Uzaylı yaratıkları göstermeden film yapılabileceğini iddia eden Monsters(İstila) ve çocuğunu kaybedince hayatı altüst olan bir annenin dramını yansıtan Rabbit Hole(Mutluluğun Peşinde) bu hafta vizyona girdi
Monsters- İstila
2009 yılında NASA güneş sisteminde uzaylılar olduğuna dair ipuçları elde eder ve Jüpiter'den örnekler toplaması için uzaya bir uydu gönderir. Ancak, uydu dünyaya dönerken Orta Amerika'ya düşer. Kısa bir sure sonra aracın düştüğü Meksika sınırında yeni yaşam formları görünür. Meksika'nın yarısı YASAK BÖLGE ilân edilerek karantinaya alınır. Amerika'lı fotoğrafçı Andrew Kaulder (Scoot McNairy) ve Sam Wynden (Whitney Able) karantinaya alınmış bölgeden sınırı geçerek Amerika'ya ulaşmak için harekete geçer...
Bu film uzaylılarla mı ilgili?
Film hakkında aşağı yukarı bilgi sahibi olunca en azından şöyle doya doya bir uzaylı görmek istiyorsunuz ancak nafile. İki, üç sahne dışında(Biri zifiri karanlıkta) 93 dakikalık filmde neredeyse yok gibiler. İşin komik yanı filmin isminin 'Canavarlar' olması çünkü ortada ahtopota benzer bir şey var ve o da çok az görünüp yok oluyor. Canavarı ya da sözüm ona uzaylıları göstermeyerek gizemli bir atmosfer
Başrollerini Colin Farrell ve Keira Knightley'ın paylaştığı 'Londra Bulvarı' arka sokaklardan yükselen ezan sesi ve suç işleyen Müslümanlar ile İslam'ı şiddetle özdeşleştiren klişelere boğulmuş bir film...
London Boulevard- Londra Bulvarı
Hapisten çıkan azılı suçlu Mitchel(Colin Farrell) yeni bir hayata başlamak ister. Kötü işler yapması için kendisine yapılan teklifleri reddeder. Ve ünlü bir oyuncu olan Charlotte'un (Keira Knightley) evinde çalışmaya başlar. Ancak, Mitchel'in geçmişi yakasını bırakmaz. Bir suç örgütünün lideri Gant (Ray Winstone) onu devamlı sıkıştırır. Artık, Mitchel'in önünde iki seçenek vardır. Ya Charlotte'un evinde çalışacak ya da suç işlemeye devam edecektir...
Londra'da ezan sesini dinlemek
Filmde üstü kapalı bir şekilde İslam ile şiddet özdeşleştirilmeye çalışılıyor. Londra Bulvarı'nın kahramanı Mitchel gece sokakta yürürken arka fonda duyulan ezan sesi kulağa hoş geliyor. Ama ilerleyen sahnelerde Mitchel'i döven siyahi uyruklu suçlular aranırken insanların cinsel organlarına bakarak ('Sünnetli mi, değil mi?' ve 'Sünnetliyse Müslümandır') şeklindeki mantık yürütmeleri işin rengini değiştiriyor. (Kısacası, siyahi uyruklu suç işleyen
“Hayat sürprizlerle dolu öyle büyük bir gösteridir ki ne zaman ne olacağını tahmin bile edemezsin.”
Water For Elephants- Aşkın Büyüsü
Jacob Jankowski (Robert Pattinson) anne ve babasını bir trafik kazasında kaybedince eğitimini yarım bırakıp amaçsızca yollara düşer. Ancak, bir sirk trenine bindiğinde tüm hayatı tamamen değişir. Sirkin patronundan eğitim aldığı meslekle ilgili bir iş teklifi alır. Böylece bir türlü laf dinlemeyen Rosie adlı filin eğitmeni olur.
Jacob fille ilgilenirken sirkin yıldızı güzeller güzeli Marlena’e (Reese Witherspoon) âşık olur. Fakat Marlena, patron August’un (Christoph Waltz) karısıdır. Artık Jacob’un önünde iki seçenek vardır. Ya aşkını sonsuza dek kalbine gömecektir ya da evli bir bayanla sonu belli olmayan yasak aşka yelken açacaktır…
Akıllardan çıkmayacak sahneler
Bilim kurgu filmlerinden ‘kes-yapıştır’ mantığıyla yazılmış senaryosuyla çakma bir zamanda yolculuğu anlatan ‘Yaşam Şifresi’ görsel efektleri ve hızlı temposuyla izlenmeye değer bir film…
Source Code- Yaşam Şifresi
Chicago’da bir treni havaya uçuran ve binlerce kişiyi öldürmeyi planlayan bir bombacı bir anda Amerika’nın gündemine oturur. Hükümet bu bombacıyı bulmak ve önüne geçmek için çok gizli tutulan ‘Yaşam Şifresi’ projesini uygulamaya başlar. Proje sayesinde artık zamanda yolculuk bir hayal değildir. Ancak bu yolculuklar sadece saatler ya da dakikalar öncesine yapılmaktadır. Kaptan Colter Stevens (Jake Gyllenhaal) projeye dâhil olur ve bir anda havaya uçacak olan uçan trende uyanır. Artık o, Sean Fentress adlı bir sınıf öğretmeninin içine girmiş bir zaman yolcusudur. Amacı bombacıyı yakalamaktır…
‘Kes-yapıştır’ işte size Hollywood
Bakışları, hareketleri ve konuşmasıyla karşısındaki erkekleri tahrik eden “Kırmızı Başlıklı Kız” evde, ormanda, kırda, bayırda boş bulduğu her yerde sevişecekmiş gibi duruyor…
Red Riding Hood- Kız ve Kurt
Köyün en güzel kızı kırmızı başlıklı Valerie (Amanda Seyfried) evlenme çağına gelince ailesi tarafından zengin Henry (Max Irons) ile evlendirilmek istenir. Ancak Valerie’nin kalbini yoksul Peter (Shiloh Fernandez) çalmıştır. İki sevgili köyden kaçmaya hazırlanırken Valerie’nin kız kardeşi bir kurt adam tarafından öldürülür.
Yıllarca bu yaratığa hayvanlar kurban ederek kendilerine zarar vermesini engelleyen köy halkı intikamla yanıp tutuşur. Kurt adam avcısı Peder Salomon’dan (Gary Oldman) yardım isterler. Peder, kurt adamın gündüzleri insan olduğunu fark eder.
Acaba köy sakinlerinden hangisi kurt adamdır?
Çocuk masalından erotik uyarlama
Torununu kurtarmak için cehennemden kaçan bir adamın hikâyesinin anlatıldığı ‘İntikam Yolu’, Cem Yılmaz gösterilerinin temelini oluşturan kuralı bile görmezden geliyor…
Drive Angry- İntikam Yolu
Yıllar önce ölmüş eski bir suçlu olan John Milton’un (Nicolas Cage) torunu sahte mesih Jonah King (Billy Burke) ve şeytana tapan kana susamış müritleri tarafından kaçırılır. Müritlerin amacı bebeği dolunayda kurban etmektir. Bunu öğrenen Milton, cehennemden kaçarak peşlerine düşer. Böylece, amansız bir takip başlar…
Cem Yılmaz bile fark etmişti
Fantastik macera filmlerinden hoşlananlara hitap etmeye çalışan ancak bunu bir türlü başaramayan “Drive Angry-İntikam Yolu”, bir yol hikâyesi anlattığı için ‘Mad Max’ serisine ve içinde barındırdığı mistik olaylar nedeniyle de ‘Ghost Rider- Hayalet Sürücü’yü anımsatıyor. Ancak, ikisinin bile yanından geçemiyor.
Lorien gezegeninden gelen süper adamımız ‘Dört Numara’ Iron Man gibi ellerinden ışıklar çıkarıp, X-Men’deki Magneto’ya özenip nesneleri hareket ettiriyor. Tek eksiği ise uçmayı bilmemesi…
I Am Number Four- Dört Numara
Uzak bir galakside Lorien ve Mogadorian arasında bir savaş yaşanır. Büyük yıkımdan sağ kurtulan Lorienli dokuz çocuk dünya adlı gezegene kaçar ve orada yaşamaya başar. İnsana benzeyen bu çocukların her birinin ‘miras’ denilen benzersiz bir yeteneği vardır. Olgunlaşıp ergenliğe adım atınca kendilerine verilen güçlerin farkına varacaklardır ancak peşlerinde Mogadorianlılar vardır. Sırayla dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Lorienli bir, iki ve üç numaralı çocukları bulup, öldürürler. Şimdiyse sıra dört numaradadır…
Yeni süper adamımız maalesef uçamıyor
Dünyaya başka bir galaksiden çocuklar gelir. Hepsinin farkı güçleri vardır. Ve bunlar zamanla ortaya çıkar. Sonra ise düşmanları gelir…‘Dört Numara’nın hikâyesi size biraz tanıdık gelmedi mi? Bana hemen ‘Superman’ı hatırlattı.
1942 yılındaki UFO fenomeninden esinlenen 'Dünya İstilası: Los Angeles savaşı' filmi sınırları zorlayan görsel efektleri ve heyecanlı savaş sahneleriyle izleyenleri soluk soluğa bir maceranın içine çekiyor...
Dünya İstilası: Los Angeles savaşı
Los Angles yeni bir güne hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir savaşla başlar. Savaşın tarafları insanlar ve uzaylılardır. Melekler şehri bir anda UFO'ların istilasına uğrar. Uzaylılar acımasızca saldırmakta, kenti yerle bir etmektedir. Savaş tüm hızıyla sürerken bir Deniz Piyadesi Başçavuşu (Aaron Eckhart) ve taburu daha önce hiç karşılaşmadıkları düşmana karşı mücadeleye etmeye başlar...
1942 yılındaki gizemli olaylar
"Dünya İstilası: Los Angeles savaşı" filminin esin kaynağı 1942 yılında Los Angeles'ta meydana gelen gizemli UFO olaylarıydı. 25 Şubat'ta Los Angeles semalarında sabah saat 2'de başlayan ve gece boyunca tanımlanamayan uçan cisimlerin görüldüğü rapor edildi. Tehdit o kadar sıra dışıydı ki hava taarruzu sirenleri çalındı ve genel karartma ilan edildi. (Amerika o yıllarda II.Dünya Savaşı'ndaydı.)