İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2001 yılında, Yassıcaada’yı günübirlikçi tatilcilere sundu.
İlerleyen yıllarda, İzmir’e 1.5 saatlik uzaklıktaki adaya çeşitli yatırımlar yaptı.
Güneşlenme alanları hazırlandı, şezlonglar kuruldu, büfe açıldı.
Soyunma odaları, duşluklar oluşturuldu. Cankurtaran, doktor, hemşire görevlendirildi.
Yolcularla birlikte adaya gidip gelen sağlık ekibi, gemide de sağlık hizmeti veriyor.
İzmirliler, her yaz Yassıcaada’ya sabah vapur sefasıyla gidiyorlar, akşam da güle oynaya dönüyorlar.
Böylesine keyifli bir tatili kim istemez ki...
* * *
Buraya kadar her şey güzel de...
Can sıkıcı şeyler de oluyor Yassıcaada’da...
Bir değil, birkaç sorunu var Yassıcaada’nın...
Mesela...
Yassıcaada kanunlarına göre, büfeden sadece alkolsüz içecekler satılabilir.
Ne var ki, Grand Plaza’nın işlettiği Yassıcaada’da el altından alkol satışı yapılıyormuş.
Sordum soruşturdum, Yassıcaada’ya giden arkadaşlarım bunu doğruladı.
Madem öyle, o zaman büfeden alkollü içecek satışını serbest bırakın.
Dönüşte kafilenin yüzde 80’i sarhoş.
İnsanların alkol almasını engellenemez elbette.
Fakat kafayı bulan tatilcilerin kavga çıkarması engellenebilir. Engellenmeli de...
Bunun için de güvenlik görevlisi sayısını artırmak gerekiyor.
Ancak yetkililer, bu konuda hiçbir şey yapmıyorlar.
* * *
Ya vapur yolculuğu sırasında çıkan kavgalar?
Adada yaşanan sıkıntılara, gerilim filminden beter sahnelere ne diyelim?
O çirkinlikleri bizzat yaşayan bir tatilci anlattı.
Geminin çeşitli noktalarında küçük çapta tartışmalar başlamış.
Sonra tartışmalar, kavgaya dönüşmüş.
Çoğu sudan sebeplerden başlayan kavgaların bazıları, Karşıyaka-Göztepe rekabetinden çıkmış.
Bir yanda da “Göz Göz Göztepe...”, diğer yanda “Kaf Sin Kaf...”
Al sana kavga...
Bir gün fanatik taraftarların kavgası büyümüş. Tekmeler, yumruklar havada uçuşmuş.
Üç güvenlik görevlisi çaresizlik içinde, bir şey yapamamışlar.
Kavganın ortasında kalan yolcular da şaşırmışlar, ne yapacaklarını bilememişler.
Yolculardan biri, deniz polisini aramış.
Aldığı cevap, “Oralar bizim görev alanımız içerisinde değil” olmuş.
Hafta sonları iki gemi kalkıyor Yassıcaada’ya...
Her biri 500 yolcu kapasiteli. Fakat 600, 650 kişi oluyor.
Mülteci vapuru gibi...
Her gemide üç güvenlik görevlisi bulunuyor.
Üç kişiyle 600-650 kişinin güvenliğini sağlamak mümkün olabilir mi Allahaşkına?
İşin kötü tarafı, bu tür olayların, neredeyse her yolculukta yaşanıyor olması ve hiçbir önlem alınmaması...
* * *
Yukarıda anlattığım şikayetler, yetkililere defalarca iletilmiş ama herhangi bir sonuç alınamamış.
Yazın ortasına geldik. Konak-Yassıcaada seferi yapan gemilerde ve adada yaşanan sorunlarda herhangi bir azalma yok.
Sıkıntılar devam ettiği için, henüz Yassıcaada ile tanışmayanlar, başlarının derde gireceği korkusuyla ya evinde oturuyor ya da bildik yerlere günübirlik gidiyor.
Daha önce Yassıcaada’da tatil yapmış olanlar da ikinci kez gitmeye çekiniyor.
Ada’yı işleten Grand Plaza Turizm A.Ş. ve Büyükşehir Belediyesi İZDENİZ A.Ş. yetkililerine sormak istiyorum.
Çok mu zor, yolcu sayısını belli, nizami sayıda tutmak?
Güvenlik görevlisi sayısı neden artırılmıyor?
Bu böyle devam etmez beyler!
Bir gün istenmeyen durum olur, başınız derde girer, hesabını veremezsiniz.
Demem o ki, Yassıcaada’da güvenlik diye bir şey yok.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024