Kadınlar iz bırakmaya devam ediyor! Yozgat’ın Bahadın beldesinde, geçen yıl kaybettiğimiz Satı Atakul Özcan’ın adını taşıyan bir park açıldı
İskalamamanız gereken insanlar vardır. Yanı başınızdadırlar ama denk gelemezsiniz bir türlü. O insanlardandı benim için Satı Atakul Özcan. Ve ben onunla tanışamadan göçtü gitti bu diyarlardan. Hiç karşılaşmamış olsak da sanki dostum diye bellediklerim arasındaydı. Anısına yapılan parkın fotoğraflarını görünce sosyal medyada, Satı’yı siz de tanıyın istedim.
Geçen yıl, 22 Ağustos’ta,
iki yıldır tedavi gördüğü göğüs kanserine yenik düşen bir feministti Satı. Kadın Dayanışma Vakfı’ndan Uçan Süpürge’ye, Feminist Anneler’den çeşitli yayınlara kadar pek çok yerde iz bıraktı. Hayat arkadaşı Erdinç ile bu dünyaya iki güzel çocuk getirdiler. Nevbahar şimdi
11 yaşında, Hazar Fuad ise 7... Erken kaybettikleri annelerinin acısını onlarla paylaşan dostları, kalp sızılarını bir nebze olsun hafifletebiliyorsa ne mutlu o dostlara.
Ailesi, dostları, hemşehrilerinin katkılarıyla Satı’nın adını taşıyan park, bu yıl 18’incisi düzenlenen Bahadın Kültür Şenliği’nde açıldı. Yozgat’ın Bahadın beldesine yolu düşeceklere duyurulur. Satı’nın dostu,
İçinde yaşadığımız dünyada kahkahayla gülmek, bunca kötü insana ve kötücül düşünceye karşı açık bir başkaldırıdır. O halde hepsine inat, gülmeye devam!
Gülmeyi çok severim. Hem de nasıl! Kahkahalarım meşhurdur. Yaşım ilerledikçe gülmekten vazgeçeceğimi sananları yanılttığımı görmek ayrıca hoşuma gider. 40 yaşına merdiven
dayadım, uluorta kahkaha atmaktan hâlâ müthiş zevk alırım. Erken doğum yapmamın sebebinin kahkahalarım olduğunu sanan dostlarım var yahu!
Çok güldüğüm için ciddiye alınmayacağım uyarısında bulunan asık yüzlü (ve pek tabii akıllı) akademisyen arkadaşımdan, güler yüzle soru sorduğum için haber kaynaklarımın beni aptal yerine koyduğunu ve her şeyi uluorta anlatıp manşeti ağızlarından kaçırdığını ima eden (kıskanç erkek) meslektaşıma kadar, birçokları için “akıllı” addedilmenin yolunun suskunluk, “ağırbaşlı” addedilmenin yolunun gülmemek olduğunun farkındayım. Hadi oradan! Hepsine inat, gülmeye devam!
Ağzımızı da kapatacakmışız
Kahkahayla gülmek, bunca kötü insana ve kötücül düşünceye karşı açık bir başkaldırıdır. Erkeklere toplu taşıma araçlarından işyerindeki masalarına kadar bacaklarını
Önce çocukları sonra kadını öldürüp ardından intihar eden erkeklerin sayısı gitgide artıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece cezaları artırmak ise bu sorunu çözmüyor
Kız öğrencilere gülistandan boş çıkmamak için çok seçici olmayın, evlilik olayını geri atmayın diyen cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan acaba kadına yönelik şiddetle mücadelede neyi öngörüyor? Siyaset kurumu sorunun cezaları ağırlaştırarak çözüleceğini sanıyor. Yanılıyor!
Erkeklerin işlediği cinayetlere bir bakın. Önce çocukları sonra kadını öldürüp ardından intihar edenlerin sayısı giderek artıyor. Kullanılan araçlar da her geçen gün daha çok şaşırtıyor. Bu değişime dikkatimi çeken, sosyal hizmet uzmanı ve bu alanda işlerin Avrupa’da nasıl yürüdüğünü iyi bilen Nihat Tarımeri olmuştu. Geçtiğimiz haftalarda Adana’da yaşanan dehşet verici olayın ardından Nihat Tarımeri’ni arayıp sordum. “İşte bu tam da söylediğim olay” dedi...
“Uluslararası sözleşmeleri yok sayan bir hâkim yargılanmıyor”
Hatırlayın... 48 yaşındaki öğretmen, bir süredir ayrı yaşadığı eşinin ve çocuklarının evine gitmiş, kapı açılmayınca el bombasıyla eve girmeye çalışmış, ölmüştü. Tarımeri’ne sordum: “Cezalar engelleyemiyorsa
Eşit güçlerin yer almadığı bir savaş, binlerce yaralı, yüzlerce ölü... İsrail’in Filistin topraklarına yönelik saldırılarında çocuklar ölüyor, öldürülüyor...
İsrail-Filistin gerilimi, 8 Temmuz’dan bu yana çocukların öldürüldüğü bir katliama dönüştü. Ben bu satırları yazarken Filistinli dört çocuğun daha İsrail bombardımanında hayatını kaybettiği bilgisi geldi. Binlerce yaralı, yüzlerce ölü, katledilen çocuklar...
Ve dünya bütün bunlara rağmen İsrail’e dur demekten imtina ediyor. Şarkıcı Rihanna bile Filistin’e destek için attığı
tweet’i birkaç dakika sonra silmek zorunda kalmış. Sebep açık. İsrail’in vuracağı adresleri önceden belirterek uyarmasına rağmen çocukları canlı kalkan olarak kullandığı söylenen cihatçı Hamas’ı savunur duruma düşme korkusu... Kimileri, Müslüman dünyanın ezici
çoğunluğu Yahudi düşmanlığına bu kadar teşneyken, İsrail devletine karşı yapılacak
aklı başında uyarıların da bu nefret söylemi seline kapılıp gideceğinden endişeli.
İyi de ortada eşit güçler yok! Ve çocuklar ölüyor, öldürülüyor!
AB projelerinde uzman olarak çalışan Ayça Beştepe Günçakın Ermenistan’a gitti ve izlenimlerini yazdı: “Nereli olduğumu duyunca bana hep aynı soru soruldu: Korkmuyor musun?”
Kadınlar öğrenmeye daha açık, daha cesurlar. Onlardan biri yıllardır Avrupa Birliği (AB) projelerinde uzman olarak çalışan Ayça Beştepe Günçakın. Dünyayı dolaşıyor, öğrendiklerini paylaşmak için çabalıyor. Son durağı, Ermenistan’daki Kafkas Merkezi’nin düzenlediği “Reveal Each Other Beyond Stereotypes” eğitimiydi. “Basmakalıp / klişe düşüncelerin ötesinde birbirimizle birlikte yaşayabilmek” mealindeki bu çalışmanın amacı, farklı ülkelerden katılımcılara film yaparken dikkat etmeleri gerekenleri anlatmaktı. Ayça Beştepe Günçakın da önyargıların nasıl ayrımcılığa dönüştüğünü anlamak üzere gitti Ermenistan’a ve önemli izlenimlerle döndü. Yazmasını rica ettim. Sağ olsun, kırmadı. Onun kaleminden okuyalım...
Gençler Türkiye’yi merak ediyor
“Kültür, kültürlerarasılık, önyargılar, ayrımcılık gibi konuların ele alınacağı çalışmayla ilgili teklif gelir gelmez evet dedim. Ermenistan’ı ilk kez görecektim. Aklımda en küçük bir önyargı olmadan yola çıktım. İlk şaşkınlığımı sınırdaki polis memuru pasaportumu
Amerika’da görmeye alışık olduğumuz gönüllüler İhsanoğlu’nun seçim kampanyasının belkemiği olacakmış. Çoğunluğu gençlerden oluşan grupta akademisyenler de var, iş dünyasından isimler de
Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasıyla birlikte öğrendik ki seçim şarkısı ve logosu da çoktan hazır, kampanyasının detayları da... Tayyip Erdoğan ve ekibinin bu işleri ne kadar ciddiye aldığını bilmeyen yok zaten. Yine de CHP ile MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun neden böyle bir hazırlığı olmadığını soranlar, eleştirilerinde haklıydılar. İhsanoğlu’nun seçim stratejisi bu hafta kamuoyuyla paylaşılacak.
Gönüllülerin vicdan filtresi
Önce şunun altını çizmek gerekiyor: İhsanoğlu yola doğru isimlerle çıktı. Başdanışmanı olarak seçtiği usta televizyoncu Özlem Gürses’in işinin çok zor olduğu şüphesiz ama İhsanoğlu’na, hitabetten kameralar önünde nasıl durması gerektiğine kadar çok önemli bilgiler aktaracağına kuşku yok. Gürses gibi meslek hayatı boyunca sayısız seçim izlemiş deneyimli gazeteci Mete Belovacıklı da kampanyanın basın koordinatörlüğünü üstlendi. Ankara
ofisi ise yine deneyimli gazeteci İsmet Demirdöğen’e emanet.
Deve dişi gibi bir gazeteci
Siyasi iktidarın tartışmalı bütün operasyonlarda Gülen Cemaati tarafından yanıltıldığı savına inanmamız bekleniyor şimdi. Birileri hafızasını yitirmiş gibi görünse de belgeler ortada duruyor!
Geçtiğimiz haftanın gündemi tahliyelerdi. Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali var” kararının sonucu Özden Örnek’ten davanın bir numaralı sanığı Çetin Doğan’a ve Dursun Çiçek’e yüzlerce kişi cezaevinden çıktı. Devrimci Karargah Örgütü davası sanıklarının, “Onunla bizi birlikte yargılayamazsınız!” diye itiraz ettiği eski emniyet müdürü Hanefi Avcı da tahliye olanlar arasındaydı. Özgürlüğüne kavuşanların hedefinde “paralel yapı” var. Hükümetin tutumu ise malum... “Biz demokrasiyi savunmasaydık (!) tahliye olmazlardı.”
“Askeri vesayeti bitireceğiz” cümlesini nostaljik bir söz olarak hatırlamamız ve siyasi iktidarın bütün bu operasyonlarda Gülen Cemaati tarafından yanıltıldığı savına inanmamız bekleniyor şimdi.
Birileri hafızasını yitirmiş gibi görünse de belgeler ortada! İşte bir örnek. 21 Mart 2010’da Akşam gazetesinde yazdığım bir yazıyı özetleyerek paylaşmak istiyorum. O günlerde gazetelerin çoğunluğu bu belgeye hak ettiği ilgiyi -bence korkudan- göstermemişti. Şimdi de başka
Alevi düşmanlığının tırmandığı, radikal İslamcı örgütlerin bölgede korku saldığı bir dönemde yapılacak olan; bir cumhurbaşkanlığı seçimi mi, yoksa “en dindar kim” yarışması mı?
Lamı cimi yok!
CHP ile MHP’nin cumhurbaşkanlığı için gösterdiği çatı adayı sürpriz oldu. Herhalde bu hafta Google’dan en çok aranan sözcüklere
bakılsa “Ekmeleddin İhsanoğlu” rakipsiz birinci çıkar! “Kimdir, nerede doğmuş, hangi üniversitede okumuş, hangi görevlerde bulunmuştur? Gülen Cemaati ile ilişkisi var mı? Tayyip Erdoğan’a karşı Amerika onu mu destekliyor?” sorularının yanıtlarına hep birlikte vakıf olduk.
İhsanoğlu hakkındaki tüm bilgiler bulup çıkarıldı arşivlerden. 1993 yılında öldürülen gazeteci Uğur Mumcu’nun İslamcı örgütleri anlattığı “Rabıta” kitabı da onlardan biriydi. (Mumcu dinsel akımlara şirketler, dernekler, vakıflar aracılığıyla mali destek sağlandığını belirttiği kitabında İslami İlimler Araştırma Vakfı’na da yer veriyor. Vakfın yöneticileri arasında o tarihte doçent olan Ekmeleddin İhsanoğlu da var.)
Bütün bu bilgiler sosyal medyada dönüp duruyor günlerdir. Hem de bire bin katılarak! İşin aslı tüm bunları bilmesek de olurdu. Gerçek şu: Yine erkek, yine Türk, yine