Birçok kişinin sahnelerden tanıdığı ve geniş bir dinleyici kitlesine sahip Ayla ilk single çalışması ‘Aşk Olsun’la da müzik piyasasına iddialı bir giriş yaptı. Müzik hayatına türkü söyleyerek başlayan ve popla devam eden müzik yolcuğunu “Bağımsızlığını emeğiyle kazanmış bir kadınım” diyerek anlatan Ayla, ilk single heyecanını şu sözlerle dile getiriyor; “Bu şarkı benim için bir başlangıç değil. Benim zaten ilerleyen yolumun ilk kitlelere ulaşan meyvesi hatta yarısı” diyor. “Aşk olsun” diyerek şarkısının nasıl böyle davetkar bir şarkı olduğuna da açıklık getiren Ayla; “Atarlı giderli bir sürü güzel şarkı var ve zaten herkes eski sevgilisine isyan ediyor. Biz de yeni sevgiliye “Hadi gelsene” diye bir göz kırpalım ve davet edelim istedik” diyor.
“Aşk Olsun” şarkısı ve “Ayla yaza damgasını vuracak” haberleriyle gündemdesin ama kim bu yaza damgasını vuracak kız?
Ayla, Türkiye’nin birkaç şehrinde yaşamış ve farklı kültürlerle yoğrulmuş bir karakter. Yani hem Anadolu
Yasak Elma dizisinin en sevilen karakterlerinden biri olan Ahmet Kayakesen yeni sezonda farklı projelerle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Yedi yıllık oyunculuk serüveninin reklam filmleri çekerken kamera arkasında başladığından bahseden Kayakesen oyunculuktaki kaygılarını ise ilk yıllardaki zamanlarına dönerek anlatıyor. “Bu sektörde esnek olmak, ödün vermek gerek” diyen başarılı oyuncu sözlerine şu şekilde açıklık getiriyor; “Yeri geldiğinde kendi karakterinden feragat etmek gibi durumlar olabiliyor ve ben bunları asla yapan ve yapabilecek biri olmadım. Bu yüzden mesleğimde kendi karakterimin dışına çıkamıyorum. Eğer bu tarz bir kafa yapısına sahipsen kalıcı olma ihtimalin azalıyor. Ama ne olursa olsun kalmak istediğim gibi kalıp mesleğime devam etme taraftarıyım.”
Yasak Elma’yla yoğun bir tempoyu tamamladın nasıl bir sezondu, şimdi nasıl dinlenmeyi düşünüyorsun?
Keyifli bir sezon geçirdim şahsım adına. Dizi sezon arası verdi ama benim karakterimin hikayesi bittiği için diziye veda ettim. 30 küsur bölüm keyifle çalıştığım verimli bir iş oldu. Kendime vakit ayırabildiğim bir iş oldu Yasak Elma çünkü genelde oyuncular projeleri olduğunda pek fazla sosyalleşme veya kişisel
Oyunculuğunun yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinin de aranan yüzü olan Burak Arslan yeni filmi 1993 Müfreze İle seyirci karşısına çıkmak için gün sayıyor. Oyunculuğun yanında dijital medyaya da el atan Arslan sadece dizi oyunculuğu yapmanın kendine ihanet olacağını ve sürekli kendini geliştirmek gerektiğini söylüyor. Arslan sözlerine şöyle devam ediyor; Oyunculuktaki gelir kapısı artık çok düştü. Gerçekten o kaşe dediğimiz şey o kadar eridi ki artık oyunculuk tek başına yetmemeye başladı. Bu kadar yetmediği zaman da gençler başka yerlere yönelmeye başladı. Eskiden tek bir işin ehli ol denirdi ama yeni dönemde bu görüş bir çöp…
Burak seni her gördüğümde daha da bir fitleşmiş oluyorsun. Bunun özel bir sebebi var mı?
Aslında hayatımın en enerjisi düşük dönemini geçiriyorum. Yeni bir sinema filmi çektik onun yorgunluğu her şeyime yansıdı. Ama sabah sporumdan sonra tabii yorgunluk falan kalmıyor.
Daha yapılı bir halin vardı şimdi çok zayıflamışsın?
Rol için 9 kilo verdim. 20 gün boyunca sporu az yapıp, çok yiyerek 9 kilo verdim. Ama film sonrası eski halime tekrar geri çıkacağım, rol için böyle bir forma girdim.
Yeni filminin konusu ve senin rolün ne?
Hüseyin Karabey’in yönetmenliğini üstlendiği İçerdekiler filminde başrolleri Caner Cindoruk ve Settar Tanrıöğen ile paylaşan Gizem Erman Soysaldı başrolünü oynadığı ilk festival filmiyle hem Adana’da hem de Nürnberg Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünün sahibi oldu. Soysaldı hem ödül heyecanını hem de psikolojik gerilim türünde olan ve Adana Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanan İçerdekiler filmini anlattı.
Melih Cevdet Anday’ın ölümsüz eseri İçerdekiler Hüseyin Karabey tarafından sinemaya uyarlanarak seyirciyle buluştu. Başrollerinde Gizem Erman Soysaldı, Caner Cindoruk ve Settar Tanrıöğen’in yer aldığı film ulusal ve uluslar arası festivallerden de ödülle döndü. Filmin başrolünü üstlenen ve oyunculuğuyla kendine hayran bırakan Gizem Erman Soysaldı da hem Adana Film Festivali hem de Nürnberg Türk Alman Film Festivali’nde ‘En iyi kadın oyuncu’ ödülünün sahibi oldu. Nürnberg’de verilen ödülde ise jüri ödül verirken gerekçeli kararını şu şekilde ifade ederek bir ilke de imza atmış oldu. Kararda Soysaldı için; “Gizem Erman Soysaldı’da bizi büyüleyen şeyin ne olduğunu anlayabilmek için, başardığı işin zorluğunu hatırlamamız lazım... Gizem Erman Soysaldı, hiç
Padişahların kılıç kuşanarak sultanlığa adım attıkları, çeşmesinden akan suyun kutsal sayıldığı, farklı gönüllerden yükselen onlarca dileğin göğe yükseldiği, havasının ulviyet koktuğu, Ramazan ayının en coşkulu yaşandığı semt Eyüp… Hz. Muhammed’in sancaktarı olan ilk Müslümanlardan Ebu Eyyüb el- Ensari’den adını alan Eyüp, Osmanlı tarihinin en zengin mimari eserleri sayılan türbeleri, Haliç’e tepeden bakan Pierre Loti’si ile günün her saati canlılığını yitirmeyen ve temposunu her geçen gün artırarak yaşan bir semt.
Haliç’in sonunda, Türklerin çok iyi bildiği ama yabancı turistler için pek de tanıdık olmayan bir yer var; Eyüp… Romantik aşıkların buluşma noktası olmasının yanı sıra Haliç’e karşı nostalji yaşamak isteyenlerin uğrak yeri Pierre Loti Kahvesi, duaların karşılıksız bırakılmadığına inanılan Eyüp Sultan Türbesi, Ramazan ayının vazgeçilmez eğlence adresi Feshane… Hepsi Eyüp denince ilk aklımıza gelen yerler değil mi?
İslam dünyası için kutsallığını yüzyıllardır koruyan ve hala etkisini yitirmeden her gün yüzlerce ziyaretçisine kucak açan, çeşmesinden akan suyun kutsal sayıldığı, avlusunu asırlık çınar ağacının süslediği Eyüp Sultan Camii ve Türbesi,Eyüp denince herkesin
Oyunculuğa 6 yaşında tiyatro sahnesinde adım atan Deniz Çom ilk olarak Bayrak oyunundaki performansıyla dikkatleri üzerine çekti. Ardından Savaşçı dizisinde Elsa rolüyle kamera karşısına geçerek aksiyon sahnelerinde de ne kadar başarılı olduğunu gösterdi. Tutkulu biri olduğunu söyleyen Deniz Çom bundan sonrası için canlandırmak istediği rolleri ise şöyle anlatıyor; “Sadece tek bir rolün kadını olmak hiç istemiyorum. Kendimi tekrar etmekten her zaman kaçınırım. Altından kalkabileceğim, farkındalık yaratabilecek her hikaye benim için heyecan vericidir.”
Deniz Çom'u tanımak gerekirse neler bilmemiz gerek? Kendinizden eğitiminizden ve ailenizden bahseder misiniz?
Annem de, babam da emekli memur. Kendimden bahsetmem gerekirse, bir yengeç burcu olarak duygusal, çekingen, daha içe dönük fakat bir yükselen yay olarak da evrendeki hemen hemen her şeye müthiş bir sevgi ve saygı duyan, yeni olan her şeyi keşfetmeyi çok seven, coşkulu ve tutkulu biri diyebilirim sanırım.
Savaşçı dizisinde sizi dikkat çekici bir rolle izledik… Böyle bir dizi ve rolle ekrana adım atmak nasıl hissettiriyor?
Gerçekten çok şanslı hissediyorum. Elsa hem mekaniği hem arka planı gereği çok isteyerek aldığım bir rol
Kariyerindeki yükselişine hız kesmeden devam eden Aybüke Pusat, başrollerini Vahide Perçin ve Kadir İnanır ile paylaştığı Kapı filmiyle de adından övgüyle bahsettiriyor. Ekranda olduğu kadar beyazperdede gösterdiği oyunculukla büyük beğeni toplayan Pusat, yer aldığı projelerle ilgili seçimlerini hep meydan okuyacağı, zor olandan yana yaptığını söylüyor. Fikir olarak her zaman çok açık biri olduğunun da altını çizen başarılı oyuncu kendine olan güvenini ise şöyle özetliyor; “Cevap veremeyeceğim hiçbir şey yok. Çünkü sana güveniyorum, bütün açıklığımla buradayım, karşındayım, sana yalan da söylemem bana istediğini sorabilirsin düşüncesiyle hareket ediyorum. Hayatımın her alanında da bu açıklıkla durmaya çalışıyorum. Aslında öz güvenim bu açıklığımdan ve dürüstlüğümden geliyor.”
Kapı nasıl bir film oldu?
İzlerken boğazınızın düğüm düğüm olacağı, herkesin izlerken kendinden bir parça bulacağı gerçek bir dram ve aile hikayesi. Hem çok sıcak ve ilişkileri çok gerçek, hem de ailenin geçmişten gelen acısına ortak olacağınız bir film. İlk sinema filmim olduğu için benim için çok ayrı bir yere sahip bu film. Her zaman sanat filmleri yapmak istedim. Bu film de buna çok iyi bir giriş oldu diye
Senaristliğini ve yönetmenliğini Ömür Atay’ın yaptığı başrollerinde Gözde Mutluer, Yiğit Ege Yazar ve Caner Şahin’in yer aldığı Kardeşler filmi seyirciden tam not almaya devamediyor. Bir namus cinayetinin gölgesinde birbirlerinin kaderini yaşamak zorunda kalan iki kardeşin hesaplaşmasının anlatıldığı filmi yönetmeni Ömür Atay ve başrol oyuncusu Gözde Mutluer anlatıyor ve “Toplumsal gerçekliğin sert ve bakılmayan bir alanını perdeye taşımak ve görünür kılmak önemliydi” diyor.
Kardeşler filminin çıkış hikayesi nedir? Bu filmi izleyenler ne hissetsin, ne düşünsün istediniz?
Ömür A: Kardeşler filmi, ‘’öteki’’ kavramı üzerine bir şeyler yapmak fikri üzerine ortaya çıktı ve yerel kodlarla kendimizi onların üzerinden tanımladığımız ilk ötekilerimiz olan kardeşlerimiz konsepti üzerinden şekillendi. Sanat sineması çizdiği çerçeve alanında geçişken sınırlar yaratır ve seyircisine bir düşünce ve kavram alanı bırakır. Toplumsal gerçekliğin sert ve bakılmayan bir alanını perdeye taşıyarak görünür hale gelmesi benim için kişisel olarak önemliydi.
Kardeşler filmiyle yollarınız nasıl kesişti, diğerleri arasından neden bu filmde olmak istediniz?
Gözde M: Hikayeye dahil oluşum aslında normal bir