Geçen pazar günü saat 22.20’de, Seferihisar gişelerinden İzmir yönüne doğru otoyola girdik.
Narlıdere gişelerinden çıktığımızda saat 23.10 idi.
Yani 10 dakikalık yolu 50 dakikada geçtik.
Bu gecikmeyi, inanın hiç kafaya takmadım.
Kızım direksiyonda, ben sağ koltukta... Belki de ondan rahatım, kim bilir.
Fakat en sağ şeritten giderken, yan tarafımdaki ‘emniyet şeridinden’ vızır vızır geçen araçları gördükçe ufaktan ufaktan gerilmeye başladım.
Emniyet şeridini kullananların ardı arkası kesilmeyince, 155 Polis İmdat’ı aradım.
Tek kelime etmeme fırsat vermeyen görevli polis memuru konuşmaya başladı:
- Çeşme tarafından geliyorsunuz! Emniyet şeridini ihlal ediyorlar! Bunu söyleyeceksiniz değil mi?
- Evet... Yoksa trafikteki sıkışıklık nedeniyle emniyet şeridini trafiğe mi açtınız?
Sözümü kesti:
- Beyefendi, bugün emniyet şeridini kullananları ihbar etmek için bizi arayan belki 500’üncü kişisiniz. Emniyet şeridini kullanan ve plakası alınmış tüm araçlara işlem yapıyoruz. Ayrıca, yolda polis arkadaşlarımız var. Onlar da gerekeni yapıyor.
Telefon, şak kapandı.
Belli ki sırada, ihbar için bekleyen başka telefonlar var.
* * *
Sabah ilk işim, İzmir Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü Olcay Ceviz’i aramak oldu.
Seferihisar-Narlıdere gişeleri arasında emniyet şeridinde çeşitli sorunlar yüzünden park etmiş 12 araç gördüğümü...
Normal koşullarda sol şeritteymiş gibi araçların emniyet şeridinden hızla gittiğini anlattım.
Dinleme sırası bendeydi:
“Her hafta böyle olmuyor. Bu hafta sonu, çok tuhaf bir kalabalık oldu. Pazar günü, emniyet şeridini ihlal eden ve bize plakası bildirilen tüm araçlara ceza yazdık. Araçları durdurup işlem yapmak mümkün değil. Güzelbahçe’de dubalar koyduk, arkadaşları görevlendirdik. Onların yazdığı plakalara da işlem yaptık doğal olarak.”
Kaç kişiye işlem yapıldığını sordum:
“Pazar günü saat 17.00 itibariyle, emniyet şeridini ihlal ettiği için hakkında işlem yapılan sürücü sayısı 159... Çok ilginçtir, emniyet şeridini kullananlar, hep tanıdık plakalar. Yani daha önce de aynı suçu işlemiş kişiler. Demek ki cezalar caydırıcı olmamış. Onlar pes diyene kadar ceza yazmaya devam edeceğiz. Gelecek hafta daha farklı önlemler alacağız.”
Haydi bakalım, el mi yaman, bey mi yaman!
Kim önce ‘pes’ edecek dersiniz?
Sürücülerin, Olcay Ceviz müdürün öyle kolay kolay bu işten yılacak hali olmadığını bilmelerini isterim.
İşin ceza kısmını bir tarafa bırakalım.
Bre trafik canavarları...
“Geliyorum” diyen kazayı görmezlikten gelerek sadece kendinizi, yanınızdaki yolcuları değil, itfaiye, ambulans gibi öncelikli araçların geçmesi için açık bırakılan şeritte, mecburiyetten kenara çekilmiş araçlardaki insanları da riske attığınızın farkında mısınız?
Yolculuk yapan hamileleri, bebekleri, hastaları da mı hiç düşünmüyorsunuz?
* * *
Hamdi Ağabey (Türkmen), Çeşme Otoyolu’ndaki sıkışıklığı dün yazdı.
HGS sisteminin, bir an önce devreye sokulması gerektiğini, yoksa gişelerden çıkışta uzun kuyrukların bitmeyeceğini dile getirdi.
HGS’nin, şerit ihlalcileri için de kurtuluş olacağı muhakkak.
Trafik akınca, emniyet şeridine geçip hem ceza yemeyecek hem de benim gibi kurallara uyan sürücüler tarafından kulakları çınlatılmayacak!
Sanırım HGS devreye girinceye kadar postacılar, ihlalcilerin adreslerini sık sık ziyaret edecek.
