<#comment>#comment>TRT Genel Müdürlüğü'ne 52 aday başvurdu... RTÜK bu 52 adayı 5 gün içinde tek tek inceledi(!), aralarından en iyi(!) üçünü Bakanlar Kurulu'na teklif etti. 5 günde 52 adayı, yalnızca yazılı başvurularına bakarak, sağlıklı bir değerlendirmeden geçirmek mümkün müdür? Takdir sizin... Bakanlar Kurulu şimdi üç kişiyi tek adaya indirerek Cumhurbaşkanı'na gönderecek.
Gazeteciler dün Başbakan Ecevit'e genel müdür atamasını sordular... Başbakan:- Bazı bakanların imzası eksik, dedi, imzalar tamamlanınca kararı Çankaya'ya sevkedeceğiz...Anlaşıldı ki, yeni genel müdür bir Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınıp tartışılarak tespit edilmiş değildir. İsim belirlemesini liderler yapmış, bakanların imzasını toplamaya başlamışlardır.
TRT gibi ülkenin kaderinde rol oynayan ve trilyonları kontrol eden bir kuruluşun genel müdürü böyle mi seçilir?
Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı'na düşen görev de bu soruyu Hükümet'e yüksek sesle sormak ve atama kararını daha iyi bir seçim temennisiyle iade etmektir.
"Zaman geçer derler, fakat heyhat... Zaman durur, geçen biziz."
Turistler tur bedelini yurt dışında "demiş. Uçaklarla Güney'e indiriliyor... Sağa sola bakınmalarına fırsat verilmeden otobüslerle doğru tatil k"ylerine taşınıyor. Çoğu tatil k"yü tam pansiyon. ™yle olunca turist bir - iki hafta hiç dışarı çıkmadan yaşayabiliyor. Sonra aynı yoldan ülkesine taşınıyor.Tatil k"ylerinin "nlerine derme çatma mağazalar kurulmuş... Vitrinlerinde 10 - 15 milyona satılan sahte Boss, Lacoste, Calvin Klein gibi markalar... Ucuz bulucinler. Elma çayı... İlkel poşetlerde kekik, kimyon türü baharat... Bu ıvır zıvırla d"viz mi toplanır? Civarda yer yer kuyumcu dükkanları yok değil.. Değil ama turist onca sahte malın arasında mücevherin sahici olduğuna nasıl inansın?Çok dikkati çeken... Turistin ülkesindeki eşine dostuna g"türeceği orijinal anı eşyası bulamayışı... Kaliteli kartpostal bile yok..Tatil k"ylerinden dışarı zaman zaman alışveriş turları düzenleniyor. Ne var ki bu hizmet turistlerin ancak üçte birine sunulabiliyor...Eğlence sekt"rünün olmayışı turisti dışarı çekememekte bir başka handikap.Var olan doğal güzelliklere birşey eklemeyi beceremediğimiz için turizmden para kazanamıyoruz. Hazır güzelliğin kaymağını da giderek daha büyük "lçüde yabancı
<#comment>#comment>Ülkenin tatil yöreleri turist kaynıyor... Ama esnaf işsizlikten şikayetçi. Normal... Neden normal olduğu şöyle bir bakışta anlaşılıyor.
Turistler tur bedelini yurt dışında ödemiş. Uçaklarla Güney'e indiriliyor... Sağa sola bakınmalarına fırsat verilmeden otobüslerle doğru tatil köylerine taşınıyor. Çoğu tatil köyü tam pansiyon. Öyle olunca turist bir - iki hafta hiç dışarı çıkmadan yaşayabiliyor. Sonra aynı yoldan ülkesine taşınıyor.
Tatil köylerinin önlerine derme çatma mağazalar kurulmuş... Vitrinlerinde 10 - 15 milyona satılan sahte Boss, Lacoste, Calvin Klein gibi markalar... Ucuz bulucinler. Elma çayı... İlkel poşetlerde kekik, kimyon türü baharat...
Bu ıvır zıvırla döviz mi toplanır? Civarda yer yer kuyumcu dükkanları yok değil.. Değil ama turist onca sahte malın arasında mücevherin sahici olduğuna nasıl inansın?
Çok dikkati çeken... Turistin ülkesindeki eşine dostuna götüreceği orijinal anı eşyası bulamayışı... Kaliteli kartpostal bile yok..
Tatil köylerinden dışarı zaman zaman alışveriş turları düzenleniyor. Ne var ki bu hizmet turistlerin ancak üçte birine sunulabiliyor...
Dava açmak her vatandaşın başvuracağı bir yol...Elbet Recep Bey bu hakkını kullanacaktır..Ancak "dava açmak" kuşkuları ortadan kaldırmıyor.Siyasete girmek üzere olan Recep Tayyip Erdoğan' a düşen bir başka g"rev var. Mal beyanında bulunmak Hakkında s"ylenti olmasa da her siyasetçi mal beyanında bulunmalı...Birkaç gün "nce Deniz Baykal' ın mal varlığından s"z ettik. Kendisini mal beyanında bulunmaya davet ettik.Bir yanıt alamadık.Ciddi demokrasilerde siyasetçilerin mal varlıklarının d"kümü kamuoyuna açıktır. Halk Meclis'e g"nderdiği temsilcisinin gelirini, giderini, masrafını izleme olanağına sahiptir. Tabii siyasi parti hesapları da "yle.Malını mülkünü açıklayamayan parti ve milletvekili kuşku altından kalkamaz... Gazetemizde iki gün üstüste İstanbul Anakent Belediyesi'nin Albayrak Şirketi'ne sağladığı haksız kazanç konu edildi. Bir milyar dolarlık bu yolsuzlukta adı en başta geçen Recep Tayyip Erdoğan' a dün konu soruldu, Recep Bey derhal karşı taaruza geçti... Kendisine iftira atıldığından... Dava açacağından... vesaire dem vurdu... Uzun süren anlaşmazlık, iki tarafın da haksız olduğunu gösterir." Voltaire Umut s"mürüsü Ankaralı okurumuz geçtiği notta Amerikan
<#comment>#comment>Gazetemizde iki gün üstüste İstanbul Anakent Belediyesi'nin Albayrak Şirketi'ne sağladığı haksız kazanç konu edildi. Bir milyar dolarlık bu yolsuzlukta adı en başta geçen Recep Tayyip Erdoğan'a dün konu soruldu, Recep Bey derhal karşı taaruza geçti... Kendisine iftira atıldığından... Dava açacağından... vesaire dem vurdu...
Dava açmak her vatandaşın başvuracağı bir yol...
Elbet Recep Bey bu hakkını kullanacaktır..
Ancak "dava açmak" kuşkuları ortadan kaldırmıyor.
Siyasete girmek üzere olan Recep Tayyip Erdoğan'a düşen bir başka görev var.
Mal beyanında bulunmakHakkında söylenti olmasa da her siyasetçi mal beyanında bulunmalı...
Okurumuz Ahmet Bey, hazretteki bu müthiş takiyyeyi, pardon bu müthiş değişikliği dün aynen ş"yle yorumladı."Bir 28 Şubat yaşadı, referansı İslam'ken Atatürk oldu. Bir tane daha yaşarsa bu kez kesin Marks olur." Muhteremin ( Recep Tayyip Erdoğan) referansı, 28 Şubat "ncesi "İslam"dı. Dünkü gazetelerden "ğreniyoruz ki yeni kuracağı partinin tüzüğüne, " Mustafa Kemal Atatürk'ün g"sterdiği hedefi aşabilmek için faaliyette bulunmak temel amaçtır" cümlesini koydurmuş. Bununla da yetinmemiş, cumhuriyetin temel niteliklerine (Bu nitelikler arasında laiklik de var, malum) aykırı eylemlerde bulunan üyelerin "kesin ihraç" cezası ile cezandırılacağını belirtmiş. Ohh, ™ksüz kaldık!.. Ulaştırma Bakanı Enis ™ksüz, kendi yarattığı sorunlarla Türkiye'yi milyarlarca dolar zarara uğrattıktan sonra nihayet istifa etti. šlke rahat nefes aldı. Bu istifa, hükümete karşı sıfıra inen güvenin birazını olsun geri getirir mi? İnşallah diyelim... Ve bakanlık koltuğuna yakışmayanların teker teker koltuktan inmesini dileyelim. (Kabinede adam mı kalmaz? Yok canım!) Türkiyeyi IMF teknokratları yönetmiyor mu? Daha ne teknokrat hükümeti? Derviş Londra'da... Devlet Bakanı Kemal Derviş geçen hafta sonu
<#comment>#comment>Muhteremin (Recep Tayyip Erdoğan) referansı, 28 Şubat öncesi "İslam"dı. Dünkü gazetelerden öğreniyoruz ki yeni kuracağı partinin tüzüğüne, "Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği hedefi aşabilmek için faaliyette bulunmak temel amaçtır" cümlesini koydurmuş. Bununla da yetinmemiş, cumhuriyetin temel niteliklerine (Bu nitelikler arasında laiklik de var, malum) aykırı eylemlerde bulunan üyelerin "kesin ihraç" cezası ile cezandırılacağını belirtmiş.
Okurumuz Ahmet Bey, hazretteki bu müthiş takiyyeyi, pardon bu müthiş değişikliği dün aynen şöyle yorumladı.
"Bir 28 Şubat yaşadı, referansı İslam'ken Atatürk oldu. Bir tane daha yaşarsa bu kez kesin Marks olur."
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, kendi yarattığı sorunlarla Türkiye'yi milyarlarca dolar zarara uğrattıktan sonra nihayet istifa etti. Ülke rahat nefes aldı. Bu istifa, hükümete karşı sıfıra inen güvenin birazını olsun geri getirir mi? İnşallah diyelim... Ve bakanlık koltuğuna yakışmayanların teker teker koltuktan inmesini dileyelim. (Kabinede adam mı kalmaz? Yok canım!)
- Teknokratlar Hükümeti kampanyası başlatanlar demokrasiyi temellerinden sarsıyorlar... s"zleriyle yüreklere su serptiğini zannederken, vatandaş tersine "Demek iki yazarın kişisel fikirlerini aşan bir yoğun kampanya s"zkonusu" diye düşünüyor. Endişe artıyor.. Devlet Bahçeli 'nin "G"nderin Derviş'i alın Telekom" u şeklinde geçen hafta sarfettiği s"zler de nedense bu hafta etkisini g"steriyor... O arada yabancı bankalar da bir miktar d"viz satın alınca doların roketlenmemesi için sebep kalmıyor. Borsa uzmanı bir dostumuz dün telefonda diyor ki:- B"yle kritik durumlarda bir yabancı banka 3 - 5 milyon dolarlık d"viz satın alsa bizim piyasa "d"viz fırlıyor" diye dolara hücum ediyor. Bir yabancı banka elindeki 30 - 40 milyon dolar gibi küçük bir parayla piyasayı manipüle ederek ülkeyi batırabilir, maalesef bu durumdayız...Bu durumdayız ama Ankara'daki "ağzından çıkanı kulağı duymayan takım" hiç oralı değil... šlkeyi ve kendilerini batırdıklarının da farkında değiller... Hürriyet Yazarı Serdar Turgut "Teknokratlar Hükümeti kurulmalı" diye fikir beyan ediyor. Ertuğrul ™zk"k onu destekleyen bir yazı kaleme alıyor... Ortalığı "Darbe olacak, teknokratlar işbaşına gelecek "