NTV’nin Berlin muhabiri Fulya Canşen arkadaşımız ne yazmış okuyalım:
"Birkaç gün önce Mısır’daydım. Bir hafta boyunca Nil üzerinde yolculuk yaptık. Lüksor’dan Assuan’a gidip geri döndük. Yolda pek çok yerde durup Mısır medeniyetinin kalıntılarını keşfettik. İri yapılı kocaman göbeği olan kel bir rehberimiz vardı; Ahmed... Alman kadınlarının değişik, tabii ekzotik bulduğu için bayıldığı bir Afrikalı erkek... Arkeoloji ve Mısır dili edebiyatını Alman üniversitesinde okuduğu icin ağzı iyi laf yapıyor, herkesle cüssesine uymayan bir kibarlıkta flört ediyordu. İstediğini alamayan Alman hatunlar, göbeğiyle kelini, o da yetmezse ülkesindeki geri kalmışlığı ön plana çıkartarak onu rencide etmeyi denediler. Fakat başaramadılar.
Çünkü Ahmed her olumsuzluğa "bununla gurur duyuyorum" yanıtını verdi.
Ahmed göbegiyle gurur duyuyor,
Ahmed keliyle gurur duyuyor,
Ahmed tarihiyle gurur duyuyor,
Ahmed ülkesiyle gurur duyuyordu.
Açıkçası ben de Ahmed ile gurur duydum.
Bizim de gurur duyacağımız çok şeyimiz var değil mi?
Ülkemiz, halkımız, adımız, tadımız; her şeyimizle gurur duymalıyız...
Çıkmaz sokaktan ne yazık ki güvenli bir geri dönüş yoktur.
Ne yazık ki mutluluk ona giden yolda bulunmuyor
Jerzy Lec
Geçen yılı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Hiç gün ışığıyla uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Hiçbir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu kokladınız mı?
Boylu boyunca çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalınday ken kokladınız mı?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
İyi bir yılın bunlar gibi birçok küçük şeylere bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü? Yeni yılda düşünün... Yayılın çimenlerin üzerine... Acele edin.
Er ya da geç... Çimenler yayılacak üzerinize.
Tanınmamış hastrolog Fahrettin Fidan istiareye yattı, 2003’te neler olacağını işkembe - i kübra’dan attı.
Recep Tayyip Erdoğan önce milletvekili, ardından başbakan olacak, Başbakanlık koltuğu altından giden Abdullah Gül’ün gül yüzü bir miktar solacak.
Mütareke basını giderek daha da azacak, bir mütareke yazarı yazılarını artık Ali Kemal imzasıyla yazacak.
Deniz Baykal "Yapıcı Muhalefetöten "Yapışık Muhalefet"e geçecek, CHP, AKP’ye iyice yapışacak, Baykal, Tayyip Erdoğan’ı başbakan yaptıktan sonra bir an önce cumhurbaşkanı yapmak için kolları sıvayacak.
Reha Muhtar tümden kontrol dışına çıkacak, sıra arkadaşı Simge’yi öpen anaokulu öğrencisi Emrecan’ı sapık diye ekranlarda sorgulamaya kalkışması en fanatik taraftarlarının bile canını sıkacak.
Çalışanlar, nemalarını almak için hükümetçe ilan edilen tarihte soluğu banka kapılarında alacak, "Ne neması! Hükümet bize nema verdi mi ki siz bizden nema istiyorsunuz? Nema para, nema ödeme" diyen banka müdürlerine saldıracak, bunlardan 78’ini dağa kaldıracak.
Kamu İhale Yasası değiştirilerek tanınmaz hale dönüştürülecek, bütün baba ihaleler 1. derece yakınlar arasında bölüştürülecek. Çorum - Samsun duble yol ihalesi, ihaleye tek başına giren bir bakanın 8 yaşındaki kızı Hale’ de kalacak, Samsun - Sinop yolu ihalesini de Hale’nin ikizi Jale alacak.
El - Ezher gibi üniversitelerin denkliği sağlanacak, üniversiteler Diyanet’e, Diyanet de Fethullah Gülen’ e bağlanacak. Görevden alınacak rektörlere il müftüleri vekalet edecek.
Kenan Evren, her zamanki gibi hiç gereği yokken, ve de kendisine, "Bu konuda sen ne düşünüyorsun Paşam?" asla denmemişken, Kıbrıs konusunda yine demeç verecek, Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Dairesi bürokratları tarafından "Kirala maşayı, sustur Paşa’yı" sloganıyla illegal bir örgüt kurulacak...