Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Recep Tayyip Erdoğan, ilk siyasi gezisini önceki gün Karadeniz bölgesine yaptı... Trafik polislerinin eşliğinde, 100 araçtan oluşan bir konvoyla Trabzon'dan Giresun'a gitti... Uğradığı her yerleşim biriminde küçük çaplı mitingler düzenledi, siyasi konuşmalar yaptı...
Kadiri tarikatının lideri Prof. Haydar Baş bir ay kadar önce Ankara Tandoğan Meydanı'nda miting düzenlemiş, verilen iznin gerekçesi sorulduğunda Ankara Valiliği şu açıklamayı yapmıştı:
"Silahsız olmak ve şiddet öngörmemek koşuluyla isteyen herkes dilediği yerde miting yapabilir. Hatta bunun için valiliklerden izin almaya dahi gerek yoktur."
Dönelim Milliyet'te pazar günü yer alan bir başka habere... ÖDP'liler, İtalya'nın Cenova kentinde düzenlenen G - 8 zirvesini protesto etmek için Vefa Stadı'nda toplantı düzenlemek istemişler. Ancak Valilik, "Siyasi slogan atamaz, siyasi gösteri yapamazsınız" gerekçesiyle izin vermemiş.
Devlet güçleri demokrasiyi(!) işte böyle uyguluyor.
Sağcı, dinci - tarikatçı güçlere eskort veriyor, gövde gösterisine katılıyor.
Öte yanda küçücük bir sol partinin trafiği aksatmadan, bir stadyuma toplanıp kendi arasında konuşmasına bile izin vermiyor.
Bu ülkenin demokrat olduğuna hatta demokrat olma çabası içinde bulunduğuna kim inanır?

Geçmişten dert yanmak, yeni dert edinmektir.
Shakespeare

TRT Genel Müdürlüğüne tekrar Yücel Yener'in getirileceği söylenirken... Konunun yarınki MGK toplantısında görüşüleceği yolunda duyumlar var. Umarız yararı olur... Sayın Yücel Yener devlet kasasından eşi benzeri görülmemiş ölçülerde menfaat dağıtarak güç sağlamış, kendisini yeniden seçecek olanları etki altına almıştır. Sadece TRT Genel Müdür Yardımcısı Şener Tokcan'ın elindeki belgeler dahi Yücel Yener 'le ilgili objektif bir karar için yeterlidir. TRT genel müdürlüğü ciddi bir görevdir, ciddi seçim gerektirir. Bir memurun usulsüzlükleri, yeniden seçilmesi için referans olursa devlet biter... Bu seçim yenilenmelidir...

Tayyip’in Erbakan Hoca’sına söyleyeceği yeni şarkı: "Sensiz saadet neymiş tatmadım diyemem kii!."
Cihan Demirci


Benzin zammı, tüpgaz zammı, taksi zammı, telefon zammı, elektrik zammı birbirini o kadar hızlı kovalıyor ki, ipin ucu kaçtı, bunlar artık gazetlerde haber bile olamıyor. Emeğiyle geçinen vatandaş zam ve vergi yağmuru altında bunalıyor. Neden? İktidar hortumlanan bankaların ve soyulan devlet hazinesinin faturasını fakir halka ödetiyor da ondan...
Hafta sonunda hesap uzmanı bir dostumuzla sohbet ediyoruz. Diyor ki:
- Devlet sadece "beyana dayanan" gelir vergisini tam toplayabilse bu yeni zamlarla yeni vergilere hiç gerek kalmaz.
- Nasıl yani?
- Maliye Bakanlığı'nın resmi rakamlarına göre devlet 2000 yılında 343 trilyon lira beyana dayalı gelir vergisi toplamış. Oysa bizim Hesap Uzmanları Kurulu'nun yaptığı çalışmaya göre toplanması gereken miktar bu rakamın yüzde 86 daha fazlasıdır. Yani 295 trilyon lira daha fazla toplanabilirdi. Bu da yaklaşık 20 milyar dolar eder.
- 3 - 5 milyar dolar için IMF karşısında her türlü zillete katlanan devlet için müthiş bir para, müthiş bir kayıp...
- Aslında devlet açısından kayıp bu rakamın iki mislidir. Nedeni de şu; devlet, kendisine ait olan bu parayı toplamayınca ne yapıyor? Ortalama yüzde yüz faizle borç alıyor. Kimden? Büyük ölçüde vergisini almadığı o kişilerden... O borcu da işte böyle hergün yeni yeni zamlar yaparak, yeni yeni vergiler koyarak halka ödettiriyor.
Bülent Ecevit milletin gözünün içine baka baka "düzeni değiştirmek" ten söz ediyor... Doğru... Öyle bir düzen geldi ki... Eskisini aratıyor...

Tayyip Erdoğan "Türkiye patinaj yapıyor" demiş. İrticanın eline düşüp geriye gitmektense olduğu yerde patinaj yapması daha iyidir...
***
Kemal Derviş, Mesut Yılmaz’la çok iyi anlaşıyormuş.
Birbirleriyle fazla konuşmuyorlar herhalde...
Haldun Ertem

Hâkim başına yüz dosya düşüyor, durum böyle olunca da yüzsüzlerin davaları zaman aşımından bir bir düşüyor.
Ayşe Akkuş