Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

­­İzmir’de bugün herkes Göztepe-Karşıyaka maçını konuşacak.
1981’deki 80 bin kişinin izlediği maçı tribünden izlemiş, saha kapattıran olayların yaşandığı 2004’teki son randevuya tanıklık etmiş biri olarak, bugünkü buluşmanın, iki camia için de milat olmasını arzu ediyorum.
Peki, Karşıyaka ve Göztepe camiaları bugünün, gerçekten milat olmasını istiyorlar mı?
Sorunun yanıtını, bu akşam Atatürk Stadı’nda alacağız.
Umarım, o ışığı görürüz.
* * *
Karşıyaka ve Göztepe arasında sahadaki rekabetinin dışarıda dostlukla sürdüğünü anlatan masal gibi anılar dinledik, yıllarca...
Mesela, 1981’de şampiyon olan Göztepe’nin hocası Erkan Velioğlu’nun hatırlattığı, Karşıyaka’nın mangal yürekli kaptanı rahmetli Gode Cengiz’in (Kocatoros), sarı kırmızılı takımın şampiyonluk gecesine gelip “Göz Göz Göztepe” çekmesi, Göztepelilerin hep bir ağızdan “Kaf Sin Kaf” diye haykırmaları, o zamanki dostluğu anlatan en güzel örnek olsa gerek.
O dönemin Karşıyaka Teknik Direktörü Turgay Meto hocamız da altını çiziyor:
“Ne olduysa, 1981’deki maçtan sonra oldu. O güne kadar iki takım arasında, taraftarlar arasında en küçük bir olay dahi olmamıştı. Eski dostane günleri özlüyorum.”
Karşıyaka’nın Onursal Başkanı Selçuk Yaşar gibi şampiyonluk hasretiyle yanıp tutuşan, o kupa için her yıl kulübe milyonlarca lira bağışlayan adam bile, “Kim kazanırsa kazansın ama İzmir kazansın” diyebiliyor.
İki takımın teknik direktörleri Özcan Kızıltan ve Reha Kapsal, basının önüne çıkıp dostluktan, centilmenlikten dem vurdular.
* * *
Hal böyleyken, sanki bu söylemlere inat, her iki takımın taraftarları, sanki stada düşman olarak geleceklermiş gibi acayip güvenlik önlemleri alındı.
Taraftarları barışa, dostluğa davet eden onca mesaj, onca seminer ve çabadan sonra, “Güvenlik önlemi adına o kadar kalın çizgilere ne gerek vardı?” diye sormadan edemiyorum.
Emniyet, Taraftar Komitesi diye bir komite oluşturdu.
Polis müdürleri, taraftar temsilcileri, kulüp temsilcileri, birlikte seminerlere katıldılar.
Taraftarlara çok önemli, son derece mantıklı mesajlar iletildi.
Alınan sıkı önlemlerin, taraftarlara güvensizliği ortaya koyduğu düşüncesindeyim.
Güvenin olmadığı yerde, sıkıntı var, demektir.
Keşke iki takımın taraftarlarına, özgürce, istedikleri ulaşım aracıyla, istedikleri yerde inerek Atatürk Stadı’na gitmelerine izin verilseydi.
Şimdi ne olacak?
İnşallah öyle olmaz ama Karşıyakalılar, Salhane’de trenden indirilip stada kadar yürümek zorunda kalmanın öfkesiyle, gerilecek.
En küçük bir sataşmada sabır gösteremeyecek.
Göztepeli taraftarların da sayısız polis barikatını aşarak maça girmekten pek hoşnut olacağını sanmıyorum.
* * *
Bu arada dostluk, centilmenlik mesajlarına, Göztepe yönetiminin ayrıca katkı koymasını beklerdim.
Bilet konusunda...
Yönetmelik, stat kapasitesinin yüzde 5’ini konuk takıma vermeyi gerektirebilir.
Bugünün milat olması adına, Karşıyaka’ya 2 bin 500 bilet değil de 5 bin bilet ayrılabilirdi.
Rövanşa 2 bin 500 değil, 5 bin, 10 bin Göztepeli taraftarların da gitmek isteyeceği unutulmamalıydı.
Yapılan onca yanlışa rağmen, bugün İzmir futbolunda milat yaşanabilir.
Karşıyaka ve Göztepe camialarının sağduyulu insanlarının, şiddet, kin, nefret ve öfkeyle beslenen zihniyete son vereceğini ümit ediyorum ve bekliyorum.