Milletvekillerine armağanımdır. Güney Kore otuz yılda nükleerin n’sini bilmeyen bir ülkeden, anahtar teslimi nükleer santral satan bir ülkeye dönüştü. ABD Kongre Araştırma Servisi’nin geçen ay yayımladığı rapordan öğrendiğimize göre, bu gelişme şu şekilde meydana geldi.
Seul ilk nükleer santralını 1970’lerde anahtar teslimi esası üzerine Amerikan Westinghouse şirketine ısmarladı. Santralın yapımında Kore şirketlerinin katkısı yok denecek kadar azdı. Bu şekilde üç santral yapıldı. Dördüncüden başlayarak santralların inşaat işlerini Koreli şirketler yüklenmeye başladı.
1987’de, yani ilk santralın tamamlanmasından on yıl sonra, Kore elektrik kurumu KEPCO, Kore’ye has bir nükleer santral dizaynı geliştirmeye başladı. Teknoloji transferi için ihale açıldı ve daha sonra Westinghouse tarafından satın alınan bir Amerikan şirketinin tasarımı satın alındı.
Zamanla Kore şirketlerinin katkısı çoğaldı ve hemen hemen her şey dahilde yapılır oldu. İlk reaktörler için makine ve teçhizat sağlayan General Electric gibi şirketler Korelilerin taşeronu haline geldiler. Ve geçtiğimiz ay Kore sınıf atlayarak nükleer santral ihraç eden bir avuç ülkenin arasına katıldı. KEPCO dünya devlerini geride
Cevap “Evet. Belki.” “Nükleer santral muhtemelen Ruslara ihale edilecek deyip duruyorsun ama yanılıyorsun” dedi, bu konuları yakından izleyen bir kaynağım. “Onlar da pes ederse şaşma.”
“Bunu da nereden çıkarıyorsun?” diye sordum. İşte anlattıkları.
Dünya nükleer bir rönesansın eşiğindedir. ABD Kongre Araştırma Servisi 2030’a kadar 400 büyük nükleer reaktör yapılacağını tahmin ediyor. Değeri 2.000 milyar dolar olan bu pazarın büyük bir bölümünü ABD, Fransa, Güney Kore, Japonya, Rusya ve paylaşacak.
Bu bağlamda Türkiye’nin ilk nükleer santralını yapmak Rusya için önemlidir. Nitekim bu konuda Rus devlet şirketleri ile Enerji Bakanlığı arasında müzakereler devam ediyor.
Ama Türkiye “Onu veremem, buna karışmam” stratejisi izlemeye devam etiği için bu müzakerelerden de bir şey çıkmayabilir. Rusların muhtemelen 25 milyar dolar tutacak olan paketinde 3-4 milyar dolar değerinde Siemens hizmet ve teslimatı var. Ruslar kontrol ve kumanda sistemleri ile yakıt teknolojisini Alman şirketinden alacak.
Bunun için Alman devlet kredi garanti sisteminden yararlanmaları gerek.
Güney Koreli Korea Electric Power Corporation (KEPCO) önderliğindeki konsorsiyumun Birleşik Arap Emirliği nükleer santral ihalesini kazanması bizim için de iyi oldu. Önümüzde referans alınabilecek yeni ve yakın bir örnek koyduğu için.
Çok uzağımızda olmayan bu minik ülke bizim 1960’lardan beri defalarca deneyip beceremediğimiz bir işi kısa bir sürede halletti. Defalarca yanlış yaptığımız ve halen de yanlış yapmakta olduğumuz bir işin nasıl doğru yapıldığını lafta büyük Türkiye’ye gösterdi.
Biz ne yaptık?
Amatör ve ödlek bürokratlara şartname hazırlatıp uluslararası ihaleye açtık. Şartname ticari koşullara ters düştüğü için bir tek teklifi alındı. Önerilen fiyat astronomik olduğu için bir mazeret uydurularak ihale iptal edildi.
Onlar ne yaptı?
Dünya çapında danışmanlık ve mühendislik şirketlerine şartname hazırlatıp ihale açtılar. Yarışa KEPCO, GE+Hitachi ve Areva dahil 18 şirket katıldı.
İhaleyi 20 milyar dolar fiyat veren KEPCO kazandı. Bir devlet kuruluşu olan KEPCO dünyanın üçüncü en büyük nükleer şirketidir.
Türkiye-Suriye hududunun mayınlardan temizlenme işi ne oldu çocuklar?
Meclis’te milletvekilleri birbirine girdi mi günlerce tartışıyorsunuz ama en önemli tasarılar medyaya uğramadan yasalaşıyor. Neden ilgilenmiyorsunuz?
Üçüncü köprüden ne haber? Karadeniz’in kuzeydoğu ve batısındaki arazilerin malum şahıslar tarafından kapatıldığı doğru mu?
İstanbul Belediyesi’nin kaç işini İstanbul Belediyesi’nin veya belediyecilerinin kurduğu şirketler yapıyor?
Türkiye Avrupa’nın eroin ve morfin üssüdür diyorlar. Afganistan/İran ile Avrupa arasında köprü olan Türk mafyası bu işten yılda iki milyar dolar kazanıyormuş. Kim bunlar?
Bu soruların cevabını nerede bulacağız?
Soygun olabilmesi için medyanın gözlerinin bakması ama görmemesi veya görmesi ama anlamaması veya anlaması ama söylememesi gerekir.
Eğer her şey yolunda giderse bu yıl içinde hükümet nükleer santral yapımını muhtemelen Ruslara havale edecek ve Türkiye’nin ilk nükleer santralı için Mersin’de kazma yere vurulacak.
Mersinliler arka bahçelerinde nükleer santral yapılmasını istemiyor.
Sualim şu: Bu konuda Mersin milletvekilleri kimin yanında olacak? Hükümetin mi, Mersinlilerin mi?
Mersin’in Meclis’te 12 vekili var. Sandalyeler MHP, CHP ve AKP arasında eşit olarak bölünmüş. MHP ve CHP, iyi veya kötü olmasından bağımsız, AKP’nin yaptığı her işe karşı çıktıkları için muhakkak nükleer santrala da karşı çıkacaklardır.
AKP milletvekilleri Ali Er, Ömer İnan, Kürşad Tüzmen ve Mehmet Zafer Üskül ne yapacak?
Mersinlilerle beraber buldozerlerin önüne yatacaklar mı yoksa Ankara’da oturup olup biteni görmezden mi gelecekler?
Muhtemelen ikincisi olacak.
Kâbus. Adı kaliteyle eşdeğer hale gelen ve 2008’de General Motors’u geçip dünyanın en büyük araç imalatçısı unvanını yakalayan Toyota hatalı araba imal ettiği için tarihinin en güç günlerini yaşıyor.
Şirket Türkiye dahil birçok ülkede sekiz milyondan fazla Toyota’yı imalat hatalarının giderilmesi için geri çağrıldı. Anlaşılan çağırmaya devam edecek.
Değişik kaynaklardan toplanan bilgiye göre, hatalı olduğu kabul edilen ona yakın model arasında Camry, Prius ve Rav gibi ünlü olanları da var. Ülkemizde de imal edilen ve Avrupa Birliği’nde satılan Verso da bunlardan biri.
Maliyet bir tarafa, bu olay eskiden oto dergilerinin gözü kapalı tavsiye ettiği Toyota’nın prestijine büyük bir darbe indirdi.
Uzmanlara göre, Toyota’nın felaketinin iki nedeni var. İlki yedek parça tedarikiyle ilgilidir. Toyota diğer büyük araç üreticileri gibi maliyeti düşürmek için aynı yedek parçayı aynı fabrikadan alıp birçok ülkede, birçok fabrikada ve birçok modelde kullanmaya başladı.
Toyota titizliği zayıfladı
Yedek parçalar kaliteli ve hatasız olduğu müddetçe bunda bir sorun yok. Kalitesiz bir parça üretim hattına girdiğinde ise birçok model ve milyonlarca araç aynı anda etkileniyor. Nitekim
Hatırlayacaksınız. Başbakan geçen ay Moskova’da nükleer santralı ihalesiz Ruslara yaptırma konusunu karara bağlamıştı. İmzalanan Türkiye’de Nükleer Santral Tesisi Konusunda İşbirliği Ortak Beyannamesi’ne göre santral “devletten devlete anlaşma” yöntemiyle yapılacaktı.
Devletten devlete anlaşma şu esasa dayanır: Yabancı bir devletin ihracat garanti kurumu bir proje için gerekli finansmanın büyük bir bölümünü veya tamamını sağlar. Türkiye, karşılığında, o projeyi o ülkenin şirketlerine ihalesiz verir.
Bu bağlamda söz konusu olan şirket Rus devlet gaz şirketi Gazprom’un bir yan kuruluşu ve Türk ortağıdır. Bu konsorsiyuma sürpriz bir rakip çıktı: Güney Koreli Korean Electric Power Corporation (KEPCO).
Şirket kaynaklarından aldığım bilgiye göre, KEPCO da Türkiye’ye “devletten devlete anlaşma” modeli üzerine kurulu bir teklif verecek. Teklifi Türkiye mi istedi yoksa Kore hükümetinin girişimiyle mi yapılıyor, öğrenemedim. Güney Kore’nin elektrik tekeli olan KEPCO çoğunluğu kamuya ait bir şirkettir.
Çin de Türkiye ile ilgileniyor
Geçen aralıkta GE, Westinghouse, Areva, Toshiba, Hitachi ve Mitsubishi Heavy Industries gibi nükleer enerji devlerini geride bırakarak Birleşik Arap
Kendiniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Vücudunuzu beğeniyor musunuz? Yeteri kadar zayıf mısınız? Burnunuz güzel mi? Memeleriniz dolgun mu? Gözlerinizin çevresindeki kırışıklılar belirginleşiyor mu?
Eğer belinizin çevresinde yağ varsa kalbinizin ve karaciğerinizin etrafında da buna orantılı yağ olacağına ve bunların sizi kalp krizinden öldüreceğine inanıyor musunuz?
Ben genç ve güzelken kadınlarda sıskalık aranılan bir özellik değildi. Erkeklerin hayallerini Sophia Loren ve Marilyn Monroe gibi dolgun kadınlar süslerdi.
Şimdi kilosundan memnun kadın bulmak neredeyse imkânsız. Ne kilosundan ne de olduğu gibi olmaktan. Süper modeller dahil güzelliğinden kuşku duymayan yok gibi.
Para harcamalıyız
Diyet yapmak bir salgın halini aldı. Her yıl daha çok sayıda insan estetik cerrahi geçiriyor, botoks yaptırıyor.