Dünyayı kurtarmak kolay değil. Onun için ABD Kongresi’nin mali sistemi kurtarmak için bankalara 700 milyar dolar pompalamasını hemen kabul etmemesine belki de o kadar şaşmamalıydık.
Amerikan halkının neredeyse yüzde sekseni kurtarma operasyonuna karşı. Tasarıyı açgözlü Wall Street şişkolarının ceplerine ekstra para sokuşturma operasyonu olarak görüyor.
Bu koşullar altında ve seçimlere birkaç ay kala Kongre üyelerinin tasarının lehine oy kullanmaları o kadar kolay değildi. Nitekim birçok kongre üyesi, “Geçsin ama benim oyumla değil” havasına girince operasyon yüzüstü kapaklandı.
Ama, eninde sonunda geçecek. Ve bu muhtemelen bu hafta sonundan önce olacak. Çünkü, herkes diğer seçeneğin bir felaket olduğunu biliyor. Eğer Amerikan bankacılık sistemi erirse Amerikan ekonomisi de onunla beraber eriyecek.
Ancak. Yasalaşsa bile, 700 milyar dolar Amerikan bankacılık sektörünü krizden çıkarmaya yetecek mi? Bankacılık normale dönecek mi? ABD ekonomisi uzun sürecek bir duraklamaya devrilmekten kurtulacak mı?
Korkarım, bu soruların cevapları olumlu değil. Amerikan bankaları dandik emlak kredilerine bağlı kâğıtlardan büyük yara aldı. Paketteki paralar bankaların defterlerindeki zehirli kâğıtların büyük bir bölümünü dezenfekte edecek. Ama kredi verme iştahını düzeltmeyecek, çünkü bankaların sermayeleri büyük aşınmaya uğradı.
Hepimiz aynı gemideyiz
Müzik sustu. Parti sona erdi. Tahminim ABD’nin en az dört beş yıl sürecek derin bir durgunluk dönemine gireceğidir. Dünya üretiminin en büyük lokomotifi olan Amerikan ithalatının azalması Avrupa’dan Uzakdoğu’ya, Kanada’dan Güney Amerika’ya bütün ülkelerde büyümenin düşmesine, enflasyonun yükselmesine, yatırımların ertelenmesine, işsizliğin artmasına neden olacak.
Yani ABD’de olanlar, değişik derecelerde diğer bütün ülkelerde de yaşanacak. Hepimiz aynı gemideyiz.
Dış krediye müptela bir ülke olarak Türkiye diğer bütün kalkınmakta olan ülkelerden daha incinebilir durumdadır.
Ya dükkânlar açılınca...
Bütün bu olup bitenler bizi bayram tatilinin rehavetinde yakaladı. Hafta sonuna veya en geç gelecek hafta başına diğer ülkeleri titreten bu gelişmelere karşı bağışıklığımız var. Dükkânlar açıldıktan sonra ne olur, Tanrı bilir.
Bankacılık sektörümüzün yüzde 40’a yakın bir bölümü, çoğu Avrupalı yabancı bankaların elindedir. Birkaç sene yabancı ortaklığını bankalar için bir güç unsuru sayıyorduk. Artık değil. Çünkü Türkiye’de ortaklığı olan yabancı bankaların çoğu kendi evlerinde can derdine düşmüş vaziyetteler. Türkiye’deki uzantılarına yardım etmek bir yana onların ellerine bakıyorlar.
Birilerinin bu durumu yakından izlemesi lazım.
Birilerinin birtakım politikalar biçimlendirmesi, Türk piyasalarına moral vermesi lazım.
Ama bu birileri kim?