Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Okurumuz bir reklamdan esinlenmiş, olası bir savaştan sonra yazacaklarını savaştan önce yazmış. Okuyalım:
Üç kuruşa tamah edip, savaşa girdiniz.
Din kardeşlerinizi arkadan vurarak,
Petrol hırsızlarının işini kolaylaştırdınız.
Komşunuzun, evinin barkının yerlebir
edilmesine çanak tuttunuz, ne ki, nafile savaşın ateşinden kendiniz de kurtulamadınız:
Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldunuz, yanlış hesabınız Bağdat’a gitmeden döndü.
Bir koyup üç alma hayaliyle üçün biriyle yetinmek zorunda kaldınız.
Bindiğiniz dalı kestiniz.
Eviniz yandı, Mehmetleriniz öldü, mülkünüz yıkıldı.
Yerlerde sürünen ekonominiz daha da beter hale geldi.
Üsleriniz limanlarınız işgale uğradı.
Vadedilen bir avuç dolar da tıpkı eskisi gibi ‘Düyuna kaldı’.
Ama tüm bunlara karşın kendiniz "Dabıl Bush" sigortası sayesinde ayakta kalmayı başardınız!
Tabii buna ayakta kalmak diyorsanız...

Adil Aşırım ANAP Genel Başkanlığına adaylığını koymuş. Soyadı itibarıyla çok avantajlı...


Matematik öğretmeni Talip Cengiz, ÖSS sınavına hazırlanan öğrenciler için
"matturk.com" adlı bir sanal platform hazırlamış. İlan amaçlı olmayan site sürekli güncelleniyor... Öğrencilerin dikkatine.

Herkes bir gün Fenerbahçeli olacak
Diğer günler Galatasaraylı kalacak
Süleyman Bilgin

Başbakan Abdullah Gül’ün YAŞ Kararlarına muhalefet şerhi koyması konusunda okurumuz Mümtaz Akçura diyor ki:
- Sayın Abdullah Gül verilen ihraç kararlarını tek tek inceleyip ve yeniden soruşturup katılmadığını bildirseydi bu mantıklı olabilirdi. Bunu yapmadan karara toptan muhalefet şerhi koyması resmen Ordu’nun tasarruflarına güvensizlik ve irticacı gelişmelere destek anlamına gelir... Seçimden bu yana sadece 2 ay geçti... Ve bu iktidar iki ayda TSK, Cumhurbaşkanı ve üniversitelerle neredeyse köprüleri atma noktasına geldi. Sonu hayrola...

TRT’de tasarruf amacıyla telefonla dışarı çıkışın yasaklandığını yazmıştık... Hürriyetim’den Mine Kılıç ek yaptı:
- Birkaç hafta önce bilgi almak üzere Ankara’da bulunan İhracatı Geliştirme Merkezi’ni aradım. Ancak aradığım kişi yerinde yoktu. Beni geri arayabilir misiniz diye sordum... Telefondaki hanım "Biz çok acil bir durum olmadıkça Ankara dışını pek arayamıyoruz" dedi. Burası "İhracatı Geliştirme Merkezi"ydi...
Yani işleri güçleri şehirler ve ülkeler arası...

Amerikan Büyükelçisi Robert Pearson TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaretinde olası Irak savaşında Türkiye’nin zararının 4 ila 15 milyar dolar olacağını söylüyor... Bu paranın ABD tarafından karşılanacağını ekliyor.
Hisarcıklıoğlu nazik adam... Türkiye’nin Körfez zararının 45 milyar dolar olduğunu bildiriyor... Ama Pearson’a:
- Önce şu 45 milyar doları verseniz de inandırıcılık testini geçseniz, demiyor... "Hem Kongre’nin onayı olmadan sizden bir kuruş çıkmaz nasıl böyle emin konuşuyorsunuz", diye de sormuyor... Tatlı tatlı gülümsüyor.
Türkiye’de sürekli para konuşuluyor...
4 milyar, 24 milyar 44 milyar...
Amerika’nın petrol uğruna girişeceği bu haksız, hukuksuz ve uğursuz savaşta kaç Iraklı masumun kanına girilecek?
Bir milyon, iki milyon, kaç? Ondan hiç bahis yok... İnsanlık susmuş durumda.
Medyada propaganda çarkları:
- Türkiye’nin bu savaşa katılması kaçınılmaz, safsatası üzerinde dönüyor...
Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye savaşa katılmayabiliyor ama nedense bizim katılmamız kaçınılmaz oluyor... Savaş zararları bir yana.. Bizi bekleyen daha büyük felaketi Emekli General Sadık Öztekin dünkü sohbetimizde fısıldıyor:
- Eğer ABD limanlarımıza ve üslerimize yerleşirse bir daha çıkmaz...
ABD savaşta başarılı olursa Irak üçe bölünecek. Kürt devleti kurulacak. ABD’nin savaşa başlaması ve başarısı halinde bugün hayal edemediğimiz sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
ABD ile ortak hareket etmek kendi kuyumuzu kazmaktır.
Tek yapmamız gereken bu savaşın başlamaması için gereken neyse odur...

Bayındırlık ve İskan Başkanı Ergezen, "Devletin malı Deniz, yemeyen domuz" felsefesini yıkılması gerektiğini söylemiş.
O zaman da memlekette siyaset yapmanın cazibesi kalmaz.
***
Ankara’da tenis maçı var...
Hükümetin çıkardığı yasalar, Meclis’le Köşk arasında gidip geliyor...
Haldun Ertem