1800'ler sonunda Anadolu'yu gezen Blowitz isimli yazar, Bursa yolunda gördüğü manzarayı aktarıyor:
"Mudanya limanından inip Bursa'ya yöneldiğinizde sağda ve solda paslanmış pek çok ray görürsünüz. Sonra kah rüzgarlara açık bir hangarın altında, kah açık havada, yırtılmış örtülerin altında; kararmış, çürümüş lokomotifler, kömür vagonları ve yolcu vagonları farkedersiniz. Durur ve bakarsınız: Demiryolunu, hiç olmazsa yolun bir izini ararsınız. Fakat hiçbir şey... hiçbir şey bulamazsınız...
Yol arkadaşınız durumu size açıklar:
- Bu Sultan yüzünden böyledir.
- Hangi sultan?
- Sultan Bahşiş... Burada bir demiryolu kumpanyası kurulmasına karar verildiği zaman, bu işten pay kapabilecek bütün yetkililer rayları, lokomotifleri, vagonları ısmarlamak için acele etti. Çünkü bütün bu malzeme alımından bahşiş elde edilecekti. Ama sıra kazık çakmaya ve inşaata geldiğinde kimse bahşiş vermediğinden iş kaldı. Bahşiş cebe, malzemeler açık havaya atıldı. Bugün düşünülen, hattı bitirmek değil, ters yönde bir bahşiş operasyonuyla malzemeyi gerisin geriye satıp yeniden bahşiş almaktır..."
Her şey mümkün olduğunca sade olmalı ama basit değil
Einstein
Sözlüye kalkan öğrenci hocanın sorusuna yanıt bulmak için kıvranıyor...
Ama bulamıyor...
Profesör hiddetle gürlemiş:
- Ne biçim öğrencisin sen? Beynin çölden farksız!
Delikanlı tüm gücünü toplayarak mırıldanmış:
- Her çölde bir vaha vardır Hocam... Ama bazı develer vahanın yolunu bulamaz...
Dilenciler milyonerleri kıskanmazlar da kendilerinden daha başarılı olan diğer dilencleri kıskanırlar
Bertrand Russel
Gitti Fazilet... Geldi Saadet... Hayırlara vesile olsun...
Çağdaş Kırşehir Gazetesi'nden Mehmet Atılgan, partinin isim babalarından biri benim, diyor ve daha Fazilet kapanmadan yazdğı yazıyı anımsatıyor. O yazıyı birlikte okuyalım...
* Partinin öncelikli olarak güçlü ve gösterişli bir imaj bırakması arzulanıyorsa "Azamet" veya "Heybet" isimleri isabetli olur.
* Yeni partinin doğaüstü çağrışımlar yapması seçmen üzerinde etkili olacağından "Keramet Partisi" gibi bir isim de düşünülebilir.
* Takiye esas olduğuna göre kurulacak partiye "Husumet", "Hakaret" veya "Felaket" gibi adlar koymak, itirafçılığa girer.
* "Ahmet", "Mehmet", "Muhammet", "Saffet", "Nusret" gibi isimler fazla erkeksi olur. Feministleri kızdırmaya gerek yok...
* "Cehalet", "Sefalet", "Rezalet", "Zimmet" zaten olmaz. Seçmenlerde kompleks yarabilir. "Ganimet" le "Veraset" de olmaz. Baba parasıyla övünen mirasyedi izlenimi bırakır. "Emniyet" Partisi desek.. Partililer, kendini güvende hisseder belki ama ondan da İçişleri Bakanı alınır...
* "İmaret" de olabilir. Ama bir sakıncası var: Beleş yemek yemeye gelenden geçilmez o zaman da... "Ziyaret" desek... O da aynı... Millet, her günü bayram sanıp kapı aşındırır..
* "Cinnet" korkutur, "Ehliyet" desek sınava tabi.. "Millet" perişan... "Hamlet" yabancı, "Omlet" yazın çekilmez. "Metanet" kimsede kalmamış. "Nedamet" in faydası yok. "Emanet" desek.. Erbakan Hoca'yı hatırlatır...
* "Hizmet" desek, ya da "Ahiret.." Onları da düşünen yok...
* Partinin eski adlarından "Selamet" ve "Fazilet"in biraraya gelmiş halini hatırlatan, onlarla kafiye yapan "Saadet" de olabilir, seçmenin bilinçaltında olumlu etki yapar...
ANAP’lı Samsun Büyükşehir Belediyesi, Güney Afrikalı bayan dansçıların üstsüz gösteri yapmasına izin vermemiş.
Dansçılar haklı olarak: "Bunlar Afrika’nın çok gerisinde" diye düşünmüşlerdir...