MiZAH TOPTAN YASAKLANSIN!

13 Aralık 2014

Romanlar kendilerini yanlış tanıttığı için ‘Roman Havası’ dizisinin yayından kalkmasını istiyormuş. Perşembe akşamı Oya Başar, Cezmi Baskın, Levent Ülgen gibi usta oyuncuların rol aldığı diziyi izlerken, yüzümdeki gülümseme ifadesi bir an bile kaybolmadı.
Zaten günlük hayatta binbir stresimiz var, diziler desen her birinde ayrı dram...
Haliyle her anı ayrı cümbüşlü ve eğlenceli olan ‘Roman Havası’ bana ilaç gibi geldi, saatler nasıl geçti anlamadım ama başarılı bir iş çıktı ya ortaya, hemen paçasından tutup aşağı çekmek lazım!
İzlerken “Vay demek Romanlar küfürbaz, hımm hem de kavgacılar, aa bir de hırsızlar üstelik” gibi diziden Romanlar’a dair genellemeler çıkarmak aklımın köşesinden bile geçmedi, kimsenin de bunları düşüneceğini sanmıyorum ama Romanlar dizinin böyle bir etkisi olduğuna inanıyor ve kızıyorlarmış.
Yahu birçok ülkede başbakana kadar herkesin, her şeyin mizahı yapılır kimse rahatsız olmaz; bizde kim ‘mizah konusu’ olsa kıyamet kopar. Korkarım espri anlayışı olmayan, fazla alıngan bir milletiz!

DENİZ SEKİ’YE DESTEĞİ İÇTEN Mİ?

Popstar’ın ülkede fırtına gibi estiği dönemde jüri üyesi Deniz Seki, yarışmacı Bayhan’ın cezaevinde yattığı ortaya çıkınca

Yazının Devamı

HER GÜZEL ŞEYiN BEDELi VAR...

10 Aralık 2014

Türkiye’nin popüler ve ünlü isimlerinden olan yakın bir arkadaşım “İş güç haricinde evden çıkmıyorum, gezmiyorum, çünkü kameraların seni nerede yakalayacağı hiç belli olmuyor ve günlük hayatında bir anda burnunda kamera bitmesi çok riskli bir durum, insan ne yapacağını şaşırıp saçmalayabiliyor. Ortalıkta dolaşmamak, uzakta durmak en iyisi, her şeyin bir bedeli var” dedi...
Kameralar önünde trafik polisleriyle tartışma yaşayan genç oyuncu Gürbey İleri’yi de örnek gösterdi.
İleri, kameraları görünce alkolmetreye üflemek istememiş ve polislerin ‘gereksiz derecede abartılı’ müdahalesine maruz kalmıştı.
Halbuki alkollü değildi, kontrolden kaçmasına gerek yoktu ama magazin kameraları karşısında heyecanlanıp panik yaptı... Polis memurları da anlayış göstermek yerine itip kakarak, hatta bir de kelepçe takmaya kalkarak genç oyuncuyu zor durumda bırakınca ‘Gürbey’in olaylı gecesi’, ‘Polislerle kavga etti’ başlıklarıyla her yere haber oldu.
Ünlü olmak, milyonlar tarafından sevilmek ve takip edilmek hoş gözükse de, bir yandan da epey zor...
Ya arkadaşımın yaptığı gibi hayatını kısıtlayıp evden çıkmayarak, attığın her adıma dikkat ederek adını koruyacaksın ya da
“Özgürlüğümden

Yazının Devamı

ADALETSiZ BEDELLi!

6 Aralık 2014

Kendisini bildim bileli askere gitmemek için üniversite okuyan bir arkadaşımın sevinç çığlıklarıyla dolu telefon konuşmasından bedelli askerliğin çıktığını öğrendim...
Bu konuda kendi içimde savaş halindeyim... Sevdiğim insanların en ufak bir tehlikeyle karşılaşmasını tabii ki istemem, kimse de istemez, hele oğlum falan olsa içim içimi yer askerlik yaşı geldiğinde ama diğer yanda ‘tezkeresini bankadan alıp askerlikten yırtacak’ durumu olmayanları düşünüyorum. Askere gitmek zorunda olan da, biz huzurla nefes alalım diye şehit düşen de o maddi durumu yeterli olmayan gençler...
O nedenle Gülben Ergen’in “Askerliğin parayla satın alınması ve parası olmayanın ölüm pahasına vatanı koruması ülkeyi böler” sözü ve “Onların bedelini ödeyecek durumu yoktu” notuyla paylaştığı şehit tabutlarının olduğu fotoğraf karşısında boğazım düğümleniyor.
Kendi oğulları askerlik çağına geldiğinde de bu sözlerinin arkasında duracak mı bilinmez ama bedelliye gösterdiği tepkiye hak vermemek imkansız.
Ortada ciddi bir adaletsizlik var.

NAN ŞİŞHANE VE TAYLAN EFE ÇEKİ

Yıllardır birçok ünlü sanatçının basın danışmanlığını yapan Taylan Efe Çeki, şimdilerde halkla ilişkilerini başarıyla yürüttüğü

Yazının Devamı

KOPMA GARANTiLi ‘HADi iNŞALLAH!’

3 Aralık 2014

Hayatımda ilk defa bir komedi filminin ilk dakikasından sonuna kadar durmadan katıla katıla güldüm.
Tüm kitaplarını çok severek okuduğum Pucca’nın kitabından uyarlanan ‘Hadi İnşallah’ın ikinci yarısında artık gülmekten çene ve karın kaslarım çok ağrıyınca “Birkaç dakika gülmeden duracağım” diye inat ettim ama mümkün değil!
Arada bir bazı esprileri paylaşmak için solumda oturan kardeşim Kuki’ye dönüyorum ama koltukta yok, iki büklüm olmuş gülmekten kıvranıyor!..
Büşra Pekin, Pucca rolünde başarılı ötesi. Bayılıyorum ona, izlerken tüm kızların kendinden bir şeyler bulacağı ve buldukça daha da çok güleceği karakteri muhteşem yansıtmış. Hala sahneler aklıma geldikçe gülüyorum.

AYIP EDİYORSUN MURAT BOZ!
Pucca’nın büyük aşkı Pekmez’e (Murat Boz) gelince... Boz bu role cuk oturmuş zira kendisinin insan olmadığı ve ‘kızlar aşkından, erkekler hasedinden ölsün’ diye özel olarak tasarlanıp aramıza yollandığı bilinen bir gerçek malumunuz!

Yazının Devamı

MEMLEKETTEN KAÇAN KAÇANA!

29 Kasım 2014

Görünen o ki yurt dışına yerleşme modası ünlüden ünlüye sirayet etmeye başladı! Üniversite için giden ünlüler çoktu bir dönem, şimdilerdeyse ‘huzur’ için gitmek revaçta...
‘Kıvanç Tatlıtuğ Los Angeles’ta yaşayacak’ haberinden sonra, ‘Nehir Erdoğan Paris’e yerleşti’ haberi geldi.
Hak veriyorum valla, burada sürekli burnunda kameralarla gezmek, her ufacık hareketinin bile haber olduğunu görmek, devamlı aslı astarı olmayan iddialarla çarpışmak, sürekli eleştirilmek, yargılanmak dışarıdan göründüğünden çok daha zordur mutlaka. En sağlam sinir sistemi bile bir noktada patlak verebilir!
Yurt dışında tanınmadan, özgürce, huzur içinde yaşamak istemelerine şaşırmıyorum.
Ayrıca sadece ünlüler dünyasında değil bu ‘kaçmak isteme’ durumu...
Bir arkadaşım, “Bu şehirde her şey çok yorucu, yurt dışında yaşamak isterdim, ben yapamadım ama oğlumu yollayacağım” dedi... Hem memleketin gündemi, bitmek bilmeyen çalkalanmaları, hem de büyük şehirlerin stresi, kaosu, giderek garipleşen insan ilişkileri çoğumuzu hakikaten manyak ediyor. Hepimizin firar edecek hali de yok tabii, haliyle umudumuz yurt dışında huzura ermek değil, memleketimizin huzura kavuşması... Eh umut fakirin ekmeği malum!

Yazının Devamı

Uzayda mı yaşıyorsunuz?

26 Kasım 2014

Ermenek’te kaybettiğimiz madencilerimizden Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçe’nin,
oğlunun cenazesinde ayağındaki yırtık kara lastik ayakkabıla-
rıyla üzüntüden çökmüş haldeki fotoğrafı günlerdir gözümün önünden gitmiyor.
Ekmek parasının peşinde canından olan oğlunun acı- sıyla yanan hali, aklıma geldikçe içim burkuluyor.
Memlekette Recep Amca gibi milyonlarca yoksul ve zor durumda insan olduğunu görürken kendi hayatına mutlu olmak zorlaşıyor.
Geçenlerde, her bölümünde seçilen ailenin evinin bir odasını baştan yaratan ‘Evim Şahane’ programında, evinde mutfağı olmayan bir aile vardı.
Mimar Selim Yuhay ve ekibinin sıfırdan yarattığı mutfağı görünce mutluluktan ağladılar. Çoğumuz için çok sıradan bir şey olan ankastre fırına sahip olmak en büyük hayalleriymiş. İzlerken ben de ağladım, maalesef ülkemizde yaşam standartları arasında uçurumlar var.

Yazının Devamı

ERKEĞE ŞiDDETi ES GEÇMEYELiM!

22 Kasım 2014

Ş+iddetin her türlüsüne ve tabii ki ülkemizde yoğun olarak yaşanan, önüne bir türlü geçilemeyen, onlarca kadının hayatını ya alt üst eden ya da toptan yok eden ‘kadına karşı şiddet’e, ben de bir kadın ‘hayalet’ olarak, sonuna kadar karşıyım.
Ancak çok iyi tanıdığım ve karakterini çok net bildiğim birine kurulan kumpasa da suskun kalmaya gönlüm razı olmadı. Son dönemin popüler DJ’lerinden Cemre Burak, hayatımda gördüğüm en sakin, en zor sinirlenen ve kavga sevmeyen insanların başında gelir. Kadına karşı nezakette ise 10 numaradır. O yüzden bir kadına el kaldırdığı haberini gördüğüm anda “Kesin altında başka bir şey var” diye düşündüm. Biri çıkmış “DJ Cemre Burak beni dövdü” diye sosyal medyada fırtına estiriyor, masum kedi yavrusu ses tonuyla Show Haber’de yaptığı açıklamaları da artık insan sarrafı olan bendenize pek yapmacık geldi. Zaten aslında kendisinin suçlu olduğunu da ağzından kaçırıyor laf arasında. Bunun üzerine olayın şahitleriyle konuştum.

TACİZ HEP KADINA DEĞİL!
Bir kere bu kadın ve arkadaşı, Cemre Burak’ın çalıştığı mekana gitmeden hemen önce bir başka mekanda yan masadaki kızlarla kavga çıkardıkları için oradan atılmış ve olayın yaşandığı mekana

Yazının Devamı

CANi SAYISI GiDEREK ARTIYOR!

19 Kasım 2014

Tren çarpsın ve parçalanarak ölsün diye ayaklarından raylara bağlanıp, ölüme terk edilen eşeğin fotoğraflarını gördünüz mü? Çaresizce duruyor rayların üzerinde, acaba trenin altında kalsa nasıl hastalıklı bir zevk alacak onu oraya bağlayan vahşiler!
Zaten Adalar’da aç-susuz faytonlara koşulan atların güçten düşünce ayaklarından bağlanıp denize atıldığı haberi yüzünden iki gündür uykularım kaçıyor, bir de üstüne bu haberi gördüm; tam oldu!
Böyle bir vicdansızlık, böyle bir kalpsizlik olamaz ya, akıl alır gibi değil! Her gün ayrı bir ‘hayvanlara işkence’ haberi duyuyoruz, canilerin sayısı giderek artıyor!
***
Hayvanlara işkence edenlerin komik para cezalarıyla kurtulması, caydırıcı bir ceza almaması korkutucu... Bu insan kisvesi altındaki sadistlerin elini kolunu sallayarak dolaşmaları, insanlar için de büyük tehlike! Bugün bir hayvana işkence eden, yarın aynı şeyi bir insana da yapabilir!
Eşeğe 3 metre kala treni durdurmayı başaran ve hayvanı raylardan kurtarıp serbest bırakan makinist Veli Şener’den Allah razı olsun.
Eşeği oraya bağlayan psikopatlara da ne kadar beddua varsa hepsini sıralıyorum!

iVANA SERT’iN iSTENMEME SEBEBi

Yazının Devamı