İster alacaklılarımız, ister borçlularımız, isterse de ortaklarımızla olsun, ticarette yaşayabileceğimiz sorunları iki taraf için de hak kaybına uğramadan nasıl çözeriz? Bunun yollarını inceliyoruz...
Ekonomi ticaret üzerine dönüyor. Sanayi üretimi bile ticarete konu olmazsa, üretilen alınıp satılmazsa, hiç bir anlamı olmaz. En güzel arabaları, yüksek teknolojili cep telefonlarını üretin, satamazsanız, ticarete konu edemezseniz, ne işe yarar ki!
Ticaret olmazsa devlet vergi tahsil edemez, kaynak bulunması zorlaşır. O halde ticarete engel olan ne varsa, hukuk düzeni içerisinde ortadan kaldırılmalı.
Ticareti, ya gerçek kişi tacir olarak yaparız, ya da kuracağımız şirketler aracılığıyla. İster gerçek kişi tacir, isterse bir şirket olarak yapacağımız ticarette en büyük sorun, alıcılarımız veya satıcılarımızla yaşayacağımız borç veya alacaklarla ilgili hukuki sorunlardır.
Eğer ticaret şirketi isek, bu sorunlara bir de ortaklarla olan sorunları ekleyebiliriz. Türkiye’nin öyle büyük şirketleri var ki, ortaklar arası sorunlarla boğuşmaktan ticari faaliyette bulunmaya odaklanamazlar, sürekli davalarla uğraşırlar, sonunda iflasa kadar giden sonuçlarla piyasadan çekilip giderler.
Oysa bu
Sigorta şirketlerinin sigortalıyı yeterince aydınlatmadığı gerekçesiyle bir çok uyuşmazlık ortaya çıkabiliyor. Bu durumda nereye başvurabilirsiniz, bir bakalım....
Hayat risklerle dolu. Beklenmedik olayların manevi sonuçları için bir şey yapamayız. Ama maddi kayıplarımızın tazminini sağlayabiliriz. Bunun için sigortacılık sistemi var.
Sigorta aslında, bir çok kişinin bir araya gelerek karşılıklı risklerini üstlendikleri sistem.
Kişiler ortak bir havuza prim öder. Sigortaya konu olan risk, örneğin trafik kazası meydana gelince de, sigorta primi ödedikleri havuzdan zararları tazmin edilir. Sigortaya konu olan risk çok sık meydana gelmediğinden, havuzda toplanan sigorta primleri de zararların tazmin edilmesine yeter. Kural olarak mali sonucu olacak her türlü riskimizi sigorta ettirebiliriz. Tarım ürünlerinin fiyatının, belirli bir rakamın altına düşmesi dahi sigorta ettirilebilir. Örneğin domatesin tarlada satış fiyatının 2 TL’nin altına düşmesi riski gibi.
Bazı riskler var ki, onları sigorta ettirmek zorunlu. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Paket Tur Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası
Sermaye piyasasıyla ilgili işlemlerde karşılaşılan sorunlar için çözüm mercileri belirlemiş durumda. Borsa İstanbul Uyuşmazlık Komitesi, Sermaye Piyasası Kurulu ve asliye ticaret mahkemeleri yatırımcıların sorunlarına çare oluyor
Elimizde nakip paramız varsa nasıl değerlendirelim? Konuta yatırım yapabiliriz, altın başta, kıymetli madenlere yatırım yapabiliriz. Yatırımın çok çeşitli yolları var.
Eğer Borsa İstabul’da işlem gören, alınıp satılan şirketlerin hisselerine yatırım yapacaksanız da, yetkilendirilmiş bir aracı kurumda önce hesap açtırmanız zorunludur. İşte burada bazı uyuşmazlıklar çıkar. Çoğunlukla müşterinin hissesini satma veya yeni hisse almaya ilişkin emir erip vermediği, fiyat belirleyip belirlemediği, aracı kurumun yatırımcı-müşteriyi yönlendirip yönlendirmediği gibi konularda çıkan uyuşmazlıklar en süratli ve az masraflı nerede ve nasıl çözülecektir?
Ya da, bir yatırımcı bir şirketin hisse senedine güvenip yatırım yaptıktan sonra, o hisse senedinin fiyatı manipülatif hareketlerle düşürülürse, yatırımcının zararı nasıl ve kim tarafından karşılanacaktır? Manipülasyon aslında Sermaye Piyasası kanunu md 107 gereği aynı zamanda bir suçtur. Ancak bu yazı dizisinde
Bankalar gündelik hayatımızı kolaylaştırırken ticarette ekonomik destek sağlıyor, birikimlerimizi güvenle koruyor. Ama bankalar da bazen hukuka aykırı işlemler yapabiliyor. Bu durumla karşı karşıya kalanların başvuracağı 5 çözüm yolu var.
Bankalar hayatımızın bir parçası haline geldi. Bankalarla olan ilişkimiz bazı alanlarda hukuken, bazı alanlarda ise ödemeler sitemi gereği zorunlu. Bankalar birçok konuda hayatımızı kolaylaştırıyor. Ama onlar da bazen, bilerek veya bilmeden hukuka aykırı işlemlerin tarafı olup, müşterilerini mağdur ediyor.
Bankalarla olan hukuki ilişkilerimizde en sık çıkabilen uyuşmazlıklar ve bunlara en kısa ve maliyeti en az çözüm yollarına bu günkü yazımızda yer vereceğiz.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na şikayet
BDDK’ya, bankaların yaptığı işlemlerden dolayı beş farklı yolda şikayette bulunmak mümkündür. Bu beş tane şikayet yolu, bilgi edinme sistemi, elektronik şikayet sistemi, dilekçe, çağrı merkezi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’dir.
BDDK, finansal sistemin sağlıklı bir şekilde yapılanması ve işlemesi için, bu sistemi kullanan bireylerin haklarının teminat altına alınmış olmasını teminen, Finansal Tüketici İlişkileri Dairesi’ni kurmuş ve
Bir ülkenin ekonomik kalkınması için, yatırımcı ruhuna ve güdüsüne sahip girişimci, iyi bir eğitim sisteminin çıktısı olan yetişmiş ve eğitimli işgücü, bilimsel ve teknolojik yaratıcılık ve üretkenlik, nihayetinde de sermaye birikimi gerekir. Ama çok önemli bir başka unsur daha vardır ki o da “adalet”tir. İhsan Amca ile sohbet ederken sözümü kesti:
“Eğitim ve kalifiye işgücü kıtlığına, bilim ve teknoloji eksikliğine rağmen, nasıl oluyor da bilhassa petrol zengini ülkeler ekonomik refah içinde yaşıyor?”
İhsan Amca, onlar katma değeri yüksek bir ürün üretmez, var olan doğal kaynaklarını pazarlayarak gelir elde ederler. Yerin altındaki petrol mutlaka bir gün bitecektir. Ya da teknolojik ve bilimsel gelişmeler petrole bağımlılığı gittikçe azaltacaktır. O zaman petrol, para etmeyecektir!
Her türlü kalkınma ve gelişmenin olmazsa olmaz bir koşulu daha vardır ki insanlara güven duygusu verir: Adalet! Adaletin olmadığı yerde kalkınmanın hiçbir türü gerçekleşmez. İhsan Amca duramadı, yine söze girdi: “Adalet yoksa bilim de yoktur, sanat da yoktur, ekonomik kalkınma da yoktur!”
Adım adım hukuk reformu
Türkiye’de, adım adım hukuk reformu yapılıyor, her şey adaletin herkesi tatmin edecek düzeyde,
Ombudsmanlık, yani kamu denetçiliği idare ve vatandaş arasındaki uyuşmazlıklarda dostane bir çözüm bulmaya çalışıyor. Dostane çözüm olmazsa bir tavsiye kararı veriliyor. İdare yüzde 70 tavsiyeye uyuyor.
İhsan Amca dedi ki “Geçen hafta vergi dairesinden bir yazı geldi. Geçen sene araç almıştım, aracın eski sahibi 2017’nin motorlu taşıtlar vergisini ödememiş.
Noterden satış yapılırken bu durum nasıl olmuşsa sistemde görünmediğinden, biz de noter de bunu fark etmeden aracın satış işlemini tamamladık.
Vergi dairesi şimdi aracın 2017 yılına ait motorlu taşıtlar vergisini benden istiyor. Vergi dairesine gittim, ‘Ben bu aracı 2018 yılında satın aldım’ dedim, ama vergi dairesi kararını geri almıyor” dedi.
İhsan Amca haklı, kendisi sahip olmadığı bir aracın motorlu taşıtlar vergisini neden ödesin?
2017 yılında bir motorlu aracı yok ki 2017 yılına ait bir motorlu araç vergisi ödesin.
Kamu hakemliği...
İhsan Amca soruyor: “Vergi dairesi kararında ısrar ettiğine göre, ne yapmalıyım? Hemen vergi mahkemesinde dava mı açayım?”
Kanun, belediye başkanlarına makam aracı tahsis etmiyor. Bu nedenle belediyenin borçları nedeniyle belediye başkanının makam aracının haczedilmesi mümkün.
Yerel seçimler yaklaşıyor. 31 Mart’a 63 günlük bir süre kaldı. Siyasi partiler aday belirleme çalışmalarını neredeyse tamamladı. Adaylığı ilan edilen belediye başkan adaylarından halen görevde olmayanlar belki de çoktan makama aracı hayali kurmaya başladılar. Eğer bir belediye başkan adayı, hem makam koltuğu hem de makam aracı hayali kuruyorsa, makam koltuğu yönünden hukuken sıkıntı yok, hayali gerçekleşebilir, ama makam aracı için aynı güvenceyi veremem. Çünkü makam araçları haczedilebilir. Bu konuda Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016’dan bir kararı bile var.
Borçlanıyorlar
Belediyenin bir malının haczedilmemesi için, o malın kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Belediyenin, başkanın makama aracını kamuya tahsis etme kararı alması yeterli değildir.
Belediyeler de çeşitli sebeplerden borçlanıyorlar. Borçlarını ödemezlerse, alacaklıların da icra yoluyla belediyeye karşı alacak takibine geçmeleri ve belediyenin mallarını haczettirmeleri mümkün. Bir avukatlık taktiği olarak, belediye başkanını, belediyenin borcunu ödemeye
Tarafların uyuşmazlığını mahkemesiz, kendilerinin çözmesine olanak sağlayan ‘arabuluculuk’ büyük başarı kazandı ve giderek yayılıyor...
İhsan Amca’yı artık tanıyorsunuz. O emekli, muhitinde ve çevresinde saygın, sözü dinlenen biri. Karı, koca kavga mı etti? İhsan Amca barıştırır. Kardeşler arasında mal kavgası mı çıktı? İhsan Amca uzlaştırır. İki komşunun arası çocuk kavgası yüzünden mi açıldı? İhsan Amca arayı bulur.
“Arayı bulur” demişken, İhsan Amca dünkü manşetimizi okumuş ve hemen beni aradı, “Hocam bu arabuluculuk aslında nedir? Benim yaptığım da, küsleri barıştırmak, alacaklı ile borçluyu uzlaştırmak, karı kova kavgasını ayırmak, kardeşleri yüzleştirmek de arabuluculuk değil mi?” diye sordu.
Haklısın İhsan amca, sen de aslında fonksiyonel olarak arabuluculuk yapıyorsun ama arabuluculuk hukuken bir hukukçu mesleğidir ve yasalarla düzenleme altına alınmıştır. ‘Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’, TBMM tarafından 7.6.2012 tarihinde kabul edilmiştir. Arabulucu olmak için hukuk fakültesi mezunu olmak, arabuluculuk kurslarını bitirip sertifika almak, arabuluculuk sınavında başarılı olmak ve nihayetinde de arabulucu siciline kayıtlı olmak gerekir.
İşte bu koşulları yerine