İktidar Meclis’e yeni bir güvenlik paketi sundu..
Kimi devrim diyor..
Kimi reform adını veriyor..
Gerçekten öyle mi?..
Tasarıya göre; polis ‘şüphendim’ gerekçesiyle üstünüzü, başınızı, aracınızı, evinizi arayabilecek.. Yeni düzenleme mahkeme kararını ortadan kaldırıyor..
Yargıyı devre dışı bırakıyor.. Şüphe yetiyor!..
Bu duruma.. İleri demokrasiye geçiş mi dersiniz, devrim mi dersiniz, reform mu kabul edersiniz bilemem.. Adını siz koyun..
Başbakan’ın Tunceli’de yaptığı konuşma Alevileri heyecanlandırdı mı, umutlandırdı mı bilmiyorum..
Ben önemsemedim..
Niye mi?
Artık öğrendik; konuşmaya değil, verilen sözlere değil, sonuca bakacaksın..
*
Davutoğlu konuşmasını alladı, pulladı.. ‘Horasan erenlerinin huzuruna destur almaya, ikrar vermeye’ geldim sözleriyle gönül almaya çalıştı..
Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesini ziyaret ettiğini söyledi.. Baba Mansur’dan, Hacı Bektaş Veli’den, Mevlana’dan, Arslan Baba’dan söz etti..
Adına ister Ak Saray deyin ister Beştepe.. En çok konuşulan, en çok tartışılan konular sıralamasında liste başı..
Sadece biz de değil..
Avrupa’da da, Amerika’da da liste başı oldu.. Manşetlere kadar çıktı..
Büyüklüğüyle çıktı, 1000 odalı olmasıyla çıktı..
1000 odada kim oturacak dendi, Cumhurbaşkanlığında o kadar çalışanı yok dendi.. Odacıya kadar herkese bir oda verilse yine boş kalır diye eleştirildi..
*
Bu mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da soruldu.. Afrika dönüşü uçaktaki gazeteciler konuyu açmış..
Dizi seyreden biri değilim.. Dizici değil belgeselciyim ukalalığı yapanlardan da değilim..
Dizi konsepti bana uymuyor.. Başladım mı bitirmeliyim.. Bu sebeple dizi dünyasına uzağım..
Ha, bir ara görevim gereği bulaşmıştım.. Deli gibi senaryo üstüne senaryo okuduğum, dizi önerileri arasında tercih yapmışlığım, yayına koyduğum, kaldırdığım, oyuncusunu beğendiğim, beğenmediğim yönetmenle, yapımcıyla omuz omuza çalıştığım dönem olmuştur..
atv’nin başında olduğum yıllardı.. Geride kaldı..
*
Bu girizgâhtan sonra gelelim mevzua.. Çevremden duyuyorum, haberlerini görüyorum.. Neredeyse her hafta üç dört dizi yayından kaldırılıyormuş..
Daha sezonun başı!..
Başbakan Başdanışmanı, ‘İslami kesimin en az yarısı yolsuzlukların olduğunu düşünüyor. Bundan rahatsız’ dedi..
CHP lideri, mütedeyyin camiaya seslenerek ‘Neden susuyorsunuz’ diye sordu.. İktidara desteğin neden azalmadığını sorguladı.. Çıkan sonuç şu; İslami kesimin en az yarısı rahatsız ama bu rahatsızlığını dilendirmiyor..
Dün bu konuya girmiştim.. Muhafazakâr camia üzerine saha çalışması yapılmalı, psikolojileri doğru analiz edilmeli demiştim..
Gördüm ki ilgi çekmiş.. İnsanlar, bu olağanüstü duruma kafa yormuşlar.. Olağanüstü durum çünkü demokratik ülkelerde bu derece tepkisizlik görülmüş şey değildir..
Örneği yoktur..
*
Basit anlatımla (Bu halin, kuşkusuz birden fazla, birbirinden bağımsız veya birbiriyle ilintili, karmaşık veya basit birçok nedeni vardır) iktidar partisi yıllar önce oyun planı yaptı..
Edirne’nin ötesine geçince her seferinde niyet ediyorum ama olmuyor.. İki günlüğüne de olsa, üç günlüğüne de olsa Türkiye ile bağımı koparmak istiyorum...
Olup biteni duymamayım, düşünmeyeyim, ilgilenmeyeyim..
Teknoloji o kadar ilerledi ki, mümkün mü? Nereye gizlenirsen gizlen, haber yakana yapışıyor..
Televizyon açma, gazetelere bakma, internete girme, Twitter’a yanaşma, fark etmiyor..
Haber seni buluyor..
*
Buldu da Londra’da tenis maçlarına kaptırmıştım ki, buldu.. Cumhurbaşkanı Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde konuşmuş..
Pazar günü küçük bir not koymuştum ama demek ki gözden kaçmış..
İki gün üst üste köşenin boş kalmasını farklı manalara çekenler olmuş..
Posta kutumda bir hayli mail buldum.. Ne oldu, nerdesin, sen de mi diyenlere toplu cevap vereyim..
ATP sezon sonu finallerini izlemek için Londra’daydım..
Dünyanın en iyi sekiz erkek tenisçisi Londra’da mücadele etti.. Biliyorsunuz bu yıla kadar en iyi sekiz kadın tenisçi üç yıl üst üste İstanbul’da yarışmıştı..
Neyse, Federer’i, Wawrinka’yı, Djokovic’i izlemek için köşeyi iki gün kapatmıştım..
Hadise budur..
Önce soruyu soralım, sonra konuyu açarız.. Soru şu: Futbol yorumcularının mı işi zor, siyaset yorumcularının mı?
Ekranlar tartışma programlarından geçilmiyor.. Hafta sonları ekranlar futbol yorumcularınındır..
Haber kanallarının, spor kanallarının tümünde o günün, o haftanın maçları tartışılır..
Siyaset yorumcuları hafta içi sahne alır..
Hangisinin işi daha zor..
*
Futbolun kalitesi de siyasetin kalitesi de ortada.. Çoğu zaman ikisi de yerinde sayıyor.. Veya dön dolaş bir adım öteye gidemiyorsun..