Sofra Londrada marka oldu... Sofrada yetişen gençler "Tas" gibi çok başarılı yeni lokantalar oluşturdu. Londra Türk yemeğini sevdiği için Metin Fadıllıoğlu orada geçenlerde "Chintamani" lokantasını açtı. Şimdi de Divan, Londrada bir lokanta açma hazırlığında...Bu girişimlerin öncüsü Hüseyin Özer çocukluğunda Tokatta çobandır. 1960larda Ankaraya gelmiş, bulaşıkçılığa başlamıştır. Bütün derdi okuyamamış olmaktır. Çocuk aklıyla Başbakan Süleyman Demirele mektup yazarak okumasına yardımcı olmasını ister... Demirel (veya yardımcıları) mektubu İşçi Bulma Kurumuna havale edince hayal kırıklığına uğrar. Defter kapanır. Sonra yine bulaşıkçı olarak Londranın yolunu tutar. Dişiyle tırnağıyla uğraşır, didinir, bugünkü lezzet sanatçısı Hüseyin Özer olur.Hüseyin Özer geçen hafta Ankaradaydı... Arkadaşları alıp Süleyman Demireli ziyarete götürdüler onu... Demirelin yanına oturttular. "Eee anlat bakalım", dedi Demirel... Tam anlatacaktı, telefon çaldı. Demirel telefondaki uzun konuşması bitince "Ee anlat bakalım" dedi yeniden... Yine telefon çaldı. Babanın konuşmaları bir türlü bitmedi. Özer izin istedi. Anlatacağı güzel şeyleri de alıp Londraya döndü... Sahibi olduğu Sofra lokantalarıyla Türk
<#comment>#comment> Sahibi olduğu Sofra lokantalarıyla Türk lezzetini İngiltere’ye tanıtan kültür elçimiz Hüseyin Özer’i tanımayan kalmadı sanırız....
Sofra Londra’da marka oldu... Sofra’da yetişen gençler "Tas" gibi çok başarılı yeni lokantalar oluşturdu. Londra Türk yemeğini sevdiği için Metin Fadıllıoğlu orada geçenlerde "Chintamani" lokantasını açtı. Şimdi de Divan, Londra’da bir lokanta açma hazırlığında...
Bu girişimlerin öncüsü Hüseyin Özer çocukluğunda Tokat’ta çobandır. 1960’larda Ankara’ya gelmiş, bulaşıkçılığa başlamıştır. Bütün derdi okuyamamış olmaktır. Çocuk aklıyla Başbakan Süleyman Demirel’e mektup yazarak okumasına yardımcı olmasını ister... Demirel (veya yardımcıları) mektubu İşçi Bulma Kurumu’na havale edince hayal kırıklığına uğrar. Defter kapanır. Sonra yine bulaşıkçı olarak Londra’nın yolunu tutar. Dişiyle tırnağıyla uğraşır, didinir, bugünkü lezzet sanatçısı Hüseyin Özer olur.
Hüseyin Özer geçen hafta Ankara’daydı... Arkadaşları alıp Süleyman Demirel’i ziyarete götürdüler onu... Demirel’in yanına oturttular. "Eee anlat bakalım", dedi Demirel... Tam anlatacaktı, telefon çaldı. Demirel telefondaki uzun konuşması bitince "Ee anlat bakalım" dedi
Yarın toplanacak Yönetim Kurulunda Genel Müdürlükten istifasını açıklayabilirmiş.Kaynağı alenen Yücel Yener olan yukarıdaki haber iki gündür gazetelerde yer alıp duruyor. Sezer gibi bir insan, sırf kendisiyle ilgili haberi beğenmedi diye durup dururken TRT gibi koskoca bir kurumu denetletmeye kalkar mı? Sözü bir DDK üyesine bırakıyoruz."Bizim bir denetim programımız var ve TRTnin bugünlerde denetleneceği o program gereği aylar öncesinden belliydi. Kaldı ki biz TRTyi ilk kez denetlemiyoruz, daha önce de denetledik. Benim anlayamadığım şimdi neden bu kadar gürültü çıkartılıyor? Acaba çekinilen bir şeyler mi var?" Neymiş? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Vergi Yasasını veto etmesine ilişkin haberin TRTde kısa yayımlanmasına kızmış... O kızgınlıkla hemen Devlet Denetleme Kuruluna, "Gidin şu TRTyi denetleyin" diye emir vermiş. İki denetçi, sabahın köründe baskın yapar gibi TRT Genel Müdürlüğüne gelerek kendilerine oda tahsis edilmesini istemiş. TRT Genel Müdürü Yücel Yener -herhalde bu konuyu görüşmek üzere - Sezerden randevu istemiş. Alamayınca da, "Bu denetim TRTnin tarafsızlığına ve özgürlüğüne müdahaledir" demiş... Köpek sayısı kemik sayısından fazla oldukça barışı
<#comment>#comment> Neymiş? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Vergi Yasası’nı veto etmesine ilişkin haberin TRT’de kısa yayımlanmasına kızmış... O kızgınlıkla hemen Devlet Denetleme Kurulu’na, "Gidin şu TRT’yi denetleyin" diye emir vermiş. İki denetçi, sabahın köründe baskın yapar gibi TRT Genel Müdürlüğü’ne gelerek kendilerine oda tahsis edilmesini istemiş. TRT Genel Müdürü Yücel Yener -herhalde bu konuyu görüşmek üzere - Sezer’den randevu istemiş. Alamayınca da, "Bu denetim TRT’nin tarafsızlığına ve özgürlüğüne müdahaledir" demiş...
Yarın toplanacak Yönetim Kurulu’nda Genel Müdürlük’ten istifasını açıklayabilirmiş.
Kaynağı alenen Yücel Yener olan yukarıdaki haber iki gündür gazetelerde yer alıp duruyor.
Sezer gibi bir insan, sırf kendisiyle ilgili haberi beğenmedi diye durup dururken TRT gibi koskoca bir kurumu denetletmeye kalkar mı?
Sözü bir DDK üyesine bırakıyoruz.
"Bizim bir denetim programımız var ve TRT’nin bugünlerde denetleneceği o program gereği aylar öncesinden belliydi. Kaldı ki biz TRT’yi ilk kez denetlemiyoruz, daha önce de denetledik. Benim anlayamadığım şimdi neden bu kadar gürültü çıkartılıyor? Acaba çekinilen bir şeyler mi var?"
- Paşam bunu tatmazsak bir tarafımız şişer...Paşa anında yanıt verdi:- O zaman yemeyelim...Kahkahalar arasında paçanın tadına bakıldı. Lezizdi... Divan Otelinin yenilenen lokantasındaki bir davette iki ünlü isim; Emekli Koramiral Atilla Kıyat ve Aydın Boysan karşı karşıya oturdular. Mönü gözden geçirilirken şef kuvvetle Beykoz usulü paça çorbasını tavsiye etti. Aydın Boysan ikna oldu ve Atilla Kıyata tavsiyede bulundu: Amerikan basını Savaşı destekleyen gazete sayısı yine 5: Wall Street Journal, New York Post, Chicago Sun Times, Tampa Tribune, Dallas Morning News. 11 gazete savaş ilanı için daha fazla kanıt gerektiği görüşünde:Örneğin: Los Angeles Times, Washington Post, Chicago Tribune vb...45 büyük gazetenin 29u ise Irakın tehdit oluşturduğuna ilişkin hâlâ yeterli kanıt bulunmadığını yazıyor... En çok sorulan soru: "Neden Kuzey Kore değil de Irak?", "Neden şimdi?"Amerikan basını George Busha bizim basından daha fazla muhalif... Başkan Bushun savaşı haklı gösteren "Ulusa Sesleniş" konuşması Amerikan basınının tavrını değiştirdi mi? Hayır... Millet hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir. Haftanın fıkrası... Bir ilkokulu ziyaret eden George Bush çocuklara "Trajedi"
<#comment>#comment> Divan Oteli’nin yenilenen lokantasındaki bir davette iki ünlü isim; Emekli Koramiral Atilla Kıyat ve Aydın Boysan karşı karşıya oturdular. Mönü gözden geçirilirken şef kuvvetle Beykoz usulü paça çorbasını tavsiye etti. Aydın Boysan ikna oldu ve Atilla Kıyat’a tavsiyede bulundu:
- Paşam bunu tatmazsak bir tarafımız şişer...
Paşa anında yanıt verdi:
- O zaman yemeyelim...
Kahkahalar arasında paçanın tadına bakıldı. Lezizdi...
Orman Mühendisleri Odası Başkanı Salih Sönmezışık, Ankarada bakanlıkta müşavir olarak çalışıyordu. AKP iktidarının ormanları özelleştirme girişimi konusunda fikri sorulduğunda bu girişimin yasadışı "işgalcileri ödüllendirme sonucu yaratacağını" söyledi geçenlerde. Sen misin böyle diyen... Derhal Ankaradan Sarıkamışa tayini çıkarıldı. Suçu Oda Başkanı olarak fikrini söylemekti... AKP de demokrasi ve adalete çok önem veren bir partiydi... Tabii iktidara gelmeden bir gün öncesine kadar... Bazı savaşlar karınızla kavga etmenize benzer, ne kazanabilirsiniz ne sonuçlandırabilirsiniz. Tele kışkırtma... Hafta başında İstanbulda 100e yakın sivil toplum örgütü toplanarak Acil Eylem Planının eğitimle ilgili bölümlerini irdeledi. Eleştirdiler. Görüş açıkladılar. İÜ Rektör Yardımcısı Profesör Nur Serter yaptığı konuşmada TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyelerinin üniversite profesörlerinden değil imam hatip kökenlilerden oluşturulmasını eleştirdi. Ülke kapkara cehalete teslim edilemez, dedi. Bir televizyon kanalı bu sözleri tekrar tekrar gösteriyor. TBMM komisyon üyelerini Nur Sertere karşı kışkırtıyor. Ancak sivil toplum örgütlerinin toplantısında ne konuşuldu, meselenin özü nedir, eylem
<#comment>#comment> Orman Mühendisleri Odası Başkanı Salih Sönmezışık, Ankara’da bakanlıkta müşavir olarak çalışıyordu. AKP iktidarının ormanları özelleştirme girişimi konusunda fikri sorulduğunda bu girişimin yasadışı "işgalcileri ödüllendirme sonucu yaratacağını" söyledi geçenlerde. Sen misin böyle diyen... Derhal Ankara’dan Sarıkamış’a tayini çıkarıldı. Suçu Oda Başkanı olarak fikrini söylemekti... AKP de demokrasi ve adalete çok önem veren bir partiydi... Tabii iktidara gelmeden bir gün öncesine kadar...
Bazı savaşlar karınızla kavga etmenize benzer, ne kazanabilirsiniz ne sonuçlandırabilirsiniz.
Hafta başında İstanbul’da 100’e yakın sivil toplum örgütü toplanarak Acil Eylem Planı’nın eğitimle ilgili bölümlerini irdeledi. Eleştirdiler. Görüş açıkladılar. İÜ Rektör Yardımcısı Profesör Nur Serter yaptığı konuşmada TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyelerinin üniversite profesörlerinden değil imam hatip kökenlilerden oluşturulmasını eleştirdi. Ülke kapkara cehalete teslim edilemez, dedi. Bir televizyon kanalı bu sözleri tekrar tekrar gösteriyor. TBMM komisyon üyelerini Nur Serter’e karşı kışkırtıyor. Ancak sivil toplum örgütlerinin toplantısında ne konuşuldu, meselenin özü