<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Din adamlarımızın tartışıp da üzerinde hemfikir olduğu bir konu hatırlıyor musunuz? Hafızamız yanıltmıyorsa eğer biz şahsen hatırlamıyoruz. Tek bir Kitap'tan hareket edip de hemen hemen hiçbir konuda anlaşamamak, pek çok konuda ise birbirine taban tabana zıt sonuçlara varmak nasıl oluyor, bir bilen varsa beri gelsin diyor, son tartışma konusu "Kurban kesmek farz mıdır, sünnet midir, vacip midir?" meselesine geliyoruz. Vatan muhabiri Dilek Gedik soruyu ülkemizin önde gelen beş din adamına sormuş. Gelen yanıtlar mı? Buyrun ve aydınlanın!
Süleyman Ateş: Kuran - ı Kerim'de kurban kesmenin farz olduğunu söyleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Hanefilerin bir kısmına göre kurban farzın altında bir derece olan vaciptir. Halk tarafından "farz"mış gibi algılanmasının sebebi cami imamlarının sürekli "kurban kesin" demesidir. Onlar da deri toplamayı düşündükleri için böyle telkin etmektedir.
Lütfü Doğan (Eski Diyanet İşleri Başkanı): Bazı İslam alimlerinin kurban kesmenin sünnet olduğunu söylemesine karşın ben vacip olduğunu düşünüyorum. Durumu uygun olup kesmeyen günaha girer.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk: İslamda kan akıtın emri yoktur. Kurban kesmek farz
Halkın, hakkın, hukukun savunucusu Uğur Mumcunun yazıları "um.ag" tarafından 40 kitapta toplandı. Bu 40 kitabın hangi sayfasını açsanız orada bugünkü toplumsal bozuklukların kaynaklarına karşı Uğur Mumcunun savaşını görürsünüz. Geçmişte yapılan hataların geleceğimizi nasıl karartacağını bıkmadan, usanmadan, yılmadan döne döne anlatmıştır. Yolsuzlukları, usülsüzlükleri, çeteleri, mafyayı, irticayı, siyaset - ticaret - tarikat üçgeninde cambazlık edenlerin Türkiyeyi ele geçireceğini... Hepsini, herşeyi yazdı...Ve ne yazık ki herşeyi de bildi. Türkiye önce soyuldu, sonra dinci siyasetin eline düştü. Şimdilerde artık Laik Cumhuriyetin "daha müslüman bir yapıya" devir işlemleri tamamlanıyor. Şahsi emellerini ABD ve ABnin emelleriyle birleştirmiş bir kadro ülkeyi Cumhuriyetin gerisine sürüklüyor...Ve gazetecilik değerleri giderek aşınıyor... Cumhuriyetin altının oyulmasına ilişkin adımlar bırakınız yorumu çoğu zaman haber bile olmuyor. Gizleniyor.Küçük çıkarlar uğruna iktidara yaranmaya çalışan gazeteci takımı, kendi altını da oyduğunun farkında değil.. Ya da öyle görünüyor...Uğuru o yüzden her zamankinden daha büyük hasretle anıyor, aydın sorumluluğu taşıyan genç gazetecilerin Onu
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Uğur Mumcu'yu, Türk basın tarihinin bu yüz akı gazeteciyi, ölümünün 11'inci yılında her zamankinden de büyük özlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Halkın, hakkın, hukukun savunucusu Uğur Mumcu'nun yazıları "um.ag" tarafından 40 kitapta toplandı. Bu 40 kitabın hangi sayfasını açsanız orada bugünkü toplumsal bozuklukların kaynaklarına karşı Uğur Mumcu'nun savaşını görürsünüz. Geçmişte yapılan hataların geleceğimizi nasıl karartacağını bıkmadan, usanmadan, yılmadan döne döne anlatmıştır. Yolsuzlukları, usülsüzlükleri, çeteleri, mafyayı, irticayı, siyaset - ticaret - tarikat üçgeninde cambazlık edenlerin Türkiye'yi ele geçireceğini... Hepsini, herşeyi yazdı...
Ve ne yazık ki herşeyi de bildi. Türkiye önce soyuldu, sonra dinci siyasetin eline düştü. Şimdilerde artık Laik Cumhuriyet'in "daha müslüman bir yapıya" devir işlemleri tamamlanıyor. Şahsi emellerini ABD ve AB'nin emelleriyle birleştirmiş bir kadro ülkeyi Cumhuriyet'in gerisine sürüklüyor...
Ve gazetecilik değerleri giderek aşınıyor... Cumhuriyet'in altının oyulmasına ilişkin adımlar bırakınız yorumu çoğu zaman haber bile olmuyor. Gizleniyor.
Küçük çıkarlar uğruna iktidara yaranmaya çalışan
- Yaklaşık 50 bin okulumun 9 bin 100 tanesinde şu anda müdür yok. Bu görevler vekaleten yürütülüyor. Yazılı sınavla müdür seçimi istenen sonuçları vermiyor. O yüzden yeni sisteme geçiyoruz. Bundan böyle müdürler değil ama müdür yardımcıları yazılı sınavla seçilecek... Müdür yardımcıları 1 ile 4 yıl bu görevde kalacak. Daha sonra müdürlük için okullara başvurabilecekler. Müdürlüğe başvuranların meslek puanları gözden geçirilecek. Puanı en iyi 5 aday, o ilin valisi veya yerine tayin edeceği kişinin başkanlığında bir bürokrat heyet tarafından mülakata tabi tutulacak. Mülakatta başarılı olan müdür atanacak... Bir kadrolaşma kesinlikle sözkonusu değildir..."Konu dün NTV'de Yakın Plan programında tartışıldı.Eğitim Sen danışmanı Mustafa Atasoy ve Türk Eğitim Sen Başkanı Şuayip Özcan'ın, biri sağa diğeri sola yakın iki sendikanın görüşleri aynı noktalarda birleşti... Sendikalara göre.... Yeni sistemde ölçme ve değerlendirme kriterleri uygulanmamakta sudan kriterlere baş vurulmaktadır. 70 almış bir aday 100 almış bir adayın önüne geçebilecektir. Müdür seçimi yapacak olan Vali, Milli Eğitim Müdürü, İlçe Eğitim Müdürü gibi kişiler iktidarın etkisindedir. Müdür seçimi böylece tamamen
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul müdürü atamalarını yazılı sınav yerine mülakatla yapma kararı konusunda Bakanlığın Personel Genel Müdürü Remzi Kaya şu açıklayıcı bilgileri verdi;
- Yaklaşık 50 bin okulumun 9 bin 100 tanesinde şu anda müdür yok. Bu görevler vekaleten yürütülüyor. Yazılı sınavla müdür seçimi istenen sonuçları vermiyor. O yüzden yeni sisteme geçiyoruz. Bundan böyle müdürler değil ama müdür yardımcıları yazılı sınavla seçilecek... Müdür yardımcıları 1 ile 4 yıl bu görevde kalacak. Daha sonra müdürlük için okullara başvurabilecekler. Müdürlüğe başvuranların meslek puanları gözden geçirilecek. Puanı en iyi 5 aday, o ilin valisi veya yerine tayin edeceği kişinin başkanlığında bir bürokrat heyet tarafından mülakata tabi tutulacak. Mülakatta başarılı olan müdür atanacak... Bir kadrolaşma kesinlikle sözkonusu değildir..."
Konu dün NTV'de Yakın Plan programında tartışıldı.
Eğitim Sen danışmanı Mustafa Atasoy ve Türk Eğitim Sen Başkanı Şuayip Özcan'ın, biri sağa diğeri sola yakın iki sendikanın görüşleri aynı noktalarda birleşti... Sendikalara göre....
Aşağıdaki mektubu Pankobirlike bağlı Pancar Ekicileri Kooperatiflerinden birinin başkanından aldık.. Birlikte okuyalım:"Maalesef bizim sorunlarımızla ilgilenen Pankobirlik ve Şeker - İş Sendikası uyumaktadırlar. Tatlandırıcı fabrikası sahibi Cargill kendi kotalarının doldurulup serbest bırakılması ya da artırılması konusunda yoğun bir mücadele vermektedir. Pancar çiftçisini yönetenler ise Çumra ve Yozgatta iki özel şeker fabrikası yapmakla meşguller. Kota düşmüş umurlarında değil. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı alternatif ürün programında mısırı desteklemeye çalışıyor ama bugün öyle bölgeler var ki pancar ve buğdaydan başka ürün yetiştiremezsiniz. Eğer mısırdan tatlandırıcı elde etmek daha rantabl olsaydı Avrupa ve ABD pancardan şeker üretimine son verir, mısırdan şeker üretimine geçerdi. Oysa her iki bölge pancardan şeker üretimine devam etmekte, fazla şekeri ihraç etmektedir. Yurtseverleri bu konuyu tartışmaya davet ediyoruz... Mısır nişastasına dayalı tatlandırıcı kotası AB ülkelerinde yüzde 2... Türkiyede yüzde 15... Tayyip Erdoğanın ABD gezisinde kendisine bu konuda yeni talepler yönetileceği söyleniyor. Piyasadaki 5 tatlandırıcı üreticisinden en büyüğü olan Cargill, konuyla
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Mısır nişastasına dayalı tatlandırıcı kotası AB ülkelerinde yüzde 2... Türkiye'de yüzde 15... Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinde kendisine bu konuda yeni talepler yönetileceği söyleniyor. Piyasadaki 5 tatlandırıcı üreticisinden en büyüğü olan Cargill, konuyla ilgili aktif bir lobi yürütüyor. Tayyip Erdoğan'ın ortak iş yaptığı Ülker, bir yandan da Cargill'in ortağı... Cargill o yüzden avantajlı. Peki yüz binlerce pancar üreticisi ve şeker işçisini temsil edenler ne yapıyor?
Aşağıdaki mektubu Pankobirlik'e bağlı Pancar Ekicileri Kooperatiflerinden birinin başkanından aldık.. Birlikte okuyalım:
"Maalesef bizim sorunlarımızla ilgilenen Pankobirlik ve Şeker - İş Sendikası uyumaktadırlar. Tatlandırıcı fabrikası sahibi Cargill kendi kotalarının doldurulup serbest bırakılması ya da
artırılması konusunda yoğun bir mücadele vermektedir. Pancar çiftçisini yönetenler ise Çumra ve Yozgat'ta iki özel şeker fabrikası yapmakla meşguller. Kota düşmüş umurlarında değil. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı alternatif ürün programında mısırı desteklemeye çalışıyor ama bugün öyle bölgeler var ki pancar ve buğdaydan başka ürün yetiştiremezsiniz.
Eğer mısırdan tatlandırıcı
Zeki Trikonun avukatı Füsun Kimiran yaptığı açıklamada soruyor:- Ahlak sadece hacca gidenlerin veya onları uğurlayanların taşıdığı bir değer midir? Panodan rahatsız olmayan milyonlarca kişinin ahlaki kaygısı yok mudur?İstanbul Valliğinin panoyu kaldırma konusunda bir hukuksal gerekçesi var mı? Yok... Zeki Triko o yüzden kararın geri alınmasını istiyor. Yargıya gidiyor. Avukat Kimiran haklarını aramak için AİHMye kadar gideceklerini söylüyor. Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminalindeki Zeki Trikoya ait reklam panosu bir süre önce kaldırılmıştı. Panoda Adriana Karambeu adlı mankenin mayolu fotoğrafı vardı. Panoyu kim, neden kaldırdı? Zeki Trikonun yazışmaları sonucu ortaya çıktı ki pano İstanbul Valiliğinin 15. 12. 2003 tarihli yazısıyla kaldırılmıştır. Gerekçesi de şöyle belirtilmiş: "Panodaki reklamın hacca giden yolcular ile uğurlayıcılar tarafından olumsuz olarak karşılanması..." Irakta Şiiler seçim istiyor, ABD karşı çıkıyor. Irakta demokrasi henüz ABDnin istediğini seçtireceği kadar olgunlaşmadı demek. Milli Eğitim Bakanlığının geçen hafta yaptığı yönetmelik değişikliği ile okul müdürlerini artık yazılı sınav yerine mülakatla seçeceğini yazdık. Bu kararın amacı belli: okul