- Biz Körfez Savaşı öncesinde Erdal İnönü öncülüğünde Pendikte olsun Kocaelinde olsun on binlerce kişinin katıldığı "savaşa hayır" mitingleri düzenlemiştik... Savaşa karşı hava yaratmıştık. O dönemde ortada BM kararı olduğu halde Meclis ve TSK Cumhurbaşkanı Özala karşı direnmişti. Ona yetki vermemişti...Peki CHP şu dönemde ne yapıyor? Genel Başkan mikrofon uzatılırsa parlak sözler söylüyor. Ancak CHP bir miting düzenlemediği gibi örgütlere de talimat vermiş. CHPliler "savaşa hayır" mitinglerine katılmıyor.Ertuğrul Günay devam ediyor:- Türkiyede milyonlarca insan savaşa karşı. CHPye düşen görev bu sessiz milyonların sesi olmak, kitle gösterilerine, sivil girişimlere öncü ve sözcü olmaktır... CHP bu görevi yerine getirmedi...Abdullah Gül birkaç hafta önce Baykala ABDnin asker konuşlandırması konusunda fikrini sormuştu. Baykal o zaman soruyu cevapsız bıraktı.Şimdi savaşa karşı esip gürlüyor. Nasıl olsa atı alan Üsküdarı geçti, Amerika Türkiyeden istediğini aldı. Eğer CHP aktif bir barış politikası izleseydi AKP ve Türkiye Amerikaya bu kadar kolay teslim olmayabilirdi. Yazık oldu. CHP eski milletvekili Ertuğrul Günay diyor ki: "La lil harbi fil Irak" Yani "Irakta savaşa hayır." Başarısızlık korkusu başarısızlığın babasıdır. Saddamın elinde 650 km. menzilli "El Hüseyin" ve 900 km. menzilli "El Abbas" füzeleri varmış. Bizde de Rafet el Roman var... Haldun Ertem Defnüz zünûb... "Arap dünyasında "defnüz zünûb" denilen bir takiye yöntemi vardır. Bu takiyenin, Türkçesi "günahların gömülmesi"dir. Günahkârlar kendilerini temiz göstermek için, meydanda toplanırlar. Yüksek sesle suçsuz olduklarını ve günahtan kurtulmak istediklerini söylerler. Kendi elleriyle bir küçük çukur kazarlar. Bu çukura "fazilet çukuru" denir. Hiç suçları olmadığını haykırarak günahlarını fazilet çukuruna gömerler ve üzerini örterler. Böylece sanki hiç suçları yokmuş gibi günahlarından aklanırlar. Yüksek besle bağırırlar ve çocuklar gibi sevinirler: - Günah benden gittiii... Günah benden gittiii... Yılmaz Karakoyunlu gönderdiği notta Başbakan Gülün "Günah benden gitti" sözlerini değerlendiriyor... Geleceğe ilişkin... "Türkiye güçlü ordusuyla istese bir haftada Bağdatı alır" Richard Perlenin sözü de anlamlı:- Türkiyesiz harekât düşünemiyorum...Bunları duyunca tabii William Safireın geçen yıl 31 Ocakta Newyork Timesta yayımlanan yazısı akla geliyor:- Bahse girerim ki, Washingtonda geçtiğimiz günlerde varılan anlaşmaya göre Türk tankları ve ABD özel operasyon güçleri Bağdata birlikte girecekler.Amerika Bağdattaki sokak çatışmalarından çok çekiniyor. Orada telefat vermekten endişeli... Ve Safire bu konuda yapılmış bir anlaşmadan söz ediyor... Yapılan anlaşmaya göre Türk tankları Bağdata Amerikalılarla birlikte girecekmiş.Böyle bir şey olabilir mi?Kim bilir!Evet Başbakan Gül askeri birliklerimizin Irakta savaşa girmeyeceğini söylüyor. Hedef şimdilik Kuzey Irakta güvenlik görevi...Ne var ki Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül ikilisi, iki hafta öncesine kadar BM kararı olmadan Amerikaya destek vermeyeceklerini söylüyorlardı. Seçim öncesi dokunulmazlıkların kaldırılacağını da söylüyorlardı. Bu ikili hiç mahcup olmadan bugün söylediğinin yarın tersini söyleyebilir. Söylüyor da.. O yüzden bugün verdikleri sözün hiçbir değeri yok. Güvencemiz Silahlı Kuvvetlerin bu konulardaki sağduyulu ve uyanık tavrıdır. Umarız ABDnin Türk askerini Bağdata sokma tasarıları laftan ibaret kalır...***TBMM, dün üs ve limanların genişletilmesi konusundaki hükümet tezkeresini kabul etti. Görüşmeler halktan gizlendi. Herhalde AKPliler Irakta Müslüman halkın katline karşı ABDnin yanında yer alır görünmekten hicap duydular. Ve hicap duya duya ABDnin Irakta girişeceği katliama yeşil ışık yaktılar. Ne adına? Ne uğruna? Koltuktan başka ne vaat ediyor ABD kendilerine? Ortadoğu uzmanı gazeteci yazar Peter Scoll Hürriyete konuşmuş: ABD Dışişleri Bakanı Powell, BMde yaptığı konuşmada, Saddamın Iraklı bilim adamlarını ölümle tehdit ettiğini söyledi... Saddam sadece tehdit etmiş, Bush ise öldürecek... m.asik@milliyet.com.tr Arman Salepçi