Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul Havalimanı’ndan Paris Charles De Gaulle’e inince, Türk Hava Yolları’nın hizmet ve personel kalitesini, Air France ile mukayese edince önce coşuyor insan.

Fakat pasaporttan çıktığınız an Fransa’nın yarattığı global markaların reklamları bile ayaklarınızın yere basmanı sağlıyor.

Niye böyle bir giriş yapmayı tercih ettiğimi anlatarak başlamak en iyisi sanırım.

Dünyada en fazla satılan tişört, Türkiye’de, Denizli’de yapılmış. Messi’nin Paris St. Germain’e transferinin ardından piyasaya sunulan bu ürünün kalitesini herkes biliyor ama Türk Malı olduğunu bilen yok denecek kadar az.

Haberin Devamı

Fason üretim yerine marka yaratmayı öğrenmemiz gerekiyor artık.

Fransa, Macron gibi vasat bir Cumhurbaşkanı’na rağmen, geçmişten gelen kültür mirası ve global markalarıyla halen büyük kalabilen bir ülke.

Kitabın ortasından Paris 2024...

Markaların ülkenin elçileri olduğunu artık kavramamız lazım...

Bu konuda umudum var mı, artık daha çok var. Haniye’nin öldürüldüğü sabah yazı işleri toplantısına kaldığım otelin bahçesinden katıldım. Uzak bir yerde kitap okuyan tek bir kişi vardı. Toplantı bittiğinde tanıştık, o kitap okuyan kişi Denizli Sanayii Odası Meclis Başkanı Okan Konyalıoğlu’ymuş.

Kitabın ortasından Paris 2024...

Okuduğu pazarlama kitabı, konuşmamızda fark ettiğim vizyona bakacak olursak, iş dünyası markalaşma mücadelesine çoktan başlamış...

Kitabın ortasından Paris 2024...

Çin’in parası çok tatlı...

Batı, NATO Zirvesi’nde Pekin’e parmak salladı, Çin’in elektrikli otomobil piyasasına hakimiyetini engellemek için AB korumacı kararlar alıyor.

Siyasi ve ekonomik bu savaşa rağmen, Batı’ya Çin’in parası çok tatlı geliyor.

Almanya’daki Avrupa Şampiyonası’nın sponsorları arasında Alibaba ve Türkiye’de yatırım kararı alan BYD vardı.

Paris 2024’ün sponsorları arasında da Alibaba var.

Eskiden ucuz üretim ve taklit ürünlerin merkezi olarak anılan Çin, bugün Paris’in göbeğinde yapay zekâ şovu ve markalarıyla yer alıyor.

Champ-Elysees üzerindeki olimpiyat ürünleri satan mağazadaki eşyalar da ürünler de aslında Denizli’de yapılmış.

Trendyol’un yabancı yatırımcılarından birinin, ana sponsor Ali Baba olması ve Trendyol’un da uzun vadeli sponsorluk iradesi göstermesiyle olimpiyat ürünlerinin satıldığı mağazaya Türk ürünleri de girmiş.

Haberin Devamı

Hikâye uzun bir başka gün onu da anlatırım ama Çin’in başta Avrupa olmak üzere dünyadaki algısı vasat siyasetçilerin algısından daha farklı.

Tribün alkışı terazisi

Avrupa Şampiyonası’da ikinci maçımız olan Portekiz maçından önce stadyumda eski yıldızlar kategorisinden Hamit Altıntop’un bir video mesajı paylaşıldı, Türk seyircilerin olduğu tribünlerden ıslık ve protesto sesleri yükseldi.

Seyirci “Türk futbolunun bana, benim Türk futboluna olandan daha fazla ihtiyacı var” sözünden duyduğu rahatsızlığı bu şekilde dile getirmişti.

Dün Filenin Sultanları’nın Dominik maçı öncesi salondaki Türk seyircilerin en az alkışladığı isim İlkin Aydın oldu.

Kadro konusunda yaşanan tartışmalar belli ki tribünlere kadar ulaşmış.

Voleybol Federasyonu Başkanı Akif Üstündağ kalp rahatsızlığına rağmen Paris’e geldi ve takımın her adımıyla alakadar oluyor.

İlkin ya da Başkan Üstündağ’a tepki göstermenin bir anlamı yok, buradaki sorunlu alan amatör sporların yüzüne bakmayan kulüplerin her işi çevirebileceği konusunda oluşmuş fikir. Kulüp rekabetinin milli takıma zarar verme boyutuna geldiğinin düşüncesi bile kötü.

Haberin Devamı

Gerçekten böyle bir çaba içerisine giren kulüpler varsa başta Futbol Federasyonu olmak üzere tüm federasyonların bu işe dikkat etmesi gerekiyor.

Paris’in klima sorunsalı...

Fransa, karbon emisyonu en düşük olimpiyatları düzenleme hedefi çerçevesinde klimaları çalıştırmıyor.

Bu sadece seyirciler değil sporcular için de büyük bir sorun.

Olimpiyat Köyü’nde klima yok, ABD’liler kendileri getirmişler, Türkiye dahil çeşitli ülkelerin sporcuları kiralık evlere geçip, uyumak ve doğru beslenebilmek adına mücadele ediyorlar.

İyi organizasyon klasik Fransızlar...

Paris 2024, başarılı bir organizasyon, ana yollarda kafilelere ayrılan şeritler dahil sistem işliyor.

Fakat görevliler ve tavırlarına bakınca aşırı sağın sokaklarda da bir hakimiyet sağladığını görüyorsunuz.

12 yaşındaki kızım Haziran’da, Air France sırasındaki tüm Türk vatandaşlarının online check-in’e yönlendirildiğini ve başka ülkelere hizmet verildiğini söylemişti. Anlık bir durumdur diye çok üzerinde durmamıştım.

Dün Filenin Sultanları’nın maçına girerken, salonda çantası olmayanların geçtiği kapıya gittim.

Boynumdaki Türkiye atkısından olacak, görevli çantalıların sırasına girmemi söyledi. Boynumdaki bayraktan mı rahatsız oldunuz diye sordum, küstah bir gülüşten başka yanıt alamadım.

Macron’un Türkiye ile derdi olduğunu biliyoruz. Burnunu halen Suriye’den çekmeyen, Kıbrıs’ta Rum kesiminden deniz üssü isteyen, Ege’de Türkiye’ye karşı ortak tatbikatlara katılan bir ülke Fransa. Bu maceracı tavırdan sonra telsizi, radarı, silah sistemleri kitlenen Fransız savaş gemisinin yardım çağrılarını Youtube’dan dinlemiştik.

İleride Fransa Cumhurbaşkanlığı’na o koltuğu doldurabilecek çapta, biri gelir sorun çözülür ama sokaktaki Türk rahatsızlığının etkisi ve karşılığı zor tamir edilir. Türkiye’de yatırımı olan Fransız şirketlerin bu noktaya dikkat etmelerinde büyük fayda var.