<#comment>#comment>Bu sınav Einstein tarafından hazırlanmış. Dünyadaki insanların ancak yüzde 2 sinin çözebileceği hesaplanmış.
Bir deneyin isterseniz .
Kurallar :
1) 5 Farklı renkte 5 ev var
2) Her evde farklı ülkeden 5 kişi oturuyor
3) Herkes farklı marka sigara , farklı marka içki ve farklı hayvan besliyor
<#comment>#comment>Tuhaf bir durum var ortada... Kemal Derviş İMF'nin ve ABD'nin tavsiyesi ile bakan yapıldığı halde yıllardır kapitalizme ve emperyalizme karşı çıkmış sol çevreler onu destekliyor... Bu çelişki sorulduğunda bir dostumuz dedi ki dün:
- Tabii Kemal Derviş'i destekliyorum. Çünkü onun kuyusunu kazmaya çalışan siyaset erbabı çok daha tehlikeli Türkiye için. Amerika Türkiye'den alacaklarını kurtarmak için Türkiye'yi hiç olmazsa ölmeyecek kadar yaşatmayı düşünür. İçerdeki vurguncular ve onların iktidardaki temsilcileri ise Türkiye'yi değil tamamen kendilerini düşünüyor. Dikkat edin ülke uçurumun kenarına gelmiş bunlar hala koltuğu kurtarmanın peşinde. Mecburen onlara karşı Derviş'i destekliyorum...
0,0000008340... Ne midir bu? 1 TL’nin dolar karşılığı.
Melih Pekdemir, "Meğer" adlı kitabında anlatıyor:
"12 Mart sonrası günlerdi. Ecevit geçmişe sünger çekme edebiyatıyla iktidara talipti. Necatibey'de bir sinema salonunda TTSİP'in düzenlediği bir toplantıda Can Yücel şöyle demişti:
<#comment>#comment>Emniyet teşkilatı "polis balıkadam" ihtiyacı duyuyor. Balıkadam yetiştirilmesi için 31 mart 6 nisan tarihleri arasında sınav düzenlendi. Sınavı geçenler kursa katılarak balıkadam olacaklar. Sınavda 250 metre serbest, 50 metre sırtüstü yüzme, 5 metreye dalış, 3 bin metre koşu, erkekler 40 bayanlar 30 kez mekik çekmek vs. gibi hareketler yaptırılacak, adaylar sıkı bir fizik performans yarışından geçirilecekti. Sonra ne mi oldu? Bunların hiçbiri yaptırılmadı. Adaylar gruplar halinde suya sokulup birkaç metre yüzdürüldü; sonra kimlik kontrolu bile yapılmadan salıverildi.
Katılımcılar sınavın neden bu şekilde yapıldığını merak ediyor?
Eğer bilgi lütfedilirse duyuracağız.
Kara para, kayıt dışı para, silah komisyonu, eroin parası, havadan para, hortumdan para, rüşvet, ihale vurgunu... Dengelerini bu kirli ekonomi üzerine inşa etmiş "siyasi yapı" ile ülkede siyasi ve ekonomik reform yapılabilir mi? Bu yapı kendi çıkarını bırakır Türkiye'nin çıkarı için parmağını oynatır mı?
Yoksa her türlü krizi mi tercih eder? Üzerinde düşünelim...
<#comment>#comment>Kemal Derviş şortlu sabah turunda halkın elini sıkmış, şoförlerle sohbet etmiş. Söz arasında şoför arkadaş demiş ki:
- Yıllardır bu işin içindeyiz, hiç bu kadar perişan olmadık...
Kemal Derviş'in yanıtı:
- İki üç ay daha sabredeceksiniz....Sayın Derviş aynen böyle söylemişse bu sözü "Artık doğrular söylenecek" parolasıyla çelişmiyor mu?
Şoförlerin (ve cümle emekçilerin) iki üç ay sonra düze çıkacağına ilişkin hangi umut var ortada?
Emekçilerin falında sadece uzun ve sıkıntılı bir yol göründüğünü en iyi Derviş biliyor.
<#comment>#comment>Madem bugünlerde herkes Galatasaray'ı örnek gösteriyor. Kemal Derviş dahil herkes başarı için Galatasaray'ı örnek alıyor. "Oldu olacak kabineyi de Galatasaray oluştursun" demiş Murat Taylan ve yeni Hükümet'i şöyle kurmuş:
Lucescu: Başbakan ( Yabancı olmasına bakmayın bu ülke ne başbakanlar gördü)
Hagi: Başbakan Yardımcısı ( Lucescu'nun Özkan'ı)
Bülent: İçişleri Bakanı ( Ne de olsa kaptan)
Jardel: Ekonomiden sorumlu bakan ( Maksat gol atmaksa ondan iyisi yok)
Fatih : Ulaştırma bakanı ( Real maçında sağ kanadı otobana çevirdi de)
<#comment>#comment>İMF Başkanı Köhler, Bülent Bey'e telefon açıp soruyor:
- Derviş'in programını destekliyor musunuz?
Eğer bu program Türk Hükümeti'nin programı olsa İMF Başkanı:
- Destekliyor musunuz?diye sorar mı... Mahçup olmasa şunu da soracak:
- Acaba MHP'li bakanlar da destekliyor mu?Malum MHP'li bakanlara ne Başbakan Ecevit ne Bahçeli söz geçirebiliyor. Onlar ayrı birer federasyon!
İMF Başkanı'nın aklından başka sorular da geçiyor olmalı. Mesela:
<#comment>#comment>Siyasal Bilgiler Fakültesi hocalarının incileri Kazgan Dergilerinden derlenmiş.. Mülkiye'nin internet sitesinde yayınlanıyor. İşte oradan birkaç söz...
"Zayıflamak kişinin kendisinden et yemesidir" (Tuncer Bulutay)
"Somali'de hiç çirkin insan yok nerede bir Somalili görsem tanırım" (Türkkaya Ata"v)
" Yıldırımın çarptığı insan gök gürültüsünü duymazmış" (Metin Kıratlı)
" Namus deliklerin muhafazasından oluşmuyor" (Yahya Sezai Tezel)
"Hitler'le ilk görüştüğümüz zaman anormal olduğunu anladım" (Ahmet Şükrü Esmer)
<#comment>#comment>Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Hüseyin Esen, ABD'de Minneosota'da yapılan bir kimya konferansına katılmak ve orada soya yağı üzerine yaptığı araştırmaları tebliğ etmek istedi. Ancak maddi imkanları buna uygun değildi. Organizasyonu yapan kuruluşa bir "e mail" notu çekerek kendisine oraya gelebilmesi için maddi imkan sağlanmasını istedi. Aldığı yanıtı görüşünüze sunalım:
"Sayın Bay,
...Minneapolis'deki AOCS toplantısına katılmak için maddi yardım talebinizi karşılayamıyacağımızı belirtmek istiyoruz. Türkiye on yıllardır Kürt topluluğunu baskı altında tutuyor ve dışlıyor. Kanada'nın Quebec bölgesindeki Fransızların Fransızca konuşması gibi Kürtlerin de kendi dillerini konuşmaya hakları vardır. Türk toplumu içinde bu baskıcı davranışa karşı önemli bir protesto gösterisi olduğunu görmedim. Bu yüzden de Türkiye'den bir kişiye destek vermeyi savunmuyorum.
Ron Sleeter
Satınaldığı buzdolabı ve çamaşır makinalerinin taksidini ödeyemeyen, bu yüzden 10 gün hapis yatacak olan hanım okurumuzun sorunu çözümlendi. Sağ olsun ABD’de yaşayan ve adını vermek istemeyen bir okurumuz bu parayı mağdur hanıma gönderecek. Kendisine çok çok teşekkür