Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Pazar gecesi Beşiktaş'ta bir arkadaşımla keyifli bir yemek yedikten sonra motorla Üsküdar'a geçmiş, sahilden Kuzguncuk'taki evime yürüyordum.Beşiktaş vapur iskelesinin arkasındaki parkın yenilenmiş olduğunu gördüm. Parke taşları sökülüp yeniden yerleştirilmiş, ağaçların çevresine çiçekler ekilmiş, parkın ucundaki çocuk bahçesine yeni oyuncaklar konmuştu. Yoluma devam etmek için buradaki merdivenlerden çıkıp sola dönünce, kaldırımla park arasına yeşil ince metalden parmaklık takıldığını gördüm. Bu kurulma işi o kadar mükemmellikten uzak ve o kadar çirkindi ki durup bir süre seyretmekten kendimi alamadım. Çirkinlik de güzellik kadar insanın donakalmasına neden olabiliyor. Arıyorsanız mükemmellikten başka bir şey hedeflenmeye değmez. Parmaklıkları ayakta tutan kolonlar çimentoyla toprağa gömülmüştü. Bu tip gömme işlemine mimaride ne ad verilir bilmiyorum ama "Kusmuk Yöntemi" ise hiç şaşmam.İş akışı şöyle olmalı:Kolonları dik tutmak için gerekli olandan çok daha geniş ve derin bir çukur kazılır. Çukurun içine çimento boca edilir mümkün olduğu kadar, içkiyi fazla kaçıran birinin içini kaldırıma boşaltmasının taşkınlığını örnek alarak. Boca ederken mümkün olduğu kadar çimentonun parmaklıklara bulaşmasına çalışılır. Çimento çukurlardan taşarak pütürlü tümsek meydana getirmeli ve eğer varsa etraftaki çimenlere yayılmalıdır. Çünkü bir işi tam berbat etmek dururken yarım yamalak berbat etmenin âlemi yoktur.Öyle görünmese bile, Üsküdar'da elde edilen görkemli çirkinliği yakalamak o kadar basit değil. Sadece ehliyetsizlik, özensizlik ve estetiğin yanından geçmiş olmak yetmez. "Teşekkül" halinde yapılması gerekir.Bir işçi çimentoyu dökecek. Bir usta "Eline sağlık koçum, harika olmuş" diyecek. Bir müteahhitlik firması "Oh be, bu işi de alnımızın akıyla tamamladık" diyecek. Bir belediye "İş mükemmel bir şekilde bitirildi" deyip ödemeyi yapacak. Eline sağlık koçum Türkiye'nin insan eli değmiş neredeyse her yerinin çirkin olmasının nedeni bu özensizlik ve zevksizliktir. Ürünlerimizin nispi kalitesizliğinin de. Çapsız kamu yönetiminin de. Toplam yaşamı uygar ve mutlu yapan şeylerin kıtlığının da.Yaptığı işten haz almamak ve gurur duymak. En basit işi bile en mükemmel bir şekilde bitirme azminin yokluğu. Ustalaşmanın önemine, hazzına ve evet kutsallığına vakıf olmamak.Bütün bunlar nereden kaynaklanıyor?İz bırakmadan nereye kayboldu Osmanlı uygarlığını meydana getiren mimarlar, taş ve ahşap, bakır ve gümüş ustaları, dünyanın hayran olduğu ipekli kumaşları dokuyanlar, elbiseleri dikenler, kök boyalı yün halıları yapanlar, İznik çinilerini fırınlayanlar? Ustalığın kutsallığı Yarın: Loro Piana ve dünyanın en kaliteli yünü mmunir@milliyet.com.tr