OZANKÖY
Bavulumu mutfağa bıraktıktan sonra teker teker ahşap panjurları ve pencereleri açmaya başladım.
Önce mutfağı açtım, sonra oturma odasının bahçeye bakan kapılarını ve pencerelerini. Arkamda ışık bıraka bıraka üst kata çıktım. Çocukların odasının panjurunu açar açmaz bir arı vızıltısı ve ensemde şiddetli bir yanma hissi duydum. İğne belli, sarı-siyah bir çamur eşekarısı vızıltılarla uzaklaşıp gitti.
Daha önce birkaç defa arı tarafından sokulduğum için onu görmeseydim de başıma gelenin nedenini bilecektim. Parmağımı zonklayan yere dokundurdum. Beş on dakika içinde sızı, geride küçük bir kırmızılık bırakarak geçecek. Üzerine bir şey sürmeye bile gerek yok.
Ama arı nereden çıkmıştı? İçeride olamazdı, çünkü ev uzun zamandan beri kapalıydı. Başımı dışarı çıkarıp bakınca panjurun bittiği yerde içine yumurtalarını koyduğu çamur tüplerinin meydana getirdiği topağı gördüm. Ve onu affettim. Yumurtalarını korumak için beni sokmuştu.
Onu rahat bırakmak için panjuru
Her canlı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mali krizi tadacaktır. Ama ne kadar?
Bilmek mümkün değil. Kötü haber yağmurunun altında herkes şaşkın. Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes bir şeyler öneriyor ama hiçbir öneri çözüm değil, çünkü sorunun boyutu bilinmiyor. Onun için, bu aşamada çözüm önerileri deprem devam eder, binalar yıkılırken şehri yeniden yapmayı planlamaktan pek farksız değil.
Ama, gene de, bu belirsizliğin içinden cımbızla birkaç gerçek çıkarmak mümkün.
Bir tanesi şu: Neredeyse bütün dünyanın bel bağladığı 700 milyar dolarlık kurtarma paketi geçse de (ki geçmesi hâlâ kesin değil), geçmese de ABD’deki kriz çözümlenmeyecek.
Çok geç kalındı.
Amerikan finans sisteminin dolabı iskelet dolu.
Enkaz kaldırıldıktan, ölüler gömüldükten sonra hiçbir şeyin aynı olmadığını göreceğiz.
Avrupa’yı zora sokacak
Amerikan bankaları ve aracı kurumları tarafında piyasaya sürülen gayrimenkul kredilerine dayalı kâğıtlar dünyanın birçok ülkesinde alanların elini yaktı.
Bu konuda Türkiye’de bu güne kadar pek fazla bir şey duymadık. Bunun tek istisnası Citi’nin İstanbul uzantısının Türkiye’de sattığı Lehman Brothers çıkışlı tahvillerdir.
Lehman Brothers iflasını ilan ettiği için toplamı ne olduğu açıklanmayan bu tahviller alanların elinde patladı.
Banka rakam için bir şey söylemedi. Ancak bir açıklama yaparak “Citibank A.Ş. bu menkul kıymetlerin Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından satın almasında yaptığı aracılık görevini mevzuata uygun olarak yerine getirmiştir” dedi.
Konuyla ilgilenen kaynaklardan öğrendiğime göre, Sermaye Piyasası Kurumu Lehman kâğıtlarıyla ilgili olarak bir araştırma başlattı. Bu konuda bayramdan sonra, muhtemelen pazartesi günü, bir açıklama yapılması bekleniyor.
Bir diğer haber, Citibank’ın tazminat istemiyle mahkemeye verileceğidir.
Türkiye’de satılacak yabancı hisse senetleri ve
Dünyayı kurtarmak kolay değil. Onun için ABD Kongresi’nin mali sistemi kurtarmak için bankalara 700 milyar dolar pompalamasını hemen kabul etmemesine belki de o kadar şaşmamalıydık.
Amerikan halkının neredeyse yüzde sekseni kurtarma operasyonuna karşı. Tasarıyı açgözlü Wall Street şişkolarının ceplerine ekstra para sokuşturma operasyonu olarak görüyor.
Bu koşullar altında ve seçimlere birkaç ay kala Kongre üyelerinin tasarının lehine oy kullanmaları o kadar kolay değildi. Nitekim birçok kongre üyesi, “Geçsin ama benim oyumla değil” havasına girince operasyon yüzüstü kapaklandı.
Ama, eninde sonunda geçecek. Ve bu muhtemelen bu hafta sonundan önce olacak. Çünkü, herkes diğer seçeneğin bir felaket olduğunu biliyor. Eğer Amerikan bankacılık sistemi erirse Amerikan ekonomisi de onunla beraber eriyecek.
Ancak. Yasalaşsa bile, 700 milyar dolar Amerikan bankacılık sektörünü krizden çıkarmaya yetecek mi? Bankacılık normale dönecek mi? ABD ekonomisi uzun sürecek bir duraklamaya devrilmekten
OZANKÖY
Saat 6.30’da telefonun alarmının çalmasıyla uyandım. Benimkinin değil. Bayramı geçirmek için İstanbul’dan gelen arkadaşımın kız arkadaşının telefonunun alarmıyla. Telefonun ona ait olduğunu daha sonra kahvaltıda öğrendim. Alarmı iş günleri saat 6.30’da uyandırılmak üzere programlamışmış. Değiştirmeyi unutmuş.
Hava bulutlu olduğu için, o saatlerde odama girmeye alışkın olan güneş damsız geldiği için diskoteğe alınmayan oğlan gibi gerilerde somurtuyordu.
Yeniden uyuyabilecek miydim?
Aklıma ertesi gün yazı yazmak zorunda olduğum geldi. Bayram haftası olduğu için ne yazacağım konusunda mütereddidim. ABD’de, Krakatoa adası gibi patlayan ve dumanları dünyayı saran mali krizi mi bir yazmalıyım? Kötü haber tatil yapmaz, bayramda el öpmez. büyüklere saygısı, küçüklere sevgisi yoktur, misali.
Kadına mı uysam, erkeğe mi?
Yoksa hayata dair, “hafif” bir şey mi?
Sadece son derece esnek ve yumuşak olanlar son derece sert ve güçlü olabilir.
Eğer sorunun çözümü varsa tasalanmanın anlamı yok, sorun sonunda çözülecek. Eğer sorunun çözümü yoksa tasalanmaya mahal yok çünkü çözülmesi imkânsız.
Çok temiz suda balık yaşamaz.
Hiddet, niteliksiz olmanın belirtisidir.
Kızgın kişi her zaman yapabileceğinin fazlasını yapabileceğini sanır.
İnsanlar çoğu zaman akıl açıklarını hiddetle kapatmaya çalışırlar.
Nefret insanın kendine uyguladığı bir cezadır.
Bugün yeni bir ekonomik hipotez ileri sürmek istiyorum. Şöyle:
Sistemin kötüye kullanılarak büyük rantların kazanıldığı dönemde riskler yok sayılır.
Kontrol ve uyarı mekanizmaları çalışmaz veya çalıştırılmaz.
Hissedarlar, görevi sistemi kontrol etmek veya derecelendirme olan özel ve kamu kuruluşları, politikacılar, bürokratlar, hatta gazeteciler riskleri görmez. Veya görmezden gelir. Veya ceplerine para konup görmemeleri sağlanır.
Sistem, onu istismar edenlere karşı korumasız kalır. Ta ki, sonuna kadar istismar edilmek dolayısıyla, çökünceye kadar.
Bunun klasik örneklerinden biri 2001’de Türkiye’de yaşadığımız banka krizidir. Tasarrufların tamamına 1994’te devlet güvencesi verilmesinden itibaren bu krizin patlak vermesi bir zaman meselesiydi.
Güvence; sorumluluk ve ahlak yönleri fazla gelişmemiş açıkgözlerin bankacılık sektörüne hücum etmesine neden oldu.
Bu nükleer kehanet işi hoşuma gitti. Onun için bir kehanette daha bulunacağım ve “Perşembe günü yapılan ve sadece Rusların katıldığı nükleer santral ihalesi iptal edilecek” diyeceğim.
Aslında pek kehanet de değil yaptığım. Çünkü televizyonlardan naklen yayımlanan, garip, “zarfların açılma” töreninden ihalenin iptal edileceğini anlamak kolaydı.
Ne oldu?
TETAŞ Genel Müdür Yardımcısı ve İhale Komisyonu Başkanı Yaşar Çakmak altı teklif alındığını açıkladı. Sözlerini bitirmeden, patronu, TETAŞ Genel Müdürü Hacı Duran Gökkaya onu kenara itti. Alınan altı zarfın beşinin “teşekkür” mahiyetinde, ihaleye katılmak istemeyen şirketlerden geldiğini söyledi. Bir tek Rus-Türk ortaklığının teklif verdiğini açıkladı. Bu arada Rus şirketinin adını yanlış telaffuz etti. Sonra milleti gönderdi.
Toplantı sona erdi.
Zarfların açıldığını görmedik. Demek ki daha önce açılmışlardı. Basına açık toplantı televizyonlardan naklen yayımlanmaya başlamadan önce.
Türkiye insanı çok