Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Madem bugünlerde herkes Galatasaray'ı örnek gösteriyor. Kemal Derviş dahil herkes başarı için Galatasaray'ı örnek alıyor. "Oldu olacak kabineyi de Galatasaray oluştursun" demiş Murat Taylan ve yeni Hükümet'i şöyle kurmuş:
Lucescu: Başbakan ( Yabancı olmasına bakmayın bu ülke ne başbakanlar gördü)
Hagi: Başbakan Yardımcısı ( Lucescu'nun Özkan'ı)
Bülent: İçişleri Bakanı ( Ne de olsa kaptan)
Jardel: Ekonomiden sorumlu bakan ( Maksat gol atmaksa ondan iyisi yok)
Fatih : Ulaştırma bakanı ( Real maçında sağ kanadı otobana çevirdi de)
Emre : Sağlık Bakanı ( Bu yaşta onca sakatlık hayli tecrübe kazandırmıştır)
Popescu: Adalet bakanı
Ergün: Kültür Bakanı
Hasan Şaş: Milli Savunma Bakanı
Taffarel: Kadın ve Aileden sorumlu bakan

Köy Enstitülerinin kuruluşunun 61'inci yılıydı dün. 1940 yılının baharında kurulmuş, ilk mezunlarını 1944'de vermiş, üçyıl sonra Reşad Şemsettin Sirer'in Milli Eğitim Bakanlığına getirilmesiyle eritilme sürecine girmiş, 1954'de Demokrat Parti döneminde tamamen kapatılmış... Kısacık ömründe 17 bin dolayında mezun vermiş, Türkiye'ye pek çok yazı, bilim ve düşünce adamı armağan etmişti.
Savaştepe Köy Enstitüsü mezunu Hasan Kudar'ın, "Tahtakuşlar'dan Paris'e" adlı mütevazi kitabında geçen bir öğretmene ait şu sözler çarpıcıdır:
- Durmak yok. Çalışacaksınız. Öğreneceksiniz. Yaşamasını öğreneceksiniz. Hepinizi bir uçağa doldurup yeryüzünün çeşitli ülkelerine paraşütle atsak oralarda da çalışıp hayatınızı kazanacak niteliklere sahip olacaksınız...
Köy enstitülerinin duvarlarına İsmet İnönü'nün şu sözleri asılmıştır:
"Köy enstitülerini Cumhuriyet'in eserleri içinde en kıymetlisi sayıyorum. Buradan çıkacak çocuklarımızın başarılarını ömrüm oldukça candan takip edeceğim..."
Ne var ki CHP iktidarının son yıllarında enstitülere devlet ilgisi azalmış, İsmet İnönü Savaştepe'den geçerken önceki geçişlerinin aksine inip Enstitü'yü ziyaret etmemiştir. Bunun üzerine öğrenciler yukardaki yazıda bir kelimeyi değiştirmiş ve "candan"ı "camdan" yapmışlardır.

Uçak Atatürk havaalanından havalanmıştı. Bakırköy akıl hastanesinin üstünden geçerken pilot birden gülmeye başladı.
Hostes meraklandı:
- Neden güldünüz efem?
- He heee... Başhekim kaçtığımı öğrenince kimbilir nasıl şaşıracak?

Fazilet Partili Nazlı Ilıcak ve arkadaşlarının Hüsamettin Özkan' la ilgili verdikleri soruşturma önergesini imzalayanlardan biri de, iki ay kadar önce Özkan' ı ağır şekilde suçlayarak DSP'den istifa eden İstanbul milletvekili Mustafa Düz' dü...
Önergeyi imzalamasının üzerinden birkaç gün geçmişti ki, ilginç bir olay yaşandı. Bir grup Maliye Müfettişi, Özkan' ın İstanbul'daki işyerine ani bir baskın düzenleyerek denetleme yaptılar. Birkaç gün süren incelemeden gerçi birşey çıkmadı ama kafalarda birsoru işareti kaldı.
- Bu ne tesadüf (!)

Kütüphane nedir? Bir ulusun tüm belleği...
Türkiye'de basılı süreli - süresiz tüm yayınları bulabileceğiniz iki kütüphaneden biri hangisidir: İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi...
Beyazıt Kütüphanesinde 1990 yılında yayınlanmış bir kitabı aradık...
Kartotekste bulamayınca görevli memura yöneldik:
- 1990'da yayınlanmış şu kitabı bulamadık...
- Normaldir.. Çünkü 1988 yılından sonra kitaplar artık kartlara işlenmiyor. Bilgisayara işleniyor...
- Peki bilgisayardan bakar mısınız şu kitaba?
- Maalesef efendim..
- Neden?
- Çünkü bilgisayar sistemimiz çöktü...
- Ne zaman çöktü?
- 1,5 yıl önce...
- Eeee...
- O günden beri devre dışı...
- Her yayın düzenli olarak kütüphaneye giriyor mu?
- Evet.
- Peki bunlardan biri lazım olduğu zaman
- O zaman bulmak mümkün olmuyor...
- Kaç kitap var 1988 den sonra gelen
- Yaklaşık 60 bin
- Ve bunlardan hiçbiri arandığında bulunamıyor öyle mi?
- Maalesef efendim... Son 13 yılın kitaplarını bulamıyoruz. Kitap var ama hangi rafta, hangi dolapta bilinmiyor.
Bir toplumsal trajedi...

Ev, gitmeniz gerektiğinde sizi içeri almaları gereken yerdir. Robert Frost