“Adam kazandı” denilince Muharrem İnce adı geliyor çoğu kişinin aklına.
Oysa “Adam kaybetti” dendiğinde hatırlamak gerekiyor Muharrem İnce’yi.
Kılıçdaroğlu’na karşı iki kere genel başkan adayı oldu, kaybetti.
En havalı döneminde olağanüstü kurultay toplamaya çalıştı, onda da kaybetti.
Kuzey Kıbrıs’ta, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı eskiden de vardı, bitti zannediyordum, yine hortlamış.Kuzey Kıbrıs’ta, Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı eskiden de vardı, bitti zannediyordum, yine hortlamış.Hadise’nin Koop Bank’ın 60’ıncı yıl kutlamalarında sahne alması bir sürü kişi tarafından, “Neden yerli sanatçı çıkarmadınız?” diye eleştiri konusu oldu.Bunun üzerine de banka genel müdürü, sosyal medya hesabında uzun bir açıklama yapmak zorunda kaldı.Bu etkinlik için önce MFÖ ile anlaşmışlar ama Mazhar Alanson hasta olunca, gecede Hadise’yi sahneye çıkarmışlar.1989 yazında, politik bir tiyatro grubu olan Maraş Emek Tiyatrosu’nda rol alan ilk ‘Türkiyeli’ ben oldum.Kıbrıs’ın birçok köyünde, bazen bir okul, bazen eski bir kilise binasının bahçesinde, taşınabilir dekorumuzla gidip, oyunumuzu oynayıp dönerdik.Garip bir dönemdi gerçekten, arkadaşımın dükkanında pazarlık eden bir kadının istediği indirimi alamadığı için, “Unutmayın sizi biz kurtardık” dediğine şahit olmuş,
“Çekirdekleri alıp, koşun kızlar kavga başladı” diyen mahalle dedikoducusu teyzelere benziyor halimiz bazen...
Kaan Tangöze’nin şimdiki eşi Kıvılcım Ural, eski eşi Seçkin Piriler’e ‘Eski kaşar’ demiş, bunun üzerine de hakaret davası açılmış ya, atladık haberin üzerine.
Herkes ‘eski kaşar’ tanımlaması üzerinden gördü haberi, yedi yaşında bir çocuğu ıskalayarak.
Mesajdaki iddia ne? Annesinin evden kovduğu yedi yaşındaki bir çocuk.
Kimsenin umurunda olmadı işin bu boyutu...
Bizim mesleğimiz insandan yana durmayı gerektirir oysa.
Ama biz gazeteci değil de, mandıra sahibiymişiz gibi atladık ‘eski kaşar’ lafının üzerine, tepindikçe tepindik.
2015’te, İstanbul’da mevcudu 30’dan fazla olan sınıflarda, çocuklarımız iyi eğitim alabilir mi diye düşünüyorduk biz.
Aynı yılın ilk 6 ayında, PKK tarafından kaçırılan çocuk sayısını yaklaşık 3 bin olarak vermişti dönemin Urfa Valisi.
Fark etmedik bile, hepimiz sadece kendi çocuğumuzu sevmeyi seçtik...
Bu haziran başında, Avaşin ve Hakurk Bölgesi’nde devam eden Pençe Harekâtı sırasında öldürülen 4 PKK’lınının da yaşı 18’den küçüktü.
Bugün Sinan Akçıl’dan resmen boşanacak. Burcu Kıratlı, arkadaşlarını davet ettiği bir boşanma partisi vermiş.
Hani çocuklardan biri diğerine vurur, öteki de “Acımadı ki, acımadı ki!” diye vuranı sinir etmeye çalışır ya, boşanma partisi deyince aklıma ilk bu geldi.
Ailesini kıramadığı için gönülsüz evlilik yapmış, olmaz ama beşik kertmesi sonucu evlenmiş insanların boşanma partisi vermesini de anlarım bir yere kadar. Ama büyük bir aşk hikayesinden, boşanma partisine dönen süreci anlamak o kadar da kolay değil benim için...
Düşünsenize, evlendiklerini kutladığınız, hatta partilerine davet edildiğiniz bir çiftin, boşanma partisine de davet ediliyorsunuz.
Tarihi, televizyon dizisinden öğrenen bir ülkeydik ya, şimdi çok tartışmalı bir üreme yöntemini de bir magazin haberinden öğreniyoruz.Tarihi, televizyon dizisinden öğrenen bir ülkeydik ya, şimdi çok tartışmalı bir üreme yöntemini de bir magazin haberinden öğreniyoruz.Seren Serengil ve Yaşar İpek boşanma davasında gündeme gelen mitokondri naklinden söz ediyorum.Her gazete bu yönteme dair bilgiler yazdı ama asıl yazılması gerekeni söyleyeyim:Türkiye’de tamamen yasaklanmış bir yöntem bu.Sadece Türkiye’de değil, ABD’de de yasak olduğu için çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin Meksika’ya gittiği de biliniyor.Üç ebeveynli bebeğe, üçüncü kişiden 37 genin geçtiği, ki bu rakam yüzde 1’den az bir orana tekabül ediyor, işlemin adı mitokondri.İngiltere’deki Newcastle Üniversitesi’nde, mitokondri yöntemi kullanılarak, kalıtsal hastalıklardan arındırılmış 80 embriyo üretildi, yasa gereği, altı gün sonra bu embriyolar imha edildi.İki anneli ve bir babalı bebeklere
“Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” dedi Profesör Doktor Ahmet Davutoğlu.
Türkçede “insan yüzüne çıkamaz” diye bir deyim yok, insan içine çıkamaz ya da kimsenin yüzüne bakamaz deriz biz.
Davutoğlu kurduğu cümlenin nereye gideceğini bilmenin heyecanıyla hata yapmış olmalı.
Bu ülkenin seçmeni, ayrıldığı ya da ayrılacağı yer hakkında konuşanları da, “Konuşurum ha” diyenleri de sevmiyor, güvenmiyor.
Daha önce Abdüllatif Şener geçti aynı yoldan.
AK Parti’nin eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener şimdi CHP milletvekili.
Az konuşmadı Şener eski partisi hakkında, hemen herkes için bir cümle kurdu, Davutoğlu için de “Fiyasko ve yüz karasıdır” dedi.
Davutoğlu’nun siyaset sosyolojisini Abdüllatif Şener’den daha iyi bildiği kesin ama konuşmama ve konuşmayacak olmasının sebebi bu bilgisi değil.
Karadeniz fıkralarının en popüleri herhalde, ‘Hastayım dedim inanmadınız, işte öldüm, inandınız mı?’ yazan mezar taşının olduğu fıkradır. Karadeniz fıkralarının en popüleri herhalde, ‘Hastayım dedim inanmadınız, işte öldüm, inandınız mı?’ yazan mezar taşının olduğu fıkradır.Uzun zamandır mesajla, en sonunda da evine giderek İrem Derici’yi taciz eden adama dair haberlere bakıyorum.Öznesinin Derici olması, haberin magazin haberi olduğu anlamına gelmiyor aslında.
Ortada kendini tehdit altında hisseden bir kadın var.Üstelik son derece kırılgan olan psikolojisinin bu travmadan ne kadar etkilendiği ve bundan sonra nasıl etkileneceğini de bilmiyoruz.Kötü haberi söyleyeyim:BBC Türkçe internet sitesinde, kadın cinayetine giden sekiz adımın haberi çıktı bu hafta. İngiltere’nin ünlü suç araştırmacısının yaptığı bir çalışma bu.Takip etmek, ne yaptığını bilmek, istemek, evine gitmek, gelmesi muhtemel bir cinayetin adımları olarak sıralanmış.Idx kanalında, bir sürü suç belgeselinde bu tür takıntılı