Virüs ve online konserler

22 Mart 2020

Ev ortamından yapılan online konser yayınları 2010’larda yükselişteydi. Stream meselesi yeni keşfediliyordu. O dönem henüz sosyal medya uygulamalarına entegre olmuş canlı video yayınları geliştirilmediğinden canlı yayın çok pahalı bir şeydi. Her şeyden önce internet altyapısı kaliteli yayınlara izin vermiyordu. Böyle bir yayın için hayli sağlam bir teknik altyapı gerektiğinden, az sayıda sanatçı büyük bir yenilik olarak bu tip yayınları yapmaktaydı. Zaten bu yayınların neden yapıldığı da bir soru işaretiydi çünkü online konserlere ihtiyaç olup olmadığı ya da insanların evden konser izlemesinin herhangi bir ticari anlamının olup olmayacağı bilinmiyordu.

Her şey biraz el yordamıyla ilerliyordu.

Kesin olan şuydu; müzisyenler artık Youtube’a amatörce şarkı söyledikleri videoları koymaya alışmışlardı ve bu şekilde viral olarak büyük üne kavuşmak mümkündü. Tek ihtiyacınız basit bir telefon ve bir gitardı. Youtube gerekli altyapıyı size sağlıyordu.

Online konserler bu konseptin yeni bir adımı olarak gelişti. Ancak pahalı olduklarından yaygınlaşmamışlardı.

Yazının Devamı

Evde kapalı kalanlara 10 albüm

22 Mart 2020

Her anlamda insanı tedavi edici şarkılar, vokaller ve sözlerle dolu bir albüm mü aradığınız yoksa dışarıdaki salgından fiziksel ve duygusal olarak tamamen soyutlanmış hissetmek mi? Evde uzun uzun dinlemelik albümler listesine buyurun“Suddenly” - Caribou: Kanadalı prodüktör Dan Snaith bugün elektronik müzik aleminde herhalde çağdaş bir Debussy ya da Fauré oldu çoktan. En yeni albüm “Suddenly” geçenlerde yayınlandı. Caribou bu duygusal albümü kişisel dünyasından hareketle yaptığından ve tam da bu yüzden çok kişisel bir müzikal dil kullandığından ticari numaraları az.  İçinde uzun uzun gezilip tozulacak keşfedilecek bir albüm. E evdeyiz zaten ve zamanımız bol.
“LIBERATO” - LIBERATO: 
Şu an Avrupa çıkışlı orijinal “urban” müzik arıyorsanız LIBERATO tanışmanız gereken isimlerden biri. Napoli’den çıktığını biliyoruz. İtalyan urban müziğinin Banksy’si kendisi. Corriere Della Sera onun için hayalet şarkıcı diye yazmıştı. 2019 tarihli tek albümünde 3D ile ortak

Yazının Devamı

Korona güncesi - 2

17 Mart 2020

Sevgili günlük, evden çalışmanın en zor kısmı, evden çalışmakmış. Meğer biz daha önce evden çalışıyoruz diye kafeden çalışıyormuşuz. Neden bunun adına evden çalışmak demişler anlamıyorum. Kafeden, sağdan soldan çalışmak olmalıymış bu konseptin adı. Evden çalışmak, yani gerçek anlamda evden çalışmak bünyeyi korona kadar yıprattı. Geçen gün video görüşmelerinden birinde Leyla odaya kitap günü için aldığımız dinozor kostümüyle daldı. Biraz boğuştuktan sonra elindeki pembe topu almayı başardım ve koridora doğru fırlattım. Peşinden koşunca arkasından kapıyı kapatıp kilitledim. Pufu da kapıya dayadım. Şimdi giremiyor ama dışarıdan yumrukluyor. Mikrofon kapalı olduğundan konuşulanları dinlemeye devam edebiliyorum. Ama bunu daha ne kadar yapabilirim bilmiyorum. Anaokuluna bir süre gitmemesine karar verdiğimizden, o da evden “çalışıyor”. Her an Frozen kostümüyle çıkagelebilir. Endişeliyim. Neyse ki video görüşmedeki herkes aynı durumda...

Twitter, balkonlarında şarkı söyleyen İtalyanlarla dolup taştı

Yazının Devamı

Evden çalışmanın evreleri

15 Mart 2020

İngiltere’de evden çalışma geçen hafta çoğu iş yerinde tercihe göre izin verilen bir durumdu. Bu hafta itibarıyla belli başlı iş yerleri evden çalışmayı “seçenek” değil, “tavsiye” haline getirdi. Siz bunu mecburi diye de okuyabilirsiniz. Evinize gidin ve ikinci bir emre kadar da orada kalın demediler elbette. Tavsiye daha uygun bir ifade.

Sokaklar ve muhtelif kamusal alanlar evden çalışan insanlarla dolu. “N’aber?” “İyidir.” “Evden mi?” “Evet, sen?” “Evet, çalışıyorum ben şu anda.” Berberdeyiz o sırada.

İşi gücü zaten kafelerde oturup yazı yazmak ya da sosyal medyada iş yapmak olan pek çok insan için bu durum yeni değil. Sürpriz de değil. Ancak ofis insanları büyük boşlukta.

Ortalıkta zombiler gibi dolaşıyorlar. Markette, kafelerde, pazar yerinde onları görünce hemen tanıyorsunuz. Bizim memleketteki esnafın müşteriyi anında okuması gibi burada da esnaf insan sarrafı. “Abi, eve mi gönderdiler sizi de?” diyemeseler de “Merhaba, evden mi

Yazının Devamı

Müzik dünyasında korona iptalleri

14 Mart 2020

Koronavirüs müzik dünyasında da etkisini gösteriyor. Festivallerin yanı sıra bazı planlı konserler de iptal ediliyor ya da erteleniyor. Bunların başında önümüzdeki ay yapılacak global festivalcilik sektörünün en büyük festivallerinden biri olan Coachella geliyor

Bu yılki Coachella festivali başka bir tarihe ertelendi. Global festivalcilik sektörünün en büyük festivallerinden biri olan Coachella nisan ayında gerçekleşecekti. Rage Against The Machine bu yılki headliner’lar arasındaydı. Her neyse festival şu anda ekimde yapılacak gibi duruyor. Ancak tabii artık sanırım hepimizin anladığı gibi 2020 içinde pek fazla “save the date” yapmamak lazım. Verdiğiniz sözleri tutamayabilirsiniz.

Bu hafta yapılması gereken (13-22 Mart) SXSW yani South by South West adıyla bilinen müzik konferansları haftası da iptal edildi. Yetkililerin Wall Street Journal’a yaptıkları açıklamaya göre halen başka bir tarihte gerçekleştirmenin yolları aranıyor. Ancak 2020’de olması çok zor bir ihtimal deniyor.

Stagecoach, Treefort Music Fest, Ultra Music

Yazının Devamı

Bir ‘bilgisayarım nerdeyse ofisim orası’ vardı, n’oldu ona?

10 Mart 2020

Evden çalışmak 2010’larda zamanın ruhuydu. Plajlarda kucakta laptop ile verilen pozlar her yerdeydi. Dergilerde dünyanın dört bir yanından en akla gelmeyecek harika mekânlarda, kafelerde, sahillerde, ormanlarda, dağlarda çalışan insanların röportajları basılırdı. Nasıl da ofisi terk edip dünyanın bir köşesindeki bir sahil kasabasına yerleşmiş ve nasıl da bir bilgisayarla bütün işlerini hallediyor. “Ofiste olmaya ne gerek var ki. Aptal mısınız siz, biraz teknolojiden faydalanın...” alt metniyle yoğrulan bu haberleri, röportajları nasıl da gıptayla okurduk.

Bir gün bizim de şezlonglarda uzanıp dağ tepelerinin, cangılların, egzotik koyların, şahane şehirlerin şahane mahallelerindeki şahane “lokal” kafelerin ve parkların tadını çıkaracağımız günlerimiz olacaktı. Her gün servise binip trafikte sosyal medyada paylaşılanlara bakarak sinir krizi geçirmek yerine, bi şey bi şey bi şey danışmanı olacak ve o lanet ofise gitmeyecektik. Tam da Instagram devrimine denk gelmişti bu evden çalışma hareketi. “Hayat sana güzel”ler hayli havada uçuştu ama

Yazının Devamı

Koronavirüs güncesi

8 Mart 2020

Geçenlerde içinde olduğumuz muhtelif sohbet gruplarının birinde makarna, mercimek, ıslak mendil ve el dezenfektanı depolamaktan söz ediliyordu. Bu grup Türklerden ibaret olsa tamam, normal derim. Çünkü biz işler ters gitmeye başladığında bakkala koşup makarna depolayan bir milletiz. Sorunlarımızla başa çıkma yöntemlerimizden biri bu. Ama ya İngilizler? Çok milletli bir diğer grupta endişeli anneler henüz el sabunu ve tuvalet kâğıdının tükenmediği marketlerin isim ve konumlarını paylaşıyordu. Artık bu tip panikleme hareketlerinden dolayı mı, yoksa cidden aşırı talepten mi bilmiyorum, marketlerde bu ürünler online siparişe kapandı cidden. Marketlere gidip kendiniz almalısınız. Ayrıca yetkililer bir kişiye iki adetten fazla dezenfektan satılmasını yasakladı. Sabun, ıslak mendil karneyle dağıtılacak herhalde yakında Londra ve çevresinde diye espriler yapıyorum, kimse gülmüyor.

Neyse, grupta “Şurada varmış, arkadaşın arkadaşı söyledi, koşun” şeklinde mesajlar havada uçuşuyordu o yüzden. “Hah” dedim, “bir gün herkes

Yazının Devamı

Rap şarkılarında marka kullanımı

7 Mart 2020

Bugünlerde, günümüz şehir kültürünün ruhunu anlamaya çalışan biri, eğer cidden bu merakını tatmin etmek istiyorsa Türkçe rap’i incelemeli

Ben üniversitedeyken Orhan Gencebay şarkılarındaki sözleri analiz ederek arabesk müziği ve bunun üzerinden yeni şehirli Türk kültürünü anlamaya çalışan “Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski” isimli kitap İletişim Yayınları’ndan çıktığında hayli merak uyandırmıştı.

90’lardaydık, ama arabesk hâlâ anlaşılamıyor, inceleme konusu olarak akademik çevreler tarafından dikkate alınmıyordu. Bu yüzden filizlenmesinin üzerinden 20-25 yıl geçmesinin ardından ve şehir kültürü çoktan değişmişken akademisyenler arabeski daha yeni merak etmeye başlıyordu. Üstelik bunu Orhan Gencebay üzerinden yapıyorlardı. Orhan Gencebay hiçbir zaman arabesk tanımını kabul etmemiştir. Ve pek çok fırsatta arabeskçi olmadığını, yaptığı müziğin de arabesk olmadığını söyler. Bunlar çok önemli olmasa da şu

Yazının Devamı