John Baezden...

9 Şubat 2003

- Öldürmek insan doğasında var... - Öyle mi? - İnsan doğasında olan, değiştirmeyeceğin bir şey. - Eğer öldürmek doğal bir şeyse, niçin insanlar nasıl öldürüleceği konusunda eğitim alıyorlar? İnsan doğasında şiddet var ama, aynı zamanda nezaket, sevgi, şefkat de var. İnsanoğlu şiddeti örgütlüyor, alıyor, satıyor, dayatıyor. Şiddet karşıtları tam tersini örgütlemek istiyor. Şiddet karşıtlığı örgütlenmiş sevgidir. Hepsi bu... Gandhinin şiddetsiz direnişini tercih ederim. John Baez aynı kitapta ekliyor:"Savaş sonrası kentler gezdim. İnsanlar tanıdım. Hiroşima insan müzesini dolaştım, filmler izledim. Barış Parkında çocuklarla barış adına turna kuşları uçurdum. Biri "Gözyaşının rengi yok" dedi... Tüm gözlemler sonucu öğrendim ki; savaş coğrafyasındaki dağlara yorgun turnalar bile konmuyor." Savaş insanoğlunun kendini yok edişi bir bakıma... Bunu anladığında iş işten geçecek... Hiç uğruna... Bir avuç dolar hiçtir aslında... Gözlerini petrol bürümüş adamlar Irakın kara gözlü, ak umutlu çocuklarını ortadan kaldıracaklar. Tarihin en büyük katliamı yaklaşıyor... Gündoğumu adlı kitabında John Baez bir otodialog kuruyor: Bayrağa hakaret Hülya Avşar Türk bayrağına hakaret suçundan bu hafta

Yazının Devamı

John Baez’den...

9 Şubat 2003


<#comment> Hiç uğruna... Bir avuç dolar hiçtir aslında... Gözlerini petrol bürümüş adamlar Irak’ın kara gözlü, ak umutlu çocuklarını ortadan kaldıracaklar. Tarihin en büyük katliamı yaklaşıyor... Gündoğumu adlı kitabında John Baez bir otodialog kuruyor:
- Öldürmek insan doğasında var...
- Öyle mi?
- İnsan doğasında olan, değiştirmeyeceğin bir şey.
- Eğer öldürmek doğal bir şeyse, niçin insanlar nasıl öldürüleceği konusunda eğitim alıyorlar? İnsan doğasında şiddet var ama, aynı zamanda nezaket, sevgi, şefkat de var. İnsanoğlu şiddeti örgütlüyor, alıyor, satıyor, dayatıyor. Şiddet karşıtları tam tersini örgütlemek istiyor. Şiddet karşıtlığı örgütlenmiş sevgidir. Hepsi bu... Gandhi’nin şiddetsiz direnişini tercih ederim.
John Baez aynı kitapta ekliyor:

Yazının Devamı

Foto Mumcu..!

8 Şubat 2003

- Milli Eğitim bakanlarının fotoğrafının okullara asılması diye bir kural ya da gelenek var mıdır? Yoksa bu özel talebiniz mi?Erkan Mumcunun yanıtı:- Bu, yıllardan beri devam eden uygulamadır. Nitekim ben de öğrenciliğimden hatırlarım, okullarda dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanı yanında Milli Eğitim bakanlarının fotoğrafları da yer alırdı..Aynı soruya bir önceki Milli Eğitim bakanı Necdet Tekinin yanıtı:- Milli Eğitim Bakanlarının fotoğrafları sadece il ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerine asılır. Ben, bir dönem lise öğretmenliği de yaptım, bakanın fotoğrafının okullara asıldığını kesinlikle hatırlamıyorum...Dün ayrıca birkaç değişik okula sorduk... Daha önceki milli eğitim bakanlarının fotoğrafları ne gönderilmiş, ne asılmış...CHPnin öğretmen kökenli milletvekili Mustafa Gazalcı dedi ki dün:- Kış günü birçok okulda yakacak yok, çocuklar titriyor, belki de Sayın Mumcunun fotoğrafına bakarak ısınacakları düşünüldü... Devlete maliyeti 800 milyar lirayı bulan tartışma, Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcuun 58 bin ilk ve ortaöğretim okuluna bir fotoğrafının asılmak istenmesiyle başladı, halen devam ediyor. Arkadaşımız Fahrettin Fidan TBMM kulisinde Erkan Mumcuya sordu: Siyasi partiler

Yazının Devamı

Foto Mumcu..!

8 Şubat 2003


<#comment> Devlete maliyeti 800 milyar lirayı bulan tartışma, Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu’un 58 bin ilk ve ortaöğretim okuluna bir fotoğrafının asılmak istenmesiyle başladı, halen devam ediyor. Arkadaşımız Fahrettin Fidan TBMM kulisinde Erkan Mumcu’ya sordu:
- Milli Eğitim bakanlarının fotoğrafının okullara asılması diye bir kural ya da gelenek var mıdır? Yoksa bu özel talebiniz mi?
Erkan Mumcu’nun yanıtı:
- Bu, yıllardan beri devam eden uygulamadır. Nitekim ben de öğrenciliğimden hatırlarım, okullarda dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanı yanında Milli Eğitim bakanlarının fotoğrafları da yer alırdı..
Aynı soruya bir önceki Milli Eğitim bakanı Necdet Tekin’in yanıtı:
- Milli Eğitim Bakanlarının fotoğrafları sadece il ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerine asılır. Ben, bir dönem lise öğretmenliği de yaptım, bakanın fotoğrafının okullara asıldığını kesinlikle hatırlamıyorum...

Yazının Devamı

CHP müsameresi

7 Şubat 2003

- Biz Körfez Savaşı öncesinde Erdal İnönü öncülüğünde Pendikte olsun Kocaelinde olsun on binlerce kişinin katıldığı "savaşa hayır" mitingleri düzenlemiştik... Savaşa karşı hava yaratmıştık. O dönemde ortada BM kararı olduğu halde Meclis ve TSK Cumhurbaşkanı Özala karşı direnmişti. Ona yetki vermemişti...Peki CHP şu dönemde ne yapıyor? Genel Başkan mikrofon uzatılırsa parlak sözler söylüyor. Ancak CHP bir miting düzenlemediği gibi örgütlere de talimat vermiş. CHPliler "savaşa hayır" mitinglerine katılmıyor.Ertuğrul Günay devam ediyor:- Türkiyede milyonlarca insan savaşa karşı. CHPye düşen görev bu sessiz milyonların sesi olmak, kitle gösterilerine, sivil girişimlere öncü ve sözcü olmaktır... CHP bu görevi yerine getirmedi...Abdullah Gül birkaç hafta önce Baykala ABDnin asker konuşlandırması konusunda fikrini sormuştu. Baykal o zaman soruyu cevapsız bıraktı.Şimdi savaşa karşı esip gürlüyor. Nasıl olsa atı alan Üsküdarı geçti, Amerika Türkiyeden istediğini aldı. Eğer CHP aktif bir barış politikası izleseydi AKP ve Türkiye Amerikaya bu kadar kolay teslim olmayabilirdi. Yazık oldu. CHP eski milletvekili Ertuğrul Günay diyor ki: "La lil harbi fil Irak" Yani "Irakta savaşa hayır."

Yazının Devamı

CHP müsameresi

7 Şubat 2003


<#comment> CHP eski milletvekili Ertuğrul Günay diyor ki:
- Biz Körfez Savaşı öncesinde Erdal İnönü öncülüğünde Pendik’te olsun Kocaeli’nde olsun on binlerce kişinin katıldığı "savaşa hayır" mitingleri düzenlemiştik... Savaşa karşı hava yaratmıştık. O dönemde ortada BM kararı olduğu halde Meclis ve TSK Cumhurbaşkanı Özal’a karşı direnmişti. Ona yetki vermemişti...
Peki CHP şu dönemde ne yapıyor? Genel Başkan mikrofon uzatılırsa parlak sözler söylüyor. Ancak CHP bir miting düzenlemediği gibi örgütlere de talimat vermiş. CHP’liler "savaşa hayır" mitinglerine katılmıyor.
Ertuğrul Günay devam ediyor:
- Türkiye’de milyonlarca insan savaşa karşı. CHP’ye düşen görev bu sessiz milyonların sesi olmak, kitle gösterilerine, sivil girişimlere öncü ve sözcü olmaktır... CHP bu görevi yerine getirmedi...
Abdullah Gül birkaç hafta önce Baykal’a ABD’nin asker konuşlandırması konusunda fikrini sormuştu. Baykal o zaman soruyu cevapsız bıraktı.

Yazının Devamı

Cehennem Yolu

6 Şubat 2003

- Körfez Savaşına gazeteci olarak katılmıştım. Cehennem Yolu denilen yerde, ABDnin attığı misket bombalarıyla bir gecede 22 bin kişi öldü. İnsanların ayakkabıları, çantaları; bebek arabaları asfalta yapışmıştı. Daha da kötüsü; çölden gelen Amerikan askerlerinin, hiçbir şey olmamış gibi, ellerindeki sprey boyalarıyla arabaların üzerine sloganlar ve spor markalarının isimlerini yazmalarıydı. Çünkü bu onlar için sadece bir oyundu. Bu nedenle; bu kez oraya gazeteci olarak değil, "canlı kalkan" olarak gidiyorum." Meksikalı gazeteci John Ross, "canlı kalkan" olarak Iraka gitmeden önce İstanbula geldi. Ross, Beyoğlunda "Kara Kedi Kültür Merkezi"nde Iraka niçin "canlı kalkan" olarak gittiğini anlattı: Millet Meclisi milletin yüzde 90ının hayır dediği savaşa evet diyecek mi? İşte bütün mesele bu... Mülteci gelir mi? - Sınırımıza kim kaçacak?Geçen defa Saddam korkusundan Kürt aileler kaçmıştı sınırımıza. Bu defa Amerika kuzey ve güneyden Bağdata saldıracağına göre Kürtlerin kaçması için sebep yok. Talabani de dün bu düşünceyi seslendirdi. Iraklılar ise kaçarsa Ürdüne falan kaçar. Durum bu defa farklı görünüyor... Savaş başlayınca sınırımıza

Yazının Devamı

Cehennem Yolu

6 Şubat 2003


<#comment> Meksikalı gazeteci John Ross, "canlı kalkan" olarak Irak’a gitmeden önce İstanbul’a geldi. Ross, Beyoğlu’nda "Kara Kedi Kültür Merkezi"nde Irak’a niçin "canlı kalkan" olarak gittiğini anlattı:
- Körfez Savaşı’na gazeteci olarak katılmıştım. Cehennem Yolu denilen yerde, ABD’nin attığı misket bombalarıyla bir gecede 22 bin kişi öldü. İnsanların ayakkabıları, çantaları; bebek arabaları asfalta yapışmıştı. Daha da kötüsü; çölden gelen Amerikan askerlerinin, hiçbir şey olmamış gibi, ellerindeki sprey boyalarıyla arabaların üzerine sloganlar ve spor markalarının isimlerini yazmalarıydı. Çünkü bu onlar için sadece bir ‘oyun’du. Bu nedenle; bu kez oraya gazeteci olarak değil, "canlı kalkan" olarak gidiyorum."

Millet Meclisi milletin yüzde 90’ının hayır dediği savaşa evet diyecek mi? İşte bütün mesele bu...


Yazının Devamı