Yeni bir yaşa başlamak çok heyecanlı ve hayaller kurup, dilekler tutup, mumlar üfleyerek girilmeli. Bu arada genelde pek haz etmediğim Facebook ve Twitter da doğum günümde pek bir hoşuma gidiyor!
Gözlerimi açtığımda odam balonlar, çiçekler, hediyeler ve en önemlisi annem, babam ve kardeşim Kuki’nin benim için yazdığı doğum günü kartlarıyla doluydu. Bundan daha güzel bir ‘yeni yaşa uyanış’ olabilir mi? Biz ailecek birbirimizin doğum günlerine çok önem veririz. Doğum günü olan kişi diğerleri tarafından gün boyunca şımarıklığın zirvesine çıkarılır, yeni yaşına mutlu girmesi için elden gelen yapılır. En sevdiğim özelliklerimizden biri bu!
Bizim aksimize etrafımda doğum gününü hiç kutlamayan, pasta kesip dilek dilemeyi bile istemeyen arkadaşlarım var. İşte bunu hiç anlamıyorum. Yeni bir yaşa başlamak çok heyecanlı ve hayaller kurup, dilekler tutup, mumlar üfleyerek girilmeli. Bu arada genelde pek haz etmediğim Facebook ve Twitter da doğum günümde pek bir hoşuma gidiyor! Bütün bir gün boyunca hiç durmadan kutlama ve sevgi mesajları almak ayaklarımı yerden kesti.
Akaretler Corvus’ta harika bir yemek
Akşam ailem ve yakınlarımla doğum günü yemeğine gittik. Akaretler’deki ‘Corvus Wine and Bite’a ilk defa gittim ve kelimenin tam anlamıyla mest oldum. Bir kere zaten Akaretler’in bu yenilenen hali başlı başına çok etkileyici, Avrupa’da gibi hissediyorum kendimi. ‘Corvus Wine and Bite’ o kadar şirin ve keyifli bir yer ki vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Yemekler minik minik tabaklar halinde ortaya geldi. En başta zeytinyağı, Geyikli ekmeği, füme et, turşu, peynir ve nefis köftelerle başladık. Elmalı kereviz, zeytinyağlı ıspanak kökü ve et yemekleri harikaydı. Mutlaka tatmalısınız. ‘Corvus’, şarabı, yemekleri, servisi, samimi çalışanları ve ev rahatlığındaki ortamıyla gerçekten kusursuz bir mekan. Özel kutlamalar yapmak için ideal olduğunu da bizzat test ettim, onayladım! Hayatımın en unutulmaz doğum günü akşamıydı. Tüm ‘Corvus’ ekibine teşekkürlerimi yolluyorum.
Yaş aldıkça gençleşmek
Hazır doğum günü demişken bana gelen bir epostayı sizle paylaşmam lazım. Kesinlikle her gün okunmalı!
“Gençlik bir hayat devresi değil bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir ancak ruhu, heyecanların bitişi buruşturur. İnsan kendine güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı, umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanı yaşlandıran ideallerinin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe herkes gençtir. İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan yaşlanmaya karar
verdiği gün yaşlanır! Siz bu yıl da
genç kalın!” (W.E. Gladstone ve S.Ullman’ın şiirlerinden yararlanılarak
hazırlanmıştır)
DiZiLERDE SiViL TOPLUM HAREKETi
Her dizide intihar, cinayet, hastane, ağlama, duygu sömürüsü gırla gidiyor diye darlanıyorum ama son günlerde harika bir olay da göze çarpıyor. Diziler komedi olsun, dram olsun fark etmez ‘sivil toplum örgütü’ gibi çalışır oldular. ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’de ‘kadına karşı şiddet ve tecavüz mağdurları’ konusunda dayanışma mesajı sık sık veriliyor, Mor Çatı’nın reklamı yapılıyor. ‘Yalan Dünya’da Van depremzedeleri için Van
kumbarası reklamı yapılıyor. ‘1Kadın 1Erkek’te Çekül Vakfı’ndan bahsediliyor. Milyonları ekrana kilitleyen dizilerin bu hareketine “Helal olsun” diyorum.