Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son yıllarda en çok kullanılan kavram bu olsa gerek..
Vesayet..
Aslında vesayet rejimi demek daha doğru olur..
Ne demek?
Şu; ülkede seçimle gelen iktidarlar vardır ama asıl iktidar başka güç odaklarındadır.. Bu askerler olabilir, dini bir grup olabilir, etnik bir grup olabilir..
Önemli gelişmelerde karar vericiler onların iki dudağına bakarsa, onların ne düşündüğü daha önemli görülürse.. Beğenmedikleri gelişmeler karşısında bazı mekanizmaları harekete geçirme güçleri de varsa o ülkede vesayet rejimi vardır..
Türkiye bunu yaşadı..
Askeri vesayetin ne olduğunu, nasıl işlediğini bilmeyen kalmadı..
*
İktidar üzerine gitti.. Askeri vesayeti bitirdi.. Uzun bir süreçti.. Bu süreçte, hukuk ihlalleri, hoyratlıklar, mağduriyetler, vicdanlara sığmayan olaylar da olmadı değil..
Yine bu süreçte askeri vesayet gerilerken ben dahil birçok kişi iktidarı uyardı.. Bir vesayet ortadan kalkarken başka bir vesayet gelmesin, aman dikkat denildi..
Polis ve yargı vesayetinden söz edildi..
*
İktidar tınmadı, iktidar yanlıları bu uyarıları yapanlar için linç ayini düzenledi.. Darbeci olmakla, vesayet düzenini savunmakla suçladılar.. Susturmaya kalktılar..
Aradan yıllar geçti..
Bakıyorum, o gün linç ayinine katılanların kalemleri değişmiş.. Paralel devletten, vesayet oluşturmaktan söz ediyor..
Polis içindeki bazı grupları suçluyorlar..
Belge üretmeden, telefon görüşmesi tapelerine eklemeler yapıldığından söz ediyorlar..
Başka mekanizmaların harekete geçirildiğini iddia ediyorlar..
Düne kadar; susun, sesinizi kesin diye çıkıştıkları insanların dilini kullanıyorlar.. Dün, demokrasinin gelişmesinde büyük katkılar yaptı dedikleri polise kuşkuyla bakıyorlar..
Hayretle, dehşetle izliyorum..
*
Şu notu da düşeyim..
Kaç defa yazdım, yine tekrarlayayım.. İktidarın çeteleşme iddiasıyla, yolsuzluk ve rüşvet iddiasının birbiriyle ilgisi yok.. İkisinin de üzerine gidilmeli, ikisi de ortaya çıkarılmalı.. Birinin olması ötekini yok hükmünde yapmaz..

Savaşı kaybetti.. Yedirmeyiz..
İktidar-Cemaat kavgasının çok derin olduğu belli.. O derinliğin boyutunu tahmin etmek zor..
Yazılan çizilenlere bakılırsa öldürücü bir savaş sürüyor..
Cemaat tarafı, Başbakan’ın savaşı kaybettiğini söylüyor.. Ünlü fıkraya atıf yapıyor..
Başbakan halefine üç zarf bırakmış, zor durumda kaldığında sırasıyla aç demiş.. Yeni başbakan ilk zorlukta birinci zarfı açmış; muhalefeti suçla yazıyormuş..
Bir süre sonra ikinci zarfı açmak zorunda kalmış; dış mihrakları suçla notu varmış..
Sonunda üçüncü zarfı açmış; hemen halefine üç tane mektup bırak deniliyormuş..
Cemaat tarafı diyor ki; ‘Başbakan ikinci aşamada.. Kaybettiği savaşı cansiperane şekilde sürdürmeye çalışıyor.’
*
İktidar tarafına bakalım.. Onlar da diyor ki; Başbakan çok badireler atlattı.. Partisi kapatılmak istendi, devirmek için cuntalar kuruldu, muhtıralar verildi, ülkeyi bölecek diye suçlandı..
Dimdik ayakta kaldı..
Bu sefer de öyle olacak; kenardan seyretmeyeceğiz.. Yedirmeyeceğiz..
*
Bir de meselenin seçmen boyutu var.. Bu kavga seçmeni nasıl etkiler.. İktidar partisine oy kaybettirir mi, kaybettirmez mi?
Şimdiden bunun hesapları da yapılıyor.. İktidar yanlıları sarsıcı etkisi olmayacağı inancında..
Bakalım iş nereye varacak.. Yorum yapmak için erken.. Çünkü yıkılan ittifakın altında ne var, ne yok; bilmiyoruz..

Öteki mağdurların başmüfettişi yoktu
İçişleri Bakanı telefon tapelerine eklemeler yapıldığını iddia ediyor.. Mağdur olduğunu söylüyor.. Suç duyurusunda bulunmuş..
En doğal hakkı..
Böyle bir rezalet varsa ortaya çıkarılması lazım..
Bakan bununla da kalmamış; eklemelerin emniyette yapıldığını düşünüyor ki, araştırması için mülkiye başmüfettişini görevlendirmiş..
Ama bu aynı zamanda siyasi gücünü kullanmak anlamına geliyor..
*
Peki, geçmişte çok sayıda kişi benzer iddialar ortaya attı.. Bakan o iddiaların araştırılması için de başmüfettiş gönderdi mi? Tek tek inceletti mi?
Yoksa o mağdurların Bakan’dan farkı başmüfettişleri olmaması mıydı?
*
Bakan geçmişte başmüfettişleri derhal harekete geçirdiyse bugün yaptığı normal prosedür.. Geçmişte sessiz kalmışsa bunun adına siyasi nüfuz kullanmak denir..