Skandal içinde skandal da denilebilir.. Haklarında çok ciddi iddialar bulunan bakanların bir haftadır koltuklarında oturmaları görülmüş şey değildi..
Skandaldı..
Dün istifa ettiler, istifa ediş şekilleriyle birlikte yeni bir skandal ortaya çıktı..
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar televizyona çıktı, çatır çatır konuştu.. Başbakan’ın Pakistan dönüşünde itham edilen üç bakan, Başbakan’la birlikte otobüsün üzerine çıkıp el sallamışlardı..
Gövde gösterisi yapmışlardı..
Sonra hep beraber Başbakan’ın evine gitmişlerdi, 2.5 saat kalmışlardı..
Meğer kıyamet orada kopmuş!..
Son yıllarda en çok kullanılan kavram bu olsa gerek..
Vesayet..
Aslında vesayet rejimi demek daha doğru olur..
Ne demek?
Şu; ülkede seçimle gelen iktidarlar vardır ama asıl iktidar başka güç odaklarındadır.. Bu askerler olabilir, dini bir grup olabilir, etnik bir grup olabilir..
Önemli gelişmelerde karar vericiler onların iki dudağına bakarsa, onların ne düşündüğü daha önemli görülürse.. Beğenmedikleri gelişmeler karşısında bazı mekanizmaları harekete geçirme güçleri de varsa o ülkede vesayet rejimi vardır..
Türkiye bunu yaşadı..
Daha ilk günden beri şu iddiayı ortaya attılar; hedef Halk Bankası..
Halk Bankası’nı bitirmek istiyorlar.. Halk Bankası’nı yıkmak niyetindeler..
Bu iddiayı ortaya atan kim?
İktidar ve iktidar yanlısı yayın organları..
İddia doğru mu?
Değil..
Kim söylüyor.. Banka söylüyor, Babacan söylüyor..
İktidar partisinin iddiası da, tavrı da şu: Sandıktan çıkan partiye karışılmaz.. Ne isterse yapar.. Veya sandıktan çıkan parti hesabını sadece sandıkta verir..
Sakat bi durum..
Kuvvetler ayrılığını yok sayan anlayış..
Sağlık Bakanı açık ve net söyledi.. Dedi ki; ‘AK Parti yanlış yapıyorsa, rüşvet yiyorsa, yolsuzluk yapıyorsa millet bunun hesabını sandıkta sorar.. 30 Mart’ı bekleyin.’
Anlamı şu; bize kimse karışamaz!..
Dikkatinizi çekerim; iktidar partisi anayasa komisyonuna verdiği teklifte benzer bir yapının kurulmasını istemişti.. Başkanlık sistemini önermişti ama başkanı dokunulmaz kılmıştı.. Seçimi aldın mı iş biter..
*
Görevden almalar, kızağa çekmeler falan derken iktidar bir adım daha attı..
Yönetmeliği değiştirdi.. Artık kolluk görevi yapan polisler yürüttükleri soruşturma konusunda amirlerine haber verecek..
*
(Ortada CMK’nın 164. maddesi kapı gibi dururken, yeni yönetmelik yasaya aykırı olmuyor mu?
Yasa mı önemlidir, yönetmelik mi? Ben sorularımı sorayım, gerisi hukukçuların işi.. Özellikle AKP’li hukukçuların ne diyeceğini merak ediyorum)
*
Yönetmelik değişikliği şu gerçeği ortaya çıkardı.. Demek ki; operasyonda usul hatası yokmuş.. Kolluk soruşturmayı yürütürken amirlerine haber vermemekte haklıymış.. Haklılığın ötesinde haber vermemeleri yasa ve yönetmelik emriymiş.. İktidar yolsuzluktan öte bu mevzunun üzerinde duruyor.. Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na haber verilmemesinden şikayetçiler..
Toz bulutu dağılmadı.. Herkesin kafası karışık.. İktidara yakın gazetelere, televizyonlara bakarsanız; operasyon komplo.. Ortada yolsuzluk molsuzluk yok.. Etrafa saçılan paralar da yok.. Rüşvet de..
Onlar meselenin siyasi boyutuna abanıyorlar.. Cemaatin dış güçlerle birlikte düzmece belgelerle iktidarı yıpratmaya çalıştığını iddia ediyorlar..
Cemaat medyasına bakarsanız durum tam tersi.. Operasyonun siyasi boyutu yok.. Ucu bakanlara uzanan büyük rüşvet skandalı var..
*
Biz ortada duralım.. İki boyutuna da bakalım..
Medyaya dökülen fotoğraflara, bilgi kırıntılarına bakılırsa mesele ciddi.. Hafife alınacak hali yok...
Bakan’ın oğlunun evinden para sayma makinesi çıkmış.. Tost makinesi değil..
İddialar az buz değil.. Yolsuzluk, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, yasak bölgeleri imara açma, imar oyunları..
Dönen paranın 100 milyon dolar olduğu söyleniyor..
Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde 4.5 milyon bulunmuş..
Dehşet!..
Soruşturmanın en önemli ayağı; rüşvet..
Para dağıtanın Reza Zarrap olduğu söyleniyor.. Adını Rıza Sarraf olarak değiştirmiş..
Alanlar kimler?.
CHP’nin sağ kesimden aday çıkarma yoluna gideceği konuşuluyor..
Sağ kesimden aday çıkartırsa CHP sağa mı kayar? Sosyal demokrasiye ihanet mi eder?
Bence hayır..
Nedenini açıklayayım..
*
Meseleye iki açıdan bakacağım..
Önce Türkiye fotoğrafına bakalım.. Dört siyasi akım var.. Bir tarafta yüzde 50 gibi büyük çoğunluğu arkasına alan AKP var..