Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

27 Eylül akşamı,

Bir milyar 341 milyon nüfusu olan Hindistan’da 14 bin 905 koronavirüs vakası tespit edildi.

Oksijen yokluğu ve hastanelerde yer olmadığı için insanlar arabalarında ölüyorlardı.

213 milyon nüfuslu Brezilya’da 14 bin 423 vaka tespit edildi.

Devlet Başkanı aşıya karşı olan, yağmur ormanları çevresine ne aşı ne de sağlık hizmeti götüren ülke Brezilya.

Endonezya’nın nüfusu 271 milyon 350 bin, vaka sayısı sadece bin 390.

Pakistan, nüfusu 225 milyon, günlük vaka sayısı bin 757. Japonya, nüfus 125 milyon, vaka sayısı 2 bin 134.

Haberin Devamı

Rusya’nın nüfusu 146 milyon, günlük vaka sayısı 22 bin 236.

Türkiye 27 bin 188 vaka açıkladı. Bizi geçen iki ülke var; biri 37 bin 960 vakayla İngiltere, diğeri 81 bin 409 vakayla ABD.

Dünya şampiyonu olmamıza çok az kaldı, bir aya kalmaz, şampiyon oluruz.

İnsan yazmaya utanıyor, dünyanın en kalabalık ülkesi, hastalığın başladığı Çin’de 27 Eylül’de sadece 35 vaka açıklandı.

Cumhurbaşkanı’nın en önemli görüşmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacağı görüşme haziranda ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşme kadar önemli hatta sonuçları açısından daha da önemli bir görüşme olacak.

Rus medyası, geçen haftadan beri “Putin, Suriye rejimiyle Erdoğan’ı aynı masaya oturtmaya çalışacak” haberleri yapıyor.

ABD ve Rusya Genelkurmay Başkanları bu hafta Finlandiya’da Suriye konusunu konuştular.

Aralarına İsrail’in katılıp katılamayacağı İsrail Başbakanı’nın yakın zamanda yapacağı Moskova ziyaretinde belli olacak.

Rus Dışişleri Bakanı, İdlib’teki durumu kabul edilemez diye niteleyip, üzerinden üst üste mesajlar veriyor.

Bu hava, Erdoğan’ın ABD’de CBS’e verdiği röportajdaki Rusya mesajlarıyla bir miktar değişti.

Kremlin Sözcüsü, pazar gecesi Russia 1 Kanalı’nda, Putin ve Erdoğan arasında ciddi bir güven ilişkisi olduğunu ve her sorunu müzakere edebileceklerini söyledi.

Gerek bölge gerek ABD-Türkiye ilişkileri açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemin en önemli görüşmesini yapacak ama çoğumuz farkında değiliz...

Karbondioksidin önemi, medya cehaleti

Haberin Devamı

Karbondioksit sevimsiz bir gaz ama yaşamın sürmesi için de gerekli. İçecek ve et sektörü bu gazı yoğun olarak kullanıyor. İngiltere’de market raflarının boş olmasını TIR şoförü eksikliğine bağlayan haberler yaptı medya. Oysa sorun karbondioksit eksikliği.

Doğal gaz fiyatı Avrupa’da inanılmaz derecede yükselince aynı zamanda karbondioksit üreticisi olan dev gübre şirketleri üretimi azaltma yoluna gittiler, bu da gaz sıkıntısına neden oldu.

Doğal gaz fiyatı Avrupa’da katlanarak arttı zira Norveç gaz tesisleri ve bor hatları bakımda, Avrupa, en düşük rüzgâr aldığı yaz aylarını geçirdi ve artan sıcaklar klima kullanımını ve dolayısıyla elektrik sarfiyatını artırınca Avrupa’nın doğal gaz depoları tamamen boşaldı.

Sıvılaştırılmış doğal gaz ihraç eden ülkeler, koronavirüs krizinden sonra daha önce çıkan Asya pazarlarına yönelince Avrupa’da doğal gaz fiyatları arttı, yan etki olarak da İngiltere’de karbondioksit sıkıntısı başladı.

İngiltere’de Noel döneminde hindi sıkıntısı da olacak zira AB’den ayrıldıktan sonra çiftliklerde binlerce kişilik işgücü açığı oluştu ve şimdi vize muafiyetiyle sorun çözülmeye çalışılıyor. Bu durumu aralıkta da TIR şoförü eksikliğine bağlar bizim medya, ben şimdiden doğrusunu anlatmış olayım size.

Haberin Devamı

Pahalılıkta ‘vade’ etkisi

Eskiden işçinin üretimden gelen gücü vardı şimdi zincir marketlerin toplu sipariş gücü var. Marketler satmak için aldıkları ürünlerin bedelini genellikle üç ile altı aylık vadelerde ödüyorlar.

Hal böyle olunca, üretici zarar etmemek adına malının altı ay sonraki tahmini maliyetine göre fiyatını belirliyor.

Pahalılığın etiket avcılığıyla engellenmesi zor, yapısal önlemler almak, gerekirse marketlerin üreticiden direkt mal alıp piyasada fiyat belirleyici olmasının önüne geçmek lazım.

Bugün devrede olan Rekabet Kurumu ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri sistemde sorun arıyorlarsa şu gizli vade maliyetine bakmalılar.

Fidanı bırakın, suya bakın

Yazın canımızı yakan orman yangınlarının ardından fidan bağışı en büyük sosyal sorumluluk ve reklam malzemesi haline geldi.

Kızılçam ağacının odun hasadı yapılacak olgunluğa 25-30 yılda ulaştığı bir dünyada yaşıyoruz. O fidanların büyüyüp gelişmesi için en çok suya ihtiyacımız var. Türkiye kısa bir süre sonra su fakiri ülke kategorisine girecek.

ABD’de çok su isteyen badem ağaçları sökülürken, biz Akdeniz’e beş elma ağacı kadar su ihtiyacı duyan egzotik meyve ağaçları dikiyoruz.

Ne diş fırçalarken ne de bulaşık makinesi çalıştırırken evlerde suyu doğru kullanıyoruz.

Yanan ormanlar insan dokunmadığı için zaten yeniden canlanıyor ama harcanan su geri gelmiyor.

İster reklam ister sosyal sorumluluk, fark etmez, artık su konusunun üzerinde durmamız lazım.