Türkiye’nin en uzun soluklu dizilerinden biri olarak aklımızda kaldı ‘Bizimkiler’...
Yayında olduğu dönemde herkesi ekran başına toplayan bir yapımdı. Dilimizde yer etmişti o diziden kimi sözler ve tonlamalar, Kapıcı Cafer gibi, “Buyyruuun...” demek, Almancı ailenin babasının oğluna söylediği gibi, “Dunkoff!” (Dumm-kopf) demek ya da bugün zaman zaman sosyal medyada kullanılan “Sevim koş bak!” laflarının tamamı, o diziden kalmadır.
Huysuz ve kedi sevmeyen bir yönetici, horoz dövüşüne meraklı bir apartman sakini gibi tüm karakterleri vardı ‘Bizimkiler’in...
Bu dönem ekrana gelse, bırakın yıllarca devam etmeyi, 2-3 hafta bile ekranda kalamazdı. Televizyon ve dizi sektörü geliştiği için değil; biz değiştiğimiz için ortaya çıkardı bu sonuç. Artık apartman dairesi yok bizim dizilerimizde; yalılar, villalar ve köşkler var. Büyük entrika, yalanlar, aldatmalar var yapımlarımızda, en büyük kötülüğü gizlice içki aldıran bir komşu ya da huysuz apartman yöneticisinin komik
Geçtiğimiz cumartesi günü, TV100’deki programımda söylediklerinden dolayı herkes Okan Bayülgen’e sallıyor.
Birisine sallamak için önce ne dediğini bilmek gerekir ama kimse ne dediğini bilmiyor Okan’ın.
Mesela o yayında “Cumhuriyet yazarları serbest bırakılmalı” dedi.
Bayülgen, şimdi Cumhuriyet de Okan’a çakıyor çünkü seyretmemişler yayını...
Yayını izleseler, geçmişte sosyal medyada yaşadığı karakter suikastını anlatan bir adamın, benzer bir duruma düşürülen Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi Başkanı Fahrettin Altun ile kurduğu empatiyi anlayacaklar.
Amaç, bağcıyı dövmek olunca, aslında kimse mantığıyla düşünmüyor bu ülkede. Belediye başkan adaylığı sırasında harcadığı parayı, seçildiğinde kat ve kat çıkaracağını düşünen insanları görmedi mi bu ülke?
Bu ülkede bir başbakan, “Benim memurum işini bilir” demedi mi?
İstanbul’da geceleri bizi uyutmayan sivrisinekler var ya, uykusuzluk ya da kaşıntı, hiç dert değil.
Ne timsah, ne yılan ne de kaplan, dünyada en fazla insan öldüren hayvan türü sivrisinek.
Asya çalı sivrisineği, Batı Nil Virüsü taşıyor ve bir süredir Almanya’nın güneyinde yerleşik bir tür hale geldi.
Bir de Asya kaplan sivrisineği var, hem Batı Nil Virüsü hem de Deng Humması taşıyan bir tür bu ve şimdi Almanlar bu türün yerleşik hale gelmemesi için uğraşıyorlar.
Acı ve düşündürücü olan bu sineklerin Almanya’ya uçarak gelmemiş olması.
Alman Sivrisinek Birliği, araştırma yapmış ve bu iki türün ithal edilen kullanılmış araba lastiklerinin içinde geldiklerini belirlemiş.
Alman Sivrisinek Birliği adı size komik gelmiş olabilir ama bu iş çok ciddi bir mesele.
İsviçre’de de adı Avrupa Sivrisinek Kontrol Birliği olan büyük bir kuruluş faaliyet gösteriyor. Bu alanda yapılan çalışmalar ve projeksiyonlar oldukça düşündürücü.
Parası olanın pahalı tüketimden rahatsız olmadığı bir ülkeyiz biz. Hatırlayın, Bodrum’da lahmacun fiyatları tartışılırken, aileden zengin olan gençlerden birisi, “Para bizim, size ne?” tadında bir cümle kurmuştu.
Şimdi benzer bir durum Jennifer Lopez’in 6 Ağustos’ta Antalya’da vereceği konser için de geçerli... 2019’un konser bilet ücreti en pahalı ismi, Lady Gaga... Konser biletlerinin ortalama fiyatı 420 dolar yani, 2 bin 320 TL seviyelerinde...
Bu rakam, Las Vegas’taki kumarhanelere ait mekanlara gittiğinizde, loca benzeri bir yer kiraladığınızda 7 bin 300 dolar’a yani, 41 bin TL’ye kadar çıkıyor.
Celine Dion konserlerinin ortalama bilet fiyatı 355 dolar, Rolling Stones’un ortalama bilet fiyatı 269 dolar olarak hesaplanmış.
Lopez konserinin bilet fiyatlarının ayakta 7 bin TL, locada 300 bin TL seviyesinde olması, bu rakamlara bakınca pahalı gibi geliyor insana.
Ancak lahmacunla dünyaca ünlü bir sanatçının konseri arasında fark edilebilir farklar yok değil.
Bir lahmacunun içine taş çatlasa 75 ila 90 gram arası kıyma konuyor ama konser
Şaşırmak, “Bir yaşıma daha girdim!” diye cümle kurmanın giderek zorlaştığı bir ülkede yaşıyoruz aslında.
Ama yurdum insanı neyse ki, boş bırakmıyor meydanı, hep şaşıracak işler oluyor.
Geçtiğimiz günlerde Zekeriyaköy’de bir emlakçının kapısı çalınır. Gelen müşteri, kiralık bir villa aradığını ama illa Çağatay Ulusoy’un olduğu sitede olmasını ister. O sitede, o an kiralık bir villa yoktur.
Emlakçı elindeki diğer villaları, hatta fiyat avantajı olanları sıralamaya kalkar. Karşısındaki kadın dinlemez bile, emlakçıya kartvizitini bırakır, “O sitede bir villa boşaldığında bana haber verin lütfen” der ve gider.
Normalde insanlar ev kiralayacakları zaman, yönüne, rutubet durumuna, güneş alıp almadığına bakar.
Ama görünen o ki, devir değişmiş, ünlülerle, en iyi niyetle komşu olma meselesi, çok daha önemli hale gelmiş.
Bahsettiğimiz sitede evlerin aylık kirası 20 bin TL civarlarında ve değeri bu kadar yüksek olan bir evi sadece oyuncuya komşu olmak için kiralamak istemek, biraz garip, yani biz normal maaşlılar için, anlaması
Biri “Geldikleri gibi giderler”, “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen adamdı,
Ötekisi, “Avrupa ile başa çıkmayı hangi Asya kavmi başardı ki?” diyebilen adamdı.
Biri, Kurtuluş Savaşı’nı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni örgütledi,
Diğeri İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurucularından biri olmayı seçti.
Biri, ülkenin dört yanına bağımsızlık mücadelesi için, diğeri, İçişleri Bakanı olarak valilere “İşgal kuvvetlerini kızdırmayın” diye telgraflar çekti.
Biri, ülkenin bağımsızlığı için savaştı, diğeri bağımsızlık için savaşanlarla savaşmayı tercih etti.
Biri önce Anadolu’yu, sonra İzmir’i kurtardı, ötekisi İzmir kurtarıldıktan sonra “Gayemiz birdi ve birdir” diye manşet atabildi hiç utanmadan.
İngiltere’nin yeni başbakanı Boris Johnson’ın dedesinin babası Ali Kemal bu anlattığım adam sizlere.
Gerçekten öyle mi bilmiyorum ama Emrah’ın ‘cimri’ olduğundan söz eden bir sürü haber ve yorum okudum geçmişte.Gerçekten öyle mi bilmiyorum ama Emrah’ın ‘cimri’ olduğundan söz eden bir sürü haber ve yorum okudum geçmişte.Medya yıllardır ‘Cimri’ diye tanımladığı Emrah’ın, hovardalık haberini yaptı dün.Neymiş, ailesiyle rahat yolculuk yapmak ve gözleden uzak tatil yapabilmek için 3 milyon dolar’a deniz uçağı alıyormuş.Gözden uzak tatil yapmak isteyen, yat alır, rahat yolculuk yapmak isteyen de deniz uçağı değil, normal uçak alır, değil mi?Sonra haberin detayını okuyunca mesele daha net ortaya çıkıyor.Emrah, 16 kişilik bir deniz uçağı sipariş etmiş, tahminen özel havacılık işine girecek, tatil bölgeleri için uçak kiralayacak.Mantıksız değil, Bodrum’a, Çeşme’ye ya da Kaş’a, özel de olsa, uçakla gittiğinizde ister istemez bir transfer zamanı geçiyor.Deniz uçakları için bu süre minimum ve o yüzden tercih
Ebru Polat, hukuk fakültesi mezunu...
Roma hukukunu anlattığı bir video’yu sosyal medya hesabından paylaşsa, zaman ayırıp, seyreder misiniz?
Ama elbiseyle denize girip, ıslanan kumaş vücuduna yapışıp, görüntü daha seksi hale geldiğinde binlerce kişi izler.
Bir adım ötesine medya, Roma hukuku anlatan Ebru’yu haber yapmaz ama elbiseyle denize giren Ebru’yu ortaya çıkan görüntüden dolayı haber yapar muhakkak.
Podyumda kalçasını açtığı için ‘skandal’ diye haberler yapılan meselenin kahramanı, bu yaz, geçtiğimiz yaza göre iki kat daha fazla iş aldı, biliyor musunuz?
Tahminen Polat da en az zararı göreceği şekilde, kendi küçük skandallarını yaratıp, bunun etkisiyle işlerinin artmasını istiyordur. “O zaman Ebru’yu kınamaya ne hakkımız var?” gibi bir soru çıkıyor ortaya...
Çıplaklığı akıldan, seksi olmayı sesten ya da müzikten daha önemli bulanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz artık.