Şarkıcı Yonca Evcimik, “İmkan verilse Madonna gibi olurdum” diyor. Onun bu açıklamasına
katılıyorum çünkü Türkiye’de sanatçılar sahipsiz
Yonca Evcimik ‘Abone’ şarkısı ve danslarıyla hayatımıza girdiğinde arkadaşlarla toplanıp, onun taytlarını, takılarını, kostümlerini taklit ederek ‘Abone dansı’ yapmak en büyük eğlencemizdi. Türk popunu dansla tanıştırdı, kendine has şarkıları, büyük dans grubu ve başarılı koreografileriyle bir döneme damgasını vurdu. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen şimdi internetten kliplerini açıp izleseniz hepsi sanki ‘yeni çekilmiş gibi’ modern ve Avrupayi. İşte Türk popunun bu önemli figürü demiş ki: “Beni Madonna’nın sahnesine koyun onu hiç aratmam.”
Aynı imkanlar bizde olsa
Bu cümleyi, röportajın başlığında görünce eminim gülenler bile oldu. Oysa söylediklerinde onu çok haklı buluyorum. “Madonna’ya verilen imkan bize verilse her şey farklı olurdu, ekibiyle bir ay çalışayım fark göremezsiniz” diyor. Gerçekten de Türkiye’de şarkıcıların işi çok zor. Şu anda birkaç ‘star mertebesine erişmiş’ sanatçı hariç, müzik şirketleri sanatçıların yanında durmuyor. Sıfır destek ve maddi zorluklarla herkes kendi yağıyla kavrulmaya, hayatını koyduğu ‘müzik işini’ yapmaya çalışıyor.
Oysa yurt dışında böyle mi? Orada tek bir şarkı ve klip için şirketler büyük paralar yatırıyor, sanatçısının arkasında durup ona güç vererek ilerletiyor, bir kişiyi zirveye çıkarmak için büyük ekipler kuruluyor. Konserler için hazırlanan sahneleri, şovları, sahne önünde ve arkasında kaç kişinin çalıştığını bir düşünün... Oluk oluk para harcanıyor bu işlerin her biri için. Bu şekilde yaratılıyor dünya starları. Gerçekten de onların imkanları bizde olsaydı eminim ki Evcimik’in dediği gibi“Her şey farklı olurdu.”
Türkiye’de de ne büyük yetenekler var, bir şans yolu bulamadığı için sessizce köşesinde bekleyen... Yonca Evcimik cesur bir laf etmiş ve doğru söylemiş... Öte yandan ben de onlarca kedi ve köpek besleyen bir hayvansever olarak; ‘hayvanlara şiddete hapis cezası’ getirecek yasanın çıkması için canla başla mücadele ettiği için onu kutluyorum. İlk çıktığı günden beri ‘örnek sanatçı’ sıfatını hak etmeye devam ediyor.
SABA TÜMER-YAŞAR NURi SHOW!
Geçenlerde ailece kahvaltı masasında Saba Tümer’in programını izliyorduk. Yaşar Nuri Öztürk’le din konusunda konuşuyorlar, Yaşar Nuri Hoca izleyicilerden gelen soruları yanıtlıyor. Haa konuşuyorlar dedim ama aslında pek diyalog yok aralarında çünkü Saba Tümer, Hoca’nın anlattıklarını kesinlikle dinlemiyor, suratında ‘ders bitsin diye bekleyen öğrenci’ ifadesi var, sıkılmış mimikler, boş bakışlar... Kulaklıktan gelen soruları zamansızca soruyor, adamcağız tam bir konunun ortasındayken araya dalıverip başka bir soru soruyor.
Biz hayret içinde bu ikiliyi izlerken asıl hayreti henüz yaşamadığımızı az sonra gördük! “Hocam siz başka konulara kaymazsanız bitiririz” diyen Saba Tümer’e, “Benim kaymamdan kimseye zarar gelmez” yanıtını veren ve üzerine de bıyık altından sırıtan Yaşar Nuri Hoca’yla bu cevaba meşhur kahkahalarıyla gülen Saba Tümer ciddi konular konuşuyor değil de ‘komedi programı’ yapıyor gibiler. Bir de şuna çok güldüm... İzleyici soruyor, “Annemle babamı aynı mezara gömebilir miyiz? Hoca’nın cevap: “İkisi de öldükten sonra mı?!!!