Sansür bayramı

26 Temmuz 2001


<#comment>Her yıl 24 Temmuz'da sansürün kaldırılışını kutluyoruz. Kendimizi aldatıyoruz. Nitekim sansürün kalkışının yıldönümü kutlanırken Evrensel Gazetesinin OHAL bölgesine sokulmasının yasaklandığı haberi geliyor. Gazeteciler peş peşe mahkemeye çıkartılıyor... Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı cinayetleri ısrarla karanlıkta tutularak basın üstündeki gözdağı politikası sürdürülüyor. TRT Genel Müdürü Yücel Yener'in başarıyla yaptığı gibi... Bir bürokrat ya da siyasetçinin medyayı türlü çeşitli memnun ederek kendisiyle ilgili olumsuz haberleri önlemesi de mümkün... Sansürün envai çeşidi uygulamada. Hangi bayram?

Atatürk 1918 yılı yazında bir süre şimdi Çek Cumhuriyeti sınırları içindeki Karlsbad'da kaplıca tedavisi görmüş, bu kentte geçen günlerini kağıda dökmüş, bizlere "Karlsbad Anıları" adlı küçük bir kitapçık bırakmıştır...
Tam 22 yıl boyunca Şişli'deki Atatürk Müzesinin müdürlüğünü yapan Mürşide Evyapan Hanımefendi geçenlerde Karlsbad'a gidip bu evi görmüş. Kapıdaki plaketin okunmaz hale gelecek kadar eskimiş olması karşısında üzülmüş. Umarız Prag Büyükelçimiz konuyla ilgilenecek, plaketi yenileyecektir.

Akşam gazetesinde tanıtılan

Yazının Devamı

ANAP'ta şeffaf sandık!

25 Temmuz 2001

- Geçenlerde, gazetelerde bir itirafınızı okuduk. 10 yıl kadar "nceki ANAP İstanbul İl Kongresi'nde Semra ™zal' a seçim kazandırmak için sandıkların içine "nceden oy pusulaları zarfları koyduğunuz... - Yalan, külliyen yalan... Yok efendim Semra Hanım'ın adının yazılı olduğu zarfları sandığın içine "nceden yapıştırmışız da, sonra sandığa üstten vurulunca zarflar içeriye düşüyormuş da... Zaten bu haberi tekzip etmiştim. Kaldı ki, b"yle bir şey teknik olarak mümkün değil.- Nereden biliyorsunuz? - (Gülerek) Nereden bileceğim, denedim, baktım b"yle bir şey asla olmuyor.- Ama sonuçta b"yle bir haber çıktı. ™nümüzdeki kongrede bazı kişiler yukarıdaki y"ntemi denemeye kalkarlarsa... - Hiç şansları yok, çünkü oy sandıklarımız şeffaf olacak. Beyaz fiberglastan, içi olduğu gibi g"rünen sandıklar hazırlatıyorum. - Buna neden gerek duydunuz? ™rgütlerden b"yle bir talep mi geldi? - Hayır, talep - malep gelmedi. Biz şeffaf bir partiyiz, her şeyimiz gibi oy sandıklarımız da şeffaf olacak. Ve b"yle bir sandığı ilk kez biz kullanacağız.- Bu kadar şeffaf iseniz, Enerji Bakanı'nız Zeki Çakan, Müsteşarı için savcıya niçin soruşturma izni vermedi acaba? - ™n inceleme raporunu g"rmeden o

Yazının Devamı

ANAP'ta şeffaf sandık!

25 Temmuz 2001


<#comment>ANAP'ın olağan kongresi ağustos başında yapılacak. Partinin Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Taşar, kongre hazırlıkları için kolları şimdiden sıvamış bile... Arkadaşımız Fahrettin Fidan, Taşar'ı buluyor ve soruyor.
- Geçenlerde, gazetelerde bir itirafınızı okuduk. 10 yıl kadar önceki ANAP İstanbul İl Kongresi'nde Semra Özal' a seçim kazandırmak için sandıkların içine önceden oy pusulaları zarfları koyduğunuz...
- Yalan, külliyen yalan... Yok efendim Semra Hanım'ın adının yazılı olduğu zarfları sandığın içine önceden yapıştırmışız da, sonra sandığa üstten vurulunca zarflar içeriye düşüyormuş da... Zaten bu haberi tekzip etmiştim. Kaldı ki, böyle bir şey teknik olarak mümkün değil.
- Nereden biliyorsunuz?
- (Gülerek) Nereden bileceğim, denedim, baktım böyle bir şey asla olmuyor.
- Ama sonuçta böyle bir haber çıktı. Önümüzdeki kongrede bazı kişiler yukarıdaki yöntemi denemeye kalkarlarsa...

Yazının Devamı

Tayyip ve ™DP...

24 Temmuz 2001

Kadiri tarikatının lideri Prof. Haydar Baş bir ay kadar "nce Ankara Tandoğan Meydanı'nda miting düzenlemiş, verilen iznin gerekçesi sorulduğunda Ankara Valiliği şu açıklamayı yapmıştı:"Silahsız olmak ve şiddet "ng"rmemek koşuluyla isteyen herkes dilediği yerde miting yapabilir. Hatta bunun için valiliklerden izin almaya dahi gerek yoktur."D"nelim Milliyet'te pazar günü yer alan bir başka habere... ™DP'liler, İtalya'nın Cenova kentinde düzenlenen G - 8 zirvesini protesto etmek için Vefa Stadı'nda toplantı düzenlemek istemişler. Ancak Valilik, "Siyasi slogan atamaz, siyasi g"steri yapamazsınız" gerekçesiyle izin vermemiş.Devlet güçleri demokrasiyi(!) işte b"yle uyguluyor.Sağcı, dinci - tarikatçı güçlere eskort veriyor, g"vde g"sterisine katılıyor.™te yanda küçücük bir sol partinin trafiği aksatmadan, bir stadyuma toplanıp kendi arasında konuşmasına bile izin vermiyor.Bu ülkenin demokrat olduğuna hatta demokrat olma çabası içinde bulunduğuna kim inanır? Recep Tayyip Erdoğan, ilk siyasi gezisini "nceki gün Karadeniz b"lgesine yaptı... Trafik polislerinin eşliğinde, 100 araçtan oluşan bir konvoyla Trabzon'dan Giresun'a gitti... Uğradığı her yerleşim biriminde küçük çaplı mitingler

Yazının Devamı

Tayyip ve ÖDP...

24 Temmuz 2001


<#comment>Recep Tayyip Erdoğan, ilk siyasi gezisini önceki gün Karadeniz bölgesine yaptı... Trafik polislerinin eşliğinde, 100 araçtan oluşan bir konvoyla Trabzon'dan Giresun'a gitti... Uğradığı her yerleşim biriminde küçük çaplı mitingler düzenledi, siyasi konuşmalar yaptı...
Kadiri tarikatının lideri Prof. Haydar Baş bir ay kadar önce Ankara Tandoğan Meydanı'nda miting düzenlemiş, verilen iznin gerekçesi sorulduğunda Ankara Valiliği şu açıklamayı yapmıştı:
"Silahsız olmak ve şiddet öngörmemek koşuluyla isteyen herkes dilediği yerde miting yapabilir. Hatta bunun için valiliklerden izin almaya dahi gerek yoktur."
Dönelim Milliyet'te pazar günü yer alan bir başka habere... ÖDP'liler, İtalya'nın Cenova kentinde düzenlenen G - 8 zirvesini protesto etmek için Vefa Stadı'nda toplantı düzenlemek istemişler. Ancak Valilik, "Siyasi slogan atamaz, siyasi gösteri yapamazsınız" gerekçesiyle izin vermemiş.
Devlet güçleri demokrasiyi(!) işte böyle uyguluyor.
Sağcı, dinci - tarikatçı güçlere eskort veriyor, gövde gösterisine katılıyor.

Yazının Devamı

Sultan Bahşiş

22 Temmuz 2001

"Mudanya limanından inip Bursa'ya y"neldiğinizde sağda ve solda paslanmış pek çok ray g"rürsünüz. Sonra kah rüzgarlara açık bir hangarın altında, kah açık havada, yırtılmış "rtülerin altında; kararmış, çürümüş lokomotifler, k"mür vagonları ve yolcu vagonları farkedersiniz. Durur ve bakarsınız: Demiryolunu, hiç olmazsa yolun bir izini ararsınız. Fakat hiçbir şey... hiçbir şey bulamazsınız...Yol arkadaşınız durumu size açıklar: - Bu Sultan yüzünden b"yledir. - Hangi sultan? - Sultan Bahşiş... Burada bir demiryolu kumpanyası kurulmasına karar verildiği zaman, bu işten pay kapabilecek bütün yetkililer rayları, lokomotifleri, vagonları ısmarlamak için acele etti. Çünkü bütün bu malzeme alımından bahşiş elde edilecekti. Ama sıra kazık çakmaya ve inşaata geldiğinde kimse bahşiş vermediğinden iş kaldı. Bahşiş cebe, malzemeler açık havaya atıldı. Bugün düşünülen, hattı bitirmek değil, ters y"nde bir bahşiş operasyonuyla malzemeyi gerisin geriye satıp yeniden bahşiş almaktır..." 1800'ler sonunda Anadolu'yu gezen Blowitz isimli yazar, Bursa yolunda g"rdüğü manzarayı aktarıyor: Her şey mümkün olduğunca sade olmalı ama basit değil Einstein S"z-lü sınav... Ama bulamıyor... Profes"r

Yazının Devamı

Sultan Bahşiş

22 Temmuz 2001


<#comment>1800'ler sonunda Anadolu'yu gezen Blowitz isimli yazar, Bursa yolunda gördüğü manzarayı aktarıyor:
"Mudanya limanından inip Bursa'ya yöneldiğinizde sağda ve solda paslanmış pek çok ray görürsünüz. Sonra kah rüzgarlara açık bir hangarın altında, kah açık havada, yırtılmış örtülerin altında; kararmış, çürümüş lokomotifler, kömür vagonları ve yolcu vagonları farkedersiniz. Durur ve bakarsınız: Demiryolunu, hiç olmazsa yolun bir izini ararsınız. Fakat hiçbir şey... hiçbir şey bulamazsınız...
Yol arkadaşınız durumu size açıklar:
- Bu Sultan yüzünden böyledir.- Hangi sultan?
- Sultan Bahşiş... Burada bir demiryolu kumpanyası kurulmasına karar verildiği zaman, bu işten pay kapabilecek bütün yetkililer rayları, lokomotifleri, vagonları ısmarlamak için acele etti. Çünkü bütün bu malzeme alımından bahşiş elde edilecekti. Ama sıra kazık çakmaya ve inşaata geldiğinde kimse bahşiş vermediğinden iş kaldı. Bahşiş cebe, malzemeler açık havaya atıldı. Bugün düşünülen, hattı bitirmek değil, ters yönde bir bahşiş operasyonuyla malzemeyi gerisin geriye satıp yeniden bahşiş almaktır..."

Yazının Devamı

Top Çankaya'da

21 Temmuz 2001

Gazeteciler dün Başbakan Ecevit' e genel müdür atamasını sordular... Başbakan:- Bazı bakanların imzası eksik, dedi, imzalar tamamlanınca kararı Çankaya'ya sevkedeceğiz... Anlaşıldı ki, yeni genel müdür bir Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınıp tartışılarak tespit edilmiş değildir. İsim belirlemesini liderler yapmış, bakanların imzasını toplamaya başlamışlardır.TRT gibi ülkenin kaderinde rol oynayan ve trilyonları kontrol eden bir kuruluşun genel müdürü b"yle mi seçilir?Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı'na düşen g"rev de bu soruyu Hükümet'e yüksek sesle sormak ve atama kararını daha iyi bir seçim temennisiyle iade etmektir. TRT Genel Müdürlüğü'ne 52 aday başvurdu... RTšK bu 52 adayı 5 gün içinde tek tek inceledi(!), aralarından en iyi(!) üçünü Bakanlar Kurulu'na teklif etti. 5 günde 52 adayı, yalnızca yazılı başvurularına bakarak, sağlıklı bir değerlendirmeden geçirmek mümkün müdür? Takdir sizin... Bakanlar Kurulu şimdi üç kişiyi tek adaya indirerek Cumhurbaşkanı'na g"nderecek. "Zaman geçer derler, fakat heyhat... Zaman durur, geçen biziz." A .Dobson Zaman makinası "Herkes H.G.Wells'in zaman makinesini bilir. Bu makinaya binen zaman içinde ileriye ya da geriye gidebiliyor,

Yazının Devamı