Ömer ilk 11’de hiç oynamasın!

15 Ekim 2016

Eğer Kayserispor-Beşiktaş maçını izlemediyseniz, skora bakıp, tatsız tuzsuz bir mücadele varmış gibi düşünebilirsiniz. Ancak bu pozisyon zenginliğinde cimrilik(!) kaleci Muammer'deydi. Sahanın en iyisinin o olması, Beşiktaş'ın ne kadar kaçırdığının, Kayserispor'un ise nasıl ucuz kurtulduğunun en güzel ifadesiydi.
Fenerbahçe karşısında da, Galatasaray beraberliğinde de Kayserispor, elinden geleni fazlasıyla yaptı. Ancak kalibresi Beşiktaş'a yetmedi.
Aboubakar hızla gol kaçırma rekortmeni olma yolunda ilerliyor. Yerine geldiği Mustafa Pektemek'in bile yerini doldurmayı beceremedi! Hani Mustafa bile Başakşehir'de iki gol, iki asistle katkı verdi.
Beşiktaş, çift forvetle oynamayı bir türlü beceremiyor. Şenol Güneş, eldekilerle çorbayı biraz daha tatlandırmak istiyor ama nicelik, niteliği artırmıyor maalesef... Güneş haklı! Bu kadar kaliteli oyuncu bir araya gelmişse herkesin kafası karışır! Bir de herkesin yüzü gülsün diye uğraşırsa, hiç beklemedikleri de başına gelir. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık...
Şenol Hoca ayrıca bir değil, bin düşünüyor. Üç gün sonra Napoli ile oynayacak. Burada nasıl olacak, orada nasıl oynayacak? Kafada yığınla soru... Gel de çık işin

Yazının Devamı

Büyük futbolcu maç kazandırandır

2 Ekim 2016

Allah sevdiği kuluna eşeğini önce kaybettirir, sonra da buldururmuş.

Beşiktaş'ınki de o hesap... Sen 90, pardon 93 dakika boyunca uğraş, didin, nice goller kaçır, sonra da üç puanı son anda yakala... Her halde cümle Beşiktaşlı, böyle bir galibiyetin ardından derin bir "Oh!" çekip, koltuğun arkasına doğru şöyle bir gerilmiştir.

Nasıl bir stresti yarabbi... Bir tarafta atmak için çırpınıp duran Beşiktaşlılar, diğer tarafta yememek için direndikçe direnen Çaykur Rizesporlular... İkisinin de işi zordu!

İlk 45 dakikayı zaten konuşmanın alemi yok. İkinci devredeki Beşiktaş ile ilk yarıda ortada dolaşan takım arasında fark çok... Oyuna Quaresma, Aboubakar girdi de millet biraz heyecan gördü. Hem oyunun taktiği değişti hem de oyuncuları... Ama eminim ki Beşiktaşlılar, Aboubakar'ın kulaklarını "Çın, çın" çınlattı.

Tolgay, Rize karşısında rüştünü biraz daha ispatladı sanki... Biraz daha fazla devreye girdi, bu takımda yerinin olduğunu gösterdi. Siyah-beyazlı oyuncunun verdiği paslar gol olsa, herhalde asist krallığı için yarışırdı.

Maçın kahramanlarının başında Caner'i göstermek de yanlış olmaz. Günden güne artan formuyla Caner, bu ülkede sol bekte alternatifsiz olduğunu gösteriyor sanki... Hani

Yazının Devamı

Bu Fabri nasıl geldi?

19 Eylül 2016

Beşiktaş'ta Mario Gomez ile Sosa'nın gidişini "dünyanın sonu" olarak görenler, artık Gökhan İnler ve Talisca gerçeğiyle yüzleşmişlerdir sanırım.

Sadece ikisi değil, diğer yeniler de üzerine geçirdikleri o urbanın hakkını vermek için çırpınıyordu. Muhteşem olmayabilirler, harikalar yaratmayabilirler... Ancak Beşiktaş'ın makine düzenine dahil olurken hiç zorlanmadıkları belli... Buna futbolcunun iyi niyeti ve çalışkanlığı ile teknik heyetin becerisi demek daha doğru olur.

Talisca, 10 yıl top oynamamışçasına iştahlı, Quaresma, kendisinden beklenenin üzerinde girişkendi. Ama aynı Q7 dakikalar ilerledikçe geriledi, Olcay ile birlikte kanatları bir türlü hareketlendiremedi. Maçın sonlarında yine bir parlayıp bir söndü.

Caner Erkin, eski ve yeni takım arkadaşı Gökhan Gönül'ün aksine daha bir yapıcıydı. Hadi attığı golü "Akhisar'ın şanssızlığı" olarak değerlendirelim. Ama bunun dışında da iyiydi.

En önemli kazançlardan biri de Fabri idi. Eğer geçen sezon sözleşme imzalamasa, böyle bir kaleci görür müydük acaba? Beşiktaş Yönetimi, geçen sezon kara kara, "Bu dertten nasıl kurtuluruz?"un cevabını bulamadığı için Fabri, bugün Beşiktaş'ın kalesinde... Üstelik herkese verdiği güvenle...

Yazının Devamı

Muslera varsa kupa da var

14 Ağustos 2016

Süleyman Seba gibi bir "adamlık" abidesinin ölüm yıldönümünde, fair play diye yola çıkan bir Kulüpler Birliği'nin "deplasman yasağı"nın kaldırılması kararının hemen sonrasında bu olayları çıkarmaya hiç mi utanmadınız?
Bıçaklar, palalar, taşlar, sopalar... Bunların futbolla ne işi var? Sizin bu ortamda ne işiniz var?
Provokasyon, tahrik, komplo, ne derseniz deyin; "iki takımın taraftarı" demeye dilimiz varmadığı holiganlar için, "Artık yeter" diyoruz. "Artık yeter" diyorlar, "Artık yeter" diyecekler.
"Benim Beşiktaşım" bu değil... "Benim Galatasarayım" bu değil... "Benim memleketim" hiç değil...
İlk yarının "meşalecileri"ne ne demeli? Yakana mı kızacaksın, sokana mı? Atanı mı yakacaksın, attıranı mı?

* * *

Lig bitmiş, yeni bir perde açılmış ama değişen bir şey olmamış gibi... İki takım arasındaki futbol, herkesin özlemle beklediği, tüm futbolseverlerin hasretini çektiği güzellikte olmadı maalesef...

Yazının Devamı

Hangisi daha doğru Terim

21 Haziran 2016

Krizden beslenmeyi o kadar seviyoruz ki... Kazanabilmek için geriye düşmeyi, geçebilmek için geçilmeyi beklemeye mecbur muyuz? Zaten atalarımız da üşenmemiş, "Yumurta kapıya dayanmayan" deyimini araya sıkıştırıvermiş!


Hırvatistan karşısında dökül, İspanya karşısında dökül, tam da "Bitti" dendiği anda Çek Cumhuriyeti karşısında sökül!


Fatih Terim bir de eleştirilere laf ediyor! Ama hocam, "İyi" ile "kötü"nün hesaplaşmasında başrol oynayan siz, nasıl olur da bir kenara geçip, "Hepsine sıra gelecek" diyebilirsiniz?


Siz değil misiniz, "Biz bitti demeden bitmez" sözünü ezberleten... Siz değil misiniz, "Avrupa" dendiğinde ilk akla gelen... Eee, kaderine razı olmak bizim kaderimiz olabilir mi?


Yazının Devamı

Doğru Volkan hangisi?

10 Mayıs 2016

Beşiktaş, eğer şampiyonluğa ulaşırsa - ki artık oldu gibi - yatsın kalksın Fenerbahçe'ye dua etsin!
Başakşehir karşısındaki Fenerbahçe'yi seyretmeyenler için söyleyelim; Beşiktaş'a yenilen Galatasaray'ın ilk yarıdaki futbolunun onda biri kadar oynamadı. Anlayın ne yaptıklarını...
Ruhsuz, heyecansız ve bir o kadar da tutuktu sarı-lacivertliler... İlk yarıda öylesine bitkin ve kendine güvensiz bir haldeydiler ki, eminim ki Fenerbahçe'yi tutanlar bile, "Böyle oynayıp şampiyon olacaklarsa hiç olmasınlar daha iyi" demiştir.
İkinci devre için bir şeyler bekleyen sarı-lacivertli, başlangıçta birkaç dakika hop oturup hop kalktı o kadar... Heba olan penaltıda bile Van Persie mi kaçırdı, Volkan Babacan mı kurtardı aradaki farkı kimse anlayamaz.
Görünen en net fark, iki Volkan arasındaki büyük fark... Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in, sadece futbol analizleri değil, karakter tahlilinin de mükemmel olduğu bir kez daha görüldü. Biz, yani kamuoyu, "Demirel form tuttu" derken, o Babacan'ı tuttu! Savaşta kendisini yalnız bırakmayanları o da yalnız bırakmadı. Yarın Euro 2016'da kalede neden Volkan Babacan'ın olacağı bu maçta bir kez daha görüldü.
Diyeceksiniz ki, Volkan Babacan o kadar

Yazının Devamı

Alexis şike mi yaptı?

24 Nisan 2016

Eğri oturup doğru konuşalım; Alexis Delgado'nun Akhisar Belediyespor karşısında yaptıklarını, rakipten biri yapsa ne derlerdi?

Mesela Douglao... Ellerini havaya kaldırıp, "Teslimim" diye penaltıya neden olsa, ardından da amatör kümede bile zor görülen bir kaleci anlaşmazlığıyla rakibe üçüncü golü hediye ederse... İsmail Köybaşı, geri pasıyla Rodallega'ya gol için zemin hazırlarsa...

Ya Tolga Zengin dediğimiz tecrübe abidesine ne demeli? Üçüncü golde Alexis ile yaptığı kötü organizasyon.... Ya son dakikada Soner'e verdiği asist... Allah'a şükretsin ki top direkle buluştu. Ya gol olsaydı? Bunların hepsini alt alta topla, üst üste koy; Manisa'dan çıkan bir puanı "avanta" olarak kenara koy!

Beşiktaşlı dün 94 dakika içinde ömründen 94 gün verdi. İki kez öne geç, ardından mağlubiyetle buluş. Sonradan da beraberliğe şükret. Yanlışı yapan da onlardı, doğruyu bulan da... Eğer bu karşılaşma puansız olsa vur başını taşlara! Bu maçta yaşananlara "heyecan" demek mümkün değil; resmen taşikardi!

Şenol Güneş, öyle değişiklikler yaptı, öyle takımla oynadı ki, "Hoca ne yapıyor?" dememek elde değildi. Serdar Kurtuluş çıkarken, Olcay Şahan sağ beke geçti. "Bu ne arıyor?" derken, bu kez "gecenin

Yazının Devamı

Bu Fenerbahçe şampiyon olamaz

18 Nisan 2016

Beşiktaş, kalan 5 maçta 6 yenilgi alsa da bu iş olmaz, olamaz!
Fenerbahçe, kalan 5 karşılaşmadan 18 puan çıkarsa da olmaz, olamaz!
Bir kere bu şampiyonluğu Fenerbahçeliler istemez!
Baksanıza tribünlere; biletli 19 bin kişi... Bir tarafta Vodafone Arena'dan bir koltuk kapabilmek için uğraşan yüz binler, diğer tarafta "İş bitti" diyen Fenerbahçeli on binler...
Öyle olmuş, böyle gitmiş; ne olmuşsa olmuş. Sen ne yapmışsın ona bak!
Maç başlarken, futbolcuların adı okunuyor yuhalanıyor, maç oynanırken top ayağına geliyor, ıslıklanıyor. Gel de oyna! Gel de şampiyon ol!
Kendini oyuna sonradan giren Diego'nun yerine koy, gel de oyna... Ayağına her top değdiğinde tüm tribünler, "Yuuuh" derken, o da adeta "malzeme bu" dedi.

Yazının Devamı