Hayatımda ilk defa gözaltına alınıp İngilizlerin Sarayönü'ndeki polis nezaretine kapatıldığımda 12 yaşında bile değildim. Yüzlerce üniversiteli gençle birlikte 1965'te Rumlar tarafından adadan sınır dışı edildim ve yıllarca geri dönemedim. Bir grup Rum babamı tenha bir yerde kıstırıp sopalarla öldürmeye kalktı. En iyi arkadaşlarımdan birini savaşta kaybettim. Bu yaşadıklarım olağanüstü değil. Benim yaşımdaki birçok Kıbrıslı Türkün hayatında benimkine benzer ve daha çok acı anılar var.Eğer Türk askerleri 1974'te adaya çıkmamış olsaydı Kıbrıs'ta 1571'de başlayan Türk varlığı, herhalde, sona ermiş olacaktı. Türkiye'nin Kıbrıslı Türklere açtığı yaşam sahası geri ödenmesi mümkün olmayan bir borçtur. Kıbrıs'ta İngiliz sömürge yönetiminde yaşadım. Rumların mezalimini gördüm. Onun için 1974 Barış Harekâtı'nın değerini en iyi bilenlerden biriyim. Ama bu Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hayri Kıvrıkoğlu'nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı ve diğer bazı bakanlara layık gördüğü aşağılayıcı ve küçük düşürücü muameleyi haklı kılmıyor. KKTC, Türkiye değildir. Bağımsız bir devlettir. KKTC kabinesi halkın seçtiği kişilerden meydana geliyor, Kıvrıkoğlu'nun subaylarından
O zaman ve mademki gerek oldu ve mademki "Milliyetçiliğini kanıtla" dendiğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı kem küm ediyor, Kıbrıslı Türkleri Atatürk'ün kantarına ben çıkarayım.Atatürk'ün Milli Mücadele'yi başlattığı günlerde Kıbrıslı Türkler Osmanlılar tarafından terk edildikleri İngiliz sömürge yönetimi altındaydılar. Türkiye adada Türklerin yaşadığının farkında bile değildi.Bu arada, bugün bile Türkiye'de çok az kişinin bildiği bir şey oldu: Kıbrıslı Türkler Atatürk reformlarını onlar için yapılmış gibi benimsediler. Latin alfabesine geçtiler. Medreseleri ve tekkeleri kapattılar. Kadınlar çarşafı attı. Fesin yerine şapka geldi. Din ile politika ayrıldı. Atatürk için ordu bir ölçü değildi. Ordu için ise Atatürk her şeyin ölçüsüdür. Özellikle milliyetçiliğin. Kıbrıslılar metazori Atatürkçü olup süngü zoruyla Atatürkçü kalmadılar. Türk bayrağının yasak olduğu bir yönetim altında Atatürkçü oldu ve onun reformlarını hayata geçirdi dedelerimiz. Türkiye'de bir kısım halk Atatürk'ü hiçbir zaman benimsemedi. Ortalığın Atatürk heykelleri ve posterleriyle doldurulması, her sabah edilen yeminler, onun mirasını reddin askeri müdahale gerektirecek kadar güçlenmesini
Reklam "Loro Piana dünyanın en kaliteli yününü satın alarak bir rekor kırdı" başlığını taşıyordu.Bir balyadan ibaret yünü meydana getiren ipliğin kalınlığı 11.6 mikrondu. Geçen yılki rekordan 0.5 mikron ince. İnsan saçı 17-181 mikron arasındadır.Mikron bir milimetrenin binde biridir. Yünün çapını ölçmede birim olarak kullanılır. Çap ne kadar küçükse yün o kadar iyi kalitelidir.Loro Piana* 1800'den bu yana var olan bir İtalyan aile şirketidir. Uzun yıllar dünyanın en iyi kaşmir kumaş üreticisi olarak nam yaptıktan sonra 1980'de hazır giyime girdi. Dünyanın en lüks ve kaliteli giyimini yaptıklarını söylersem, sanırım, abartmış olmam. Geçen gün Financial Times'ın sayfalarını karıştırırken gözüme bir reklam çarptı. Dün öğrendiğime göre, Vakko mağazaları yirmi yıldan beri Loro Piana kumaşlarını kullanıyor, bazı ürünlerini dükkânlarında satıyor.Loro Piana'nın Türkiye'de Vakko ile eşleştiğini öğrenmek beni şaşırtmadı. Vakko'nun kurucusu Vitali Hakko Türkiye'de zevkli ve kaliteli giyimin piri, modern mağazacılığın babasıdır. Mükemmelliği arama konusunda kanları hemen uyuşmuştur.Ancak, öğrendiğime göre, Loro Piana gelecek sene lüks giyim markalarında ihtisaslaşan Doğuş grubu bünyesinde
Pazar gecesi Beşiktaş'ta bir arkadaşımla keyifli bir yemek yedikten sonra motorla Üsküdar'a geçmiş, sahilden Kuzguncuk'taki evime yürüyordum.Beşiktaş vapur iskelesinin arkasındaki parkın yenilenmiş olduğunu gördüm. Parke taşları sökülüp yeniden yerleştirilmiş, ağaçların çevresine çiçekler ekilmiş, parkın ucundaki çocuk bahçesine yeni oyuncaklar konmuştu. Yoluma devam etmek için buradaki merdivenlerden çıkıp sola dönünce, kaldırımla park arasına yeşil ince metalden parmaklık takıldığını gördüm. Bu kurulma işi o kadar mükemmellikten uzak ve o kadar çirkindi ki durup bir süre seyretmekten kendimi alamadım. Çirkinlik de güzellik kadar insanın donakalmasına neden olabiliyor. Arıyorsanız mükemmellikten başka bir şey hedeflenmeye değmez. Parmaklıkları ayakta tutan kolonlar çimentoyla toprağa gömülmüştü. Bu tip gömme işlemine mimaride ne ad verilir bilmiyorum ama "Kusmuk Yöntemi" ise hiç şaşmam.İş akışı şöyle olmalı:Kolonları dik tutmak için gerekli olandan çok daha geniş ve derin bir çukur kazılır. Çukurun içine çimento boca edilir mümkün olduğu kadar, içkiyi fazla kaçıran birinin içini kaldırıma boşaltmasının taşkınlığını örnek alarak. Boca ederken mümkün olduğu kadar çimentonun
Bahçemdeki bitkilerin susuzluğunu alıyor, benim de su hasretimi.Yabani siklamenlerin, frezyaların, Kıbrıs lalelerinin, turuncu krokozmiyaların, tomurcuklu portakal ve limon ağaçlarının, yeni yaprak açmış bademlerin, dut ve incirlerin üzerine yağmur düşüyor. Selvilerin ve çamların tozunu alıyor. Yalancı kavakların arasına gerili hamağı ıslatıyor.Yağmurdan başka ses yok. Yağmur, inşaat işçilerini içeri kapatıp çimento makinelerini susturdu. Keşke günlerce devam etse.Mart -ihtiyar toprağın her yıl geri gelen gençliği- adada ayların en güzelidir. İki gündür yağmur yağıyor. Yavaş, yumuşak, gök gürültüsüz, neredeyse sessiz bir yağmur. Yazın kurak sıcağında fırınlanmış cılız topraktaki tohumları canlandırır, ot ve çiçek fışkırtır. Kıroların ve hödüklerin çöplüklerini ve pisliklerini örter.Bahar bitkileri tarlalarda, dağ eteklerindeki inşaatların dibine kadar sokulur, gelmekte gecikmeyecek olan sıcaklarda dökmek için tohum besler. Yıllarca uykuda kalabilen bu tohumlar bir gün doğadan çalınanı geri almak için pusuya yatacak. İnsanlar görmeyecek, ama onlar hep orada olacak.Martta arılar, karıncalar ortaya çıkar, kirpiler kış uykularında esnemeye başlar, keklikler gebe kalır. Kırlangıçlar
Çünkü devlet sevecen bir babadır. KİT'ler kamu yararına çalışır. Özelleştirilen KİT kan emici özel girişimcilerin eline geçer. Özel sektör kârdan başka bir şey düşünmez.Bu denklemin her iki yanı da yanlıştır. KİT'ler kamu yararına çalışmaz, özel sektör de vampir değildir.Bu savların laboratuvar denemesi oluşum halinde bir felaket olan Kıbrıs Türk Hava Yolları'nda (KTHY) yapılabilir.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KTHY'yi Özelleştirme İdaresi'nden satın aldı. Türkiye KİT'i olan şirket Kıbrıs KİT'i haline geldi. Yanlış yapılması gereken her şey yanlış yapıldı. Şirketin yönetimi profesyoneller yerine iktidardaki partinin destekçilerine verildi. Personel kısıntısı yapılması gerekirken tersi oldu. Kârsız hatlar hemen kapatılmaları gerekirken zararına çalıştırıldı.Şirket zarar ediyordu. Zararı arttı. Ekonomide Vatan-Millet- Sakarya ekolünün temsilcileri için kamu iktisadi teşekkülleri, yani devlet şirketleri cici, özelleştirme kakadır. Bir ara KTHY'nin özelleştirilmesi gündeme geldi ama bu projeden vazgeçildi çünkü iktidardaki Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin prestijine iyi gelmeyecekti. Ayrıca, siyasiler çiftliklerini kolay kolay kapatmaz.Hükümetin rekabetin kesesinden KTHY'nin
Ama onlarınki bizdeki gibi külüstür değil. İçlerinde dünyaca ünlü birçok şirket ve marka var.Bunlardan biri, yüzde yüzü İsveç hükümetine ait olan Vin&Spirit adlı şirket tarafından üretilen Absolut votkasıdır. Ülkemizde de satılıyor.Absolut kaliteli votkalar sınıfında Smirnoff'tan sonra dünyada en çok satılan markadır.Yeni İsveç hükümeti devlet şirketlerini özelleştirmeye karar verdi. Vin&Spirit yakında özelleştirildiğinde 6 milyar dolar civarında para getirecek.Nüfusu 70 milyonu aşkın Türkiye'nin Tekel'inin içki bölümünün tamamı 292 milyon dolara satıldı. Tütün bölümü ise 1.1 milyar dolarlık teklif az bulunduğu için satılmadı, yavaş yavaş yok olmaya terk edildi. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden olan İsveç'te güçlü bir devlet sektörü var. Bu bize şunu öğretiyor:Önemli olan üretim sistemi değildir. Sistemi kimlerin çalıştırdığıdır. Siyasi etkenler, adam kayırma, yolsuzluk öne çıkarsa Tekel gibi KİT'ler ortaya çıkar. Sistem iyi çalıştırılırsa dünya markaları.Vin&Spirit 1846'da bir devlet şirketi olarak kuruldu ama hep özel sektör şirketi gibi çalıştı. Absolut votkanın üretiminin başlama tarihi 1877'dir. 1917'de şirket alkol konusunda devlet tekeli oldu.Absolut votka 1979'da Amerika
Aynı yıl, Şah'ın oluruyla İsrail ajanları, İran'daki üsleri kullanarak Kuzey Irak'taki Kürtleri silahlandırmaya ve eğitmeye başladı. Amaç, her ülkenin de ortak düşmanı olan Irak'ta istikrarı bozmaktı.İsrail-Kürt işbirliği o kadar gelişti ki İsrail 1967'de Mısır, Ürdün ve Suriye'ye saldırdığında peşmergeler de Irak'ı meşgul etmek için bölgelerindeki Irak askerlerine saldırdılar. Benzer bir eşzamanlı operasyon 1973'te yapıldı.Kürt lider Molla Mustafa Barzani 1967 ve 1973'te İsrail'i ziyaret edip Kürt-İsrail dostluğunu pekiştirdi. İsrail İran ilişkileri her zaman şimdi olduğu gibi kötü değildi. Tersine, İran 1948'de İsrail'i ilk tanıyan ülkelerden biri oldu. 1958'de iki ülke savunma ve istihbarat konularında işbirliği anlaşması imzaladılar. 1973'ten sonra Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü CIA da bu işbirliğine katıldı. CIA ajanları, Kuzey Irak'ta, İran üzerinden peşmergelere gelen askeri malzemenin akışını koordine etmeye başladılar. İran, 1975'te Irak ile barış anlaşması imzalayınca, Kürtlere yardımı kesti, bu da Irak'taki Kürt ayaklanmasının sonunu getirdi.İsrail ise Kürtlerle yakın ilişkisini kesintisiz sürdürdü. 1991 Birinci Körfez Savaşı'nın ardından Kuzey Irak'ta varlığını