İnternet sitelerinde gezinirken isteğiniz dışında sürekli açılan reklam pencereleri sizi de benim gibi çileden çıkarıyor mu? Şahsen o kadar rahatsız oluyorum ki, reklamı yapılan her neyse ondan buz gibi soğuyorum! Bugüne kadar hep kaliteli işlere imza atan deneyimli magazin gazetecisi Ünal Atılgan ve ekibi ‘Olala Gazete’yle bize hem çok zengin içerikler sunuyor hem de bu reklam çilesine son veriyor.
Gerçek gazete formatında hazırlanan Olala, özel haberler ve çekimlerin de olduğu içeriğiyle internet üzerinde ilklere imza atmış. Magazin, güzellik, moda, turizm, dekorasyon ve iş dünyasına dair ayrı ayrı haftalık gazeteleri ilgi alanınıza göre seçip seçip, pop-up’lara maruz kalmadan huzur içinde okuyabilirsiniz. Her biri kocaman bir dünya olan alanlardaki gazetelerin hepsi dopdolu. Büyük titizlikle hazırlandıkları her bir satırından belli, sayfa tasarımları bile bir başka. Bundan sonra adresimiz belli dostlar; ‘olalagazete.com’a bir kez göz atın, bir daha vazgeçemeyeceksiniz!
SIRA DIŞI BİR ROMAN:’URA’
Son zamanlarda öyle bir koşturmacam var ki, akşam eve geldiğim gibi uyuyakalıyorum! Hâlâ kavuşamadığım için üzgün gözlerle baktığım kitaplarımdan ‘Ura’yı açtım geçenlerde, “Hiç değilse
Sevdiğim dizilerin kaçırdığım bölümlerini vakit bulunca arka arkaya saatlerce izlemeyi pek severim. ‘Poyraz Karayel’ final yaptıktan sonra mesela ilk bölümünden itibaren baştan izledim. Sonlara doğru rüyamda bile ‘Poyraz Karayel’ görmeye başlamıştım! Ah ne efsane ve eşi benzeri olmayan bir yapımdı...
Her dizi ‘Poyraz Karayel’ kadar kusursuz olamıyor tabii, dizi süreleri uzun olduğu için izlerken senaryo yazarlarının kıvrım kıvrım kıvrandığını görür gibi oluyorum bazı dizilerde. Dile kolay; özet bölümünden sonra yeni bölümler saat 21.00’da başlayıp gece yarısına kadar sürüyor, senarist ne yapsın? Sahneler insanın içini bayıltacak kadar uzuyor.
Bütün dizilerde bitmeyen hastane ve ağlama sahneleri... Olmazsa olmaz şiddet sahneleri... Bölüm sayısı arttıkça karakterlerin ilişkilerinin arap saçı gibi karmakarışık olması veya devam etmekte olan bir başka dizide bir hafta önce izlediğiniz olayın tıpatıp aynısı… Kim kimin annesi, babası veya kardeşi belli değil!
Süre uzadıkça işin tadı kaçıyor...
Severek izlediğim bir dizide; dört erkek kardeşten birinin karısı daha yeni hamileyken ve bizler birden ortaya çıkan eski sevgilinin de aynı kişiden çocuğu olduğunu yeni öğrenmişken, o dakika diğer
Ucu çok değer verdiğim Serdar ve Chloe Ortaç’a dokunduğu için, sekiz yıldır yazdığım köşemde ilk defa kendimle ilgili bir açıklama yapacağım. Çocukluk ve gençlik yıllarında herkesin kendi zevkine göre hayran olduğu, duvarlarına posterlerini astığı sanatçılar olur. Ben Serdar Ortaç’a çok hayrandım. Müziğe ve şarkı söylemeye olan aşkım da küçük yaşta başladı, ortaokulda başladığım şan eğitimime Türkiye’nin en önemli primadonnalarından biri olan hocam Leyla Demiriş’le devam ettim. Yıllarca konserlerinde binlerce kişinin arasında Ortaç’ı izlerken, en büyük hayalim bir gün onun şarkılarını söylemek ve onunla birlikte o sahnede olmaktı.
Hayallerim onun sayesinde gerçek oldu...
Ve müzik hayatımın ilk şarkısı ‘Beni Yazın’ı bana vererek hayallerimin gerçek olmasını sağladı Ortaç. Şarkı büyük başarı kazandı, bana ‘Altın Kelebek En İyi Çıkış’ ödülünü getirdi. İlk büyük sahne deneyimlerim de aynen hayal ettiğim gibi Ortaç’la birlikte, onun dev konserlerinde gerçekleşti. ‘Aradın mı?’ ve ‘Aşk Bile’yle onun şarkılarını söylemeye devam ettim, sonsuza kadar da söyleyeceğim inşallah.
O Türk pop müziğinin en büyük yapı taşlarından, en büyük yıldızlarından biri; bunu kimse inkar edemez. O
Sinan Akçıl’ın önümüzdeki hafta çıkacak olan yeni albümü ‘Yüzyılın Aşkı’nı ilk dinleyen ve şarkıların efsaneliği karşısında aklını ilk oynatan şanslı ben oldum dostlar! Büyük sabırsızlıkla beklendiğini biliyorum, herkes şarkılarla ilgili ufacık bir ipucu için coşmuş durumda ve aradığınız ipuçlarının hepsi bugün burada!
Akçıl ve Ortaç’tan hit ötesi!
Albümün açılışını ‘Yüzyılın Aşkı’yla yapacak Akçıl. Bu şarkı beni çok heyecanlandırıyor çünkü Türk popunun en sevdiğim iki dev adamı Serdar Ortaç’la Sinan Akçıl, ‘Yüzyılın Aşkı’nı birlikte yazdılar, birlikte söylediler. Türkiye’nin en büyük hitlerine imza atan iki ismin ortak yaptığı şarkıyı bir hayal edin, yeni bir terim buldum bu şarkı için: Hit ötesi! Chloe Ortaç’ın sesini de ilk kez burada duyacağız; ses rengi de, söyleyişi de çok güzel.
Bedran Güzel’in yönettiği klibin çekimi günlerce sürdü. Konusunu söylemiyorum ama çok esprili ve sürprizli olacak. Şarkının tüm Türkiye’ye zehir gibi yayılışını ve herkesin ‘Eyyo Eyyo Eyyo’yla dans edip eğlenişini izleyeceğiz. Ha bir de klibin sonunda Akçıl’la Ortaç’ı hapis yolunda görürseniz şaşırmayın!
Albümde üç yeni şarkı daha var. Hareketli olanlarla yaz enerjisini tüm hücrelerinizde hissedip
‘Halikarnas’ta geçen yaz rastladım sana’ şarkısını mırıldanarak 80’li yıllardaki çocukluğumu hatırlıyorum şu an... Aile dostlarıyla birlikte gidilen kalabalık Bodrum tatillerimizde ‘Halikarnas’ adını büyüklerden o kadar sık duyardım ki, daha o zamandan beynime kazınmıştı. Gece olup da yatma vaktim geldiğinde çok fena huysuzluk çıkarırdım “Beni de götürün Halikarnas’a” diye! Halikarnas o çocuk kafamda kocaman bir hayaldi benim için...
İlk gittiğim akşam dün gibi aklımda. O kadar etkilenmiştim ki, hayran hayran izlemiştim Halikarnas’ı... Bir gece kulübünden, bir diskodan çok daha ötesi, yarattığı kaliteli atmosferle, kendine has şovlarıyla bambaşka bir dünya... Özellikle yabancı turistlerin açıldığı günden bugüne akın akın gittiği; Mick Jagger’dan Phil Collins’e, Prenses Caroline’den Bette Midler’a kadar dünyaca ünlü isimleri, kraliyet üyelerini, politikacıları ağırlayan dünya çapında bir marka...
Bodrum’un dünyaya açılan kapısıydı
Ve 38 yıldır Türkiye’yi dünyaya tanıtan, turizmin önemli duraklarından olan Halikarnas Disko maalesef kapılarını kapattı. Sahibi Süleyman Demir mekanın mal sahiplerinin iki yıl önce tahliye davası açtığını söyledi. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon,
Beyoğlu’nun sokak kültürünü yaşatan Tomtom Mahallesi bu hafta ‘Tasarım Tomtom Sokakta’ etkinliği sayesinde binlerce kişiyle dolup taşacak. İkincisi düzenlenen şenliğe geçen sene 15 bin kişi katıldı. Sanat, tasarım ve alışverişin buluşacağı organizasyonda 150’den fazla tasarımcı ve sanatçı hazır bulunacak. 30’un üzerinde atölye ve söyleşiyle, birbirinden keyifli canlı performanslarla renklenecek olan organizasyon kaçırılacak gibi değil. Anneler Günü’nü de unutmayarak anne ve çocuklar için özel workshoplar da hazırlamışlar.
Etkinlik ‘Yukarı Bak/Up’ temasıyla bile insana pozitif enerji veriyor. ‘Tasarım Tomtom Sokakta’nın kurucularından Bahar Korçan herkesi; yeryüzünün negatif durumlarını bırakıp gökyüzünün yaşam dolu enerjisini hissetmeye çağırıyor. Ben zaten şenlikli, renkli, eğlenceli sokak aktivitelerine bayılırım, kendimi filmlerde gibi hissederim. Bu harika etkinliğe uçarak gideceğim. Yarın açılış saatiyle birlikte Tomtom Sokak’tayım, bu fırsatın tadını dibine kadar çıkarmak lazım!
BAHAR YORGUNLARI BÖYLE BUYURUN
“Kendime yapacağım telkinlerle bahar yorgunluğuna yakalanmadan sıvışır giderim” diye düşünsem de son günlerde sebepsiz bir yorgunluk ve normalde hiç olmayan baş ağrısı
Efsane Manga’nın solisti Ferman Akgül’ün ilk solo albümü ‘Yürüyorum İçimde’yi çıktığı gibi alıp arabanın CD çalarına taktım. O andan beri her günüm yol boyu onu dinleyerek geçiyor. Bu albüm trafik çilesinin ilacı, dinlerken başka dünyalara gittiğiniz için trafik falan görmüyor gözünüz, kesin bilgi! Arada bir ‘Biraz radyo açsam mı?’ diyorum ama yok, birkaç dakika için bile vazgeçemiyorum Ferman Akgül dinlemekten.
Albümle aynı adı taşıyan ilk klip şarkısına takıldım önce bir süre, abartmıyorum geceleri uykumdan uyandığım oldu ‘Yürüyorum İçimde’yi dinlemek için! Öyle bir etki yarattı bende. Kilyos’ta çekilen klip ayrı bir olay, Akgül şarkıyı tersten okumuş klip çekimlerinde, hatta gitarı bile tersten çalmış yanılmıyorsam. Böylesi emek verilen klipte, şarkıyla muazzam bir bütünlük yaratılmış.
Neredeyse her şarkıda takılı kalıp bir sonrakine geçemediğim için tümünü dinlemem uzun sürdü. Bu aralar çıkış şarkısından sonraki en büyük favorilerim; ‘İstemem Söz Sevmeni’, ‘Pişmanım’, ‘Her Cennet’ ve ‘Aşık Uyandım’. Akgül’ün akustik ağırlıklı şarkıları sadeliklerinin içinde öyle derin anlamlar taşıyor ki her seferinde yeni bir şey buluyorum duygularımı ayağa kaldıran, içime işleyen, gözlerimi
Ekranda fark yaratan projelerin reytingi biraz düşünce hemen bitirilmesi bana hep bunu hissettiriyor: Keşke özel ve kaliteli işlerin değerinin reytingle ölçülmediği bir sistem olsa... Beni çok sevdiğim lise yıllarıma götüren, hem duygulandıran hem güldüren, izleyicisine mutluluk ve güzel duygular veren ‘Hayat Bazen Tatlıdır’ dizisinin final yapmasına üzüldüm.
Hayat Öğretmen karakterini her ayrıntısıyla kusursuz yansıtan Birce Akalay, Hayat’ın büyük aşkı Cerrah Bey rolünde Kanbolat Görkem Arslan, okulun efsane müdürünü canlandıran Ufuk Özkan, saçlarını savuruşuna bayıldığım cilveli Birtanem Öğretmen Gamze Topuz, çılgın hademe rolünde Hamdi Kahraman unutulmaz performanslarıyla harikalardı. Onları izlemeyi özleyeceğim. Öğrencileri canlandıran tüm genç yetenekler de karakterlerinin hakkını verdi, bu diziden sonra her biri kariyerlerinde yükselmeye devam edecek şüphesiz.
Final bölümünde Hayat Öğretmen’in ölümünü ve onsuz kalınca tüm öğrencilerinin hata dolu yollara sapışını görünce “Bu dizi mutlu bitmeliydi, Hayat ve Cerrah da kavuşmalıydı” diye isyan ettim! Allah’tan bu bölümler bir hayalden ibaret çıktı da dizi umduğum gibi mutlu bitti. Bol entrikalı, ağlamalı, bağırmalı çağırmalı,