleksiyonları

Geçtiğimiz günlerde Füreya Koral’ın TBMM koleksiyonunda yer alan eserleri Milli Saraylar Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Bu eserleri başka zaman görmek TBMM koleksiyonunda yer aldığı için pek kolay değil. 13 Şubat’a kadar devam edecek olan sergi kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan bütün sanat eserlerinden oluşan bir envanter çalışması yapılmasının zamanının gelip geçtiğini bana bir kez daha hatırlattı. Bugün Türk sanat tarihi hakkında araştırma yapmak isteyen bir akademisyen veya sanatsever bu eserlere ulaşmakta büyük zorluk çekiyor çünkü hangi kurumun koleksiyonunda hangi eserler mevcut maalesef bilinmiyor. Cumhuriyetimizin 100. yılı vesilesiyle bu alanda bir çalışma yapılması son derece elzem.