Mehmet Demirtaş

TFF 2. Lig 28 Ağustos’ta start alacak. Kimi ekipler kamp programıyla kimi futbolcu alışverişiyle kimisi de bunlara ek olarak önündeki engellerle savaşım veriyor. Kurulduğu günden bu yana Türk futboluna hizmeti misyon ve vizyon edinmiş camialardan Bucaspor 1928, hamleleriyle 1. Lig’i istediğini hepimize hissettirdi. Bunun için de çalışmalar tam gaz ilerliyor. Öte yandan da birçok kez birçok kapıyı tıklatıp dertlerine derman bulamadıkları stat meselesiyle karşı karşıya kaldılar. Herkesin halı altına süpürdüğü bu konuyu yeniden gündeme getiren isim ise Başkan Cihan Aktaş. Başkan haklı olarak geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan sesini duyurmaya çalıştı. Ülkemiz, Avrupa’da stat mevzusunda zirve yapmış bir coğrafya. Gelgelelim Buca bir türlü hakkı olan evine kavuşamadı.

***

Bir takım için ayna tribünlerdir. İçeride size itici güçtür. Potansiyelinizi size hissettirir. Kötü zemin sizin başarınızı aşağı doğru çeker, pırıl pırıl bir alan da sizi zirveye götürür. Ki şampiyonluk için

2006-2007 sezonunda, 3. Lig’de kümede kalma sevinci yaşayan Akhisarsporlu bir taraftara, bundan sonraki 10 yıllık süreçte yaşayacağı başarıları anlatsanız, size rüya gördüğünüzü söylerdi ancak rüya gibi bir serüvene kümede kalarak başlamışlardı.

1970 yılında kurulan Akhisarspor, 1984’ten 2007’ye kadar 3. Lig’de mücadele etti. 2007-2008 sezonunu 2. olarak bitiren Akhisar tarihinde ilk kez 2. Lig’e yükselme başarısı yakaladı.

2008-2009 sezonunu 2. Lig’de orta sıralarda bitiren yeşil siyahlılar, 2009-2010 sezonunda 2. olarak Spor Toto 1. Lig’e yükseldi.

2011-2012 futbol mevsiminde Hamza Hamzaoğlu önderliğinde çok iyi bir sezon geçiren Akhisar, ligi zirvede tamamladı ve Süper Lig’e yükselme hakkı kazandı.

Alt liglerde hiçbir dönem, çok fazla para harcayarak yükselmemiş olan Akhisarspor, aynı politikayı Süper Lig’de de uyguladı ve Süper Lig’de ilk sezonuna mütevazı kadrosuyla giriş yaptı.

İlk yarıyı son sıralarda bitiren ve ikinci yarıda yaptığı çıkışla 42 puan toplayan

1994 yılında yeşil çimlere ayak basan Hüseyin Eroğlu, müthiş bir hikayenin başlangıcını yavaş yavaş adımlamak için soluklanmıştı. Soma Linyitspor, Marmaris Belediyespor, Akhisar Belediyespor, Eskişehirspor ve de son durak olarak Kemalpaşaspor formalarını giyip aktif futbolculuk yaşantısına noktayı koyarken belki de başarılarıyla ün salacağı gerçeğini beklemiyordu.

2005 yılı kramponlarını astığı, 2012-2013 futbol mevsiminde de kenar çizgide güven verdiği yıllar olarak kayıtlara geçecekti.

Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’ndan mezun olmasıyla birlikte, hem çimlerin kokusunu solumuş hem de işin ilmini öğrenmiş bir talebeydi Eroğlu. Kariyerine Bucaspor’da start verirken mutluluk karelerini pozlaması da çorap söküğü gibi akıp gitmişti yıllar içerisinde. 2007’de Türkiye ikinciliği, 2010’da Nike Premier Cup Türkiye şampiyonluğu ve Avrupa Grup 1.’si apoletlerini omzuna asan Eroğlu, U15 takımını sırtlamıştı. İş artık seviye atlamaya, Bucaspor’da yardımcı antrenörlük görevine soyunmaya gelmişti.

Birbiri ardına

Hepimizin bildiği gibi sıcak günler geçiren Altay’da gündemi uzun süredir meşgul eden bir kongre süreci yaşanıyor.
28 Nisan’da organize edilip gelişen olayların ışığında maalesef yarıda kalan kongrenin devamı niteliğindeki seçimde Ayhan Dündar ve Hakkı Küllü başkanlığında iki liste yönetime talip oldu.
Hakkı Küllü oylar sandıklara atılırken adaylıktan çekildiğini açıkladı. Önümüzdeki süreçte ise yeniden bir olağanüstü genel kurul kararı alınıp kurulacak güçlü bir yönetim ile yeni başkan adayı çıkması kuvvetli bir ihtimal olarak göze çarpıyor.
Yürekleri büyük bu cesur adamlar, kayyuma gitmesi beklenen kulüp için bir adım attı.
Yaş ortalaması 30 olan gençler, bir liste oluşturarak yönetime aday oldular. Özellikle sezonun ikinci yarısında yoğun olarak hissedilen bıkkınlık hissiyatıyla 108 yıllık bu ulu çınarın şerefli evlatları taşın altına elini koymaktan çekinmedi. Ceplerindeki en büyük birikim kuşkusuz Büyük Altay aşkı.
Camiayla uzaktan

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’e ‘spor kenti’ apoleti takmak adına verdiği uğraşlar malum. Bu doğrultuda başlatılan, “Sportif Yetenek Ölçümü ve Spora Yönlendirme Programı” İzmir’in 30 ilçesindeki yeteneklere ulaşmak için diyar diyar gezmekte.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Dairesi Başkanlığı ve Ege Üniversitesi iş birliğiyle 8-9-10 yaş çocuklar için ücretsiz gerçekleştirildiği de zaten biliniyor.
Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı içerisindeki Buz Sporları Salonu’nda hizmet veriliyor. Bu alandaki yetenek ölçüm birimi, sporu İzmir’in her yerine yaymak ve genç yeteneklerin elinden tutmak adına mobil bir sistem haline getirildi.
Ve ilk durak Kemalpaşa oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin spor eğitmenleri ekipmanlarıyla birlikte Kemalpaşa’nın mahallelerini tek tek dolaşarak ücretsiz yetenek ölçümlerini tamamladı.
Mahallelerdeki taramanın ardından ekipler, ilçe merkezindeki çocukların

Spor Toto 1. Lig’de tarihi sezonlardan bir tanesine şahit oluyoruz. Sıralamanın altı cadı kazanı gibi kaynıyor. Kağıtlar, kalemler, hesaplar, kitaplar hazır. Cumartesi öğleden sonrası ekranlar gibi kafalar da bölünmüş vaziyette. Önümüzdeki futbol ikliminde de 1. Lig vizesini elinde bulundurmak isteyen takımların maçları öncesi Altınordu’nun çıktığı 90 dakika daha öngörülebilir gözüküyor. Düşmeyi belgelemiş Balıkesirspor ise işin renginin öyle olmadığını gösterircesine mücadele örneği sergiliyor alanda. Yazı kışa döndürmemek adına çıkıp savaşacak, mücadele edip istediğini almaya çaba gösterecekti kırmızı lacivertliler. İlk 45’in başlama düdüğü ile birlikte bir hava yakalayan ev sahibi, 9. dakikada geriye düşmesine rağmen oyunu domine eden taraftı. Hatta o denli ciddi ataklar da yakalamayı bildiler. Hüseyin Eroğlu, topu kanatlara taşıyıp daha fazla alan bulmayı hesaplarken, özellikle Şeref Özcan’ı bu noktada çok aktif kullandı. Kaptanlığın yükünü çeken

Son yıllarda futbolda marka olma yolunda büyük adımlar atmıştık. 

Önce Süper Lig’e Göztepe’yi uğurladık, ardından Altay’ı. 

Kentin kanayan yarası haline gelen statsızlık sorununa neşter vuruldu.  

Göztepe Gürsel Aksel ve eski adı Alsancak, yeni adı Alsancak Mustafa Denizli Stadı’na kavuştuk.  

Özellikle Göztepe, güçlü taraftarıyla ülke gündeminde adından sıkça söz ettirdi. Hatta dizilerde bile adı anılmaya başladı.  

Adeta, ‘Biz buralara yeni gelmedik, geri geldik’ dedirtti.  

Pandemi tüm dünyada etkisini gösterirken futbolda da en çok bizi etkiledi. Oradan oraya savurdu bizi. 

Ne ettik, futbolu bitirdik. 

Bay geçirdiği geçen haftanın ardından ligde kalma yolunda en kritik virajlardan birisine Kocaelispor deplasmanında çıkan Altınordu, rakibiyle 2-2 berabere kaldı. Mücadele dozunun yüksek olduğu randevuya hakem Ali Palabıyık'ın kararları damga vurdu, iki ekip de avantajı kaçırdı

Gerçek bir futbol gurmeleri için baharın iç ısıtan sıcaklığında, pazar öğleden sonrası nefis randevulara sahne oldu. Kuşkusuz bu platformdaki en çarpıcı iş, Kocaelispor-Altınordu çekişmesi olacaktı. Alt sıralar adına makas daraldıkça düğümün çözülmesi adına heyecanın misliyle arttığını gördükçe kafalar da ekranlar gibi maç maç ayrılmış durumdaydı. Her takım kesesine doldurduğu puanlarla birbirlerini sahnenin dışına atmak adına ayrı bir savaşım veriyor ekipler. İlk 45’lik dilimde iki takımdan da iki farklı prototipte maç izledik. Ev sahibi özel ayakları olan Mehmet Taş, Gueye, Diop ve Atila Turan ile Altınordu kalesinde golle daha sıcak temasta olurken, İzmir ekibi kolektif bir oyun tarzıyla takım gücünü ön plana