Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her canlı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mali krizi tadacaktır. Ama ne kadar?
Bilmek mümkün değil. Kötü haber yağmurunun altında herkes şaşkın. Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes bir şeyler öneriyor ama hiçbir öneri çözüm değil, çünkü sorunun boyutu bilinmiyor. Onun için, bu aşamada çözüm önerileri deprem devam eder, binalar yıkılırken şehri yeniden yapmayı planlamaktan pek farksız değil.
Ama, gene de, bu belirsizliğin içinden cımbızla birkaç gerçek çıkarmak mümkün.
Bir tanesi şu: Neredeyse bütün dünyanın bel bağladığı 700 milyar dolarlık kurtarma paketi geçse de (ki geçmesi hâlâ kesin değil), geçmese de ABD’deki kriz çözümlenmeyecek.
Çok geç kalındı.
Amerikan finans sisteminin dolabı iskelet dolu.
Enkaz kaldırıldıktan, ölüler gömüldükten sonra hiçbir şeyin aynı olmadığını göreceğiz.

Haberin Devamı

Avrupa’yı zora sokacak
Amerikan bankacılığının altın çağı sona erdi.
Sovyetler Birliği’nin çöküşü Soğuk Savaş için ne idiyse, ABD mali sisteminin çöküşü dünya finans sistemi için odur.
ABD fakirleşecek. İthalatı düşecek. Bu özellikler Avrupa’yı zora sokacak. Avrupa’nın zora girmesi bizi olumsuz etkileyecek çünkü ihracatımızın büyük bir bölümünü Avrupa ülkeleri çekiyor.
Tofaş’ın önce üretim hedeflerini azaltması, ardından üretime bir süre ara vermesi bu beklentiden dolayıdır. Ve gelecekte ne olacağına dair önemli bir ipucu veriyor: İhracat inişe geçecek, işsizlik artacak, hayat standartları düşecek.
“İki üç sene çok zor” dedi dün konuştuğum bir bankacı. “Belki de dört sene.”
Türkiye 2001 krizine benzer bir krize girer mi?
Böyle bir şey olacağına dair ciddi bir emare yok. Lira zayıflıyor, borsa düşüyor, büyüme yavaşlıyor ama ciddi bir kriz sinyali yok.
Ama dünyanın iki adım önünü görmediği bir dönemde kriz sinyalinin olup olmadığının ne kadar önemi var? Titanik’in kaptan köşkünde de, çarpışma meydana gelinceye kadar çarpışma olacağına dair ciddi bir emare görülmemişti.
Belki de önemlisi, emin ellerde olup olmadığımızdır. Hazine, Merkez Bankası, ekonomiden sorumlu bakanlar, Başbakan... Duruma ne kadar hâkimler?